17/01/2022 | Yazar: Anjelik Kelavgil

Lamı cimi yok, Bülent Ersoy trans olduğu için o fırtınayı kopardınız. Bülent Ersoy trans olduğu için tutulan bir şemsiyeyi çok gördünüz. Bülent Ersoy trans olduğu için o şemsiyeyi tutanları görevden aldınız.

Şemsiye Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Konur Sokağa Çankaya Belediyesi tarafından asılan şemsiyelerle Bülent Ersoy’a Anıtkabir’de tutulan şemsiye arasında nasıl bir ilişki olabilir? Bir şemsiye, ülkem cisheteropatriyarkası ve onun taşıyıcısı kitlelerin iki yüzlülüğünü nasıl ulu orta gözler önüne serebilir? Bir şemsiye nelere kadirdir?

Kaldırılmış sanırım şemsiyeler Konur Sokak’tan; ya da ben o kadar tiksinerek yok saydım ki o şemsiyeleri, varlar ve ben görmüyorum. Geçtiğimiz aylarda Ankara Konur Sokağın göğe bakma yerlerini şemsiyeler kapamıştı malum. Ne tarz bir öykünmeyle o şemsiyelerin oraya konuşlandığı; Çankaya Belediyesi koridorlarında kimlerin bu fikri uygulamaya koyduğu, fikir uygulanırken renk kartelasının özenle gökkuşağı kaçkını seçilmesine kimlerin karar verdiği şu sıra dev bir muamma. Öğreniriz.

Yıllar sonra bir şovşak “2015’ten sonra devlet LGBTİ+’lara kafayı taktığında muhalefet ne yapıyordu?” diye sorarsa bana, Konur Sokağa asılan o şemsiyeleri göstereceğimden çok eminim. O şemsiyeler işte, muhalefetin LGBTİ+’lara bakış açısını tek karede gösteriyor. Hemen ardından dezenfektan ihaleleriyle nam salmış Ticaret Bakanlığı’nın Katar’a örnek gökkuşağı kararının altındaki imzaları da göstermek yeterli olacaktır sanırım, bugünlerde muhalefetimizin LGBTİ+’lara nasıl baktığını göstermeye.

Seçim sath-ı mahaline girdiğimiz şu günlerde; oy deposu olarak görülen AKP’den kopan kitlelere ve onların endişelerine şirin görükme yarışına girmiş muhalefete söyleyecek o kadar çok söz var ki, dil usandı onlar usanmadı bu gericilik yarışında. Yüzde 1-2’lerin “endişeleri”ni ürkütmemek adına ne boyutta bir kitleyi endişelendirdiklerinin ne kadar farkındalar hiç emin değilim. Bir lubunya olarak endişelerimi ayrı bir yazı olarak tefrika halinde bu köşeye taşıyacağımdan hiç şüpheniz olmasın, endişeler başka yazının konusu.

Ürkütmekten korkulan, (seçim güvenliği gündem edilmeden gündem olan) seçimlerde oylarına talip olunan kutsal aile ve şürekasının ürkütülmeyecek “değerleri”ni gördük değil mi; muhalefeti bu pespayelikte söz üretmeye iten esbab-ı mucibeyi? Kendi çocuğunun ölümünün ardından fail tarikatları koruyan babayı; cin çıkartma (?) sırasında öldürülen kadının faillerinin söylemlerini; tarikat ilminin evde doğuma zorladığı kadının ölen bebeğini ve sonrasında söylenenleri… Bunların hepsini bu hafta yaşadık; ülkenin tüm damarları yobazlıkla tıkanmış haldeyken muhalefetin Konur Sokaktaki şemsiyelerle kimlere şirin gözükmeye çalıştığını, Bülent Ersoy’a tutulan bir şemsiye koparılan fırtınada kimlerin kimlerle yanyana geldiğini el alem görüyor #şükür.

Lubunyalara gündelik hayatı zehir eden LGBTİ+ karşıtı kitleyi ürkütmemek adına gökkuşağı kaçkını şemsiyelerle bir şey yapMIŞ gibi görünen muhalefetimiz nasıl bir kitleyi o şemsiyenin altında tutmaya çalışıyor umarım düşünüyordur. İşte o gökkuşağı kaçkını şemsiyelerin altında tutmaya çalıştığı kitle bu hafta Bülent Ersoy’a tutulan bir şemsiyeden “endişelendi.”

Bülent Ersoy’a tutulan şemsiye ülkenin ne büyük bir ikiyüzlülükle dolup taştığını; mevcut partilerin seçimlerde nasıl bir ikiyüzlülüğe tutunduğunu ve hangi ikiyüzlülüğün oylarına talip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Şaşırttı mı? Asla; biz bu ülkenin iki yüzlülüğünü bizatihi yatak odalarımızdan zaten biliyoruz.

İki fotoğraf arasında geçen bir ömre neler sığdırdı Bülent Ersoy; bir yanda ordunun yasal mermilerinin arasında getirildiği darbe mahkemeleri, bir yanda Anıtkabir ziyareti ve üniformanın tuttuğu bir şemsiye… İşte bu iki fotoğraf karesi tüm lubunyaların başarısıdır, gurur duyuyor ve “yetmez ama tutar” diyorum.

Hemen o fotoğrafın basına yansımasının ardından kopan fırtına var ya; işte o fırtınayı kopartan iki yüzlülüğü endişelendirmemek adına gericilik yarışına girip laikliğe dair ne varsa unutmaya yatan muhalefete yazıklar olsun mu peki? Olsun, hem de en tumturaklısından bir “yazıklar olsun”.

Lamı cimi yok, Bülent Ersoy trans olduğu için o fırtınayı kopardınız. Bülent Ersoy trans olduğu için tutulan bir şemsiyeyi çok gördünüz. Bülent Ersoy trans olduğu için o şemsiyeyi tutanları görevden aldınız. İki yüzlüsünüz, fobiksiniz ve bu ülkenin ekmek gibi su gibi ihtiyacı olan laikliğin önündeki en büyük engel siz ve sizin fobik değerleriniz. Sizin endişeleriniz bizim haklarımızdan ve varoluşumuzdan daha değerli ve önemli ele alınıyorsa o muhalefet koridorlarında; lubunyalar görünmezleşiyor ve laiklik sümen altı ediliyorsa bu endişelerden dolayı, Konur Sokağa bezenen o gökkuşağı kaçkını şemsiyelere gelesiniz, ne diyeyim.

Ülkenin demokratik değişim ve dönüşümünü bir kenara koyup dertleri AKP’den seken oyları toplamaktan öteye gitmeyen bu karanlığa karşı lubunyaların daha çok yan yana gelmekten başka bir çaresi yok. Muhalefete bizim oylarımızı kazanmak için gayret etmesi gerektiğini anlatmak da bir başka yazının konusu olsun. Bir yazıdan ne çok yazı çıktı Yıldız, canım editörüm görüyor musun?

Anj. <3

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: kadın, yaşam, siyaset
İstihdam