18/03/2009 | Yazar: Umut Güner

Merhabalar Güzin Abla

Merhabalar Güzin Abla

Sevgili ablacığım, 32 yaşında bir eşcinselim ve eşcinsellik konusunda insanların bu kadar cahilce gazetelerinin sayfalarını doldurmalarından dolayı korku içindeyim.
 
Toplum, eşcinsel, biseksüel, transeksüel kadın ve erkekleri yalnızlaştırıyor. Bu yalnızlaştırmaya ek olarak aynı zamanda ‘ikiyüzlü’ yaşamaya mecbur bırakıyor. Size mektup yazan arkadaşımız aslında size bunu soruyor, ‘bana medyanızla, eğitim sisteminizle, aile yapınızla dayattığınız ve buna uymadığımda nefretle öldürdüğünüz için ikiyüzlü bir yaşamı, ölmemek için, işten atılmamak için kabul etsem mi yoksa bir eşcinsel olarak yoluma devam mı etsem?’ bu sorunun muhatabı bu toplumun bir parçası ve toplumun ‘homofobik algılarını’ tekrar tekrar üreten, besleyen biri olarak sizsiniz aynı zamanda. Burada sizin vereceğinizin cevabın insanları yargılamadan ve insanların biricik olduğunu unutmadan vermenizi ve bu dayatılan sistemde suçluların eşcinsel, biseksüel ve transeksüel erkek ve kadınlar değil sistemin kendisi olduğunu belirtmeniz ve eşcinsel okuyucunuzu, başarılı, mutlu eşcinsel yaşamlarında olabileceği, bütün eşcinsel, biseksüel ve transeksüel kadın ve erkeklerin mutsuz ve yalnız yaşamadıklarını özellikle batı’da birlikteliklerini kayıt altına alma gibi yasal haklarının olduğunu bunun yanında evlat edinebilmelerinin farklı ülkelerde tartışıldığını ama evlilik ya da evlat edinme hakkı olmasa bile eşcinsel, biseksüel, transeksüel bireylerin farklı bir yaşam kurgulayarak, dostlarıyla, aileleriyle cinsel yönelim/kimliklerini paylaşarak mutlu bir hayat sürebileceklerini de pekâlâ belirtebilirdiniz.
Ancak siz eşcinsellik söz konusu olduğunda birçok insanın yaptığı gibi ‘kolay’ yolu seçtiniz. Heteroseksist sistemin sesi olmayı seçerek, aslında üstünde iki kere düşünmeden cümleleri kurdunuz. Peki bu cümleler nelere yol açıyor?
 
Öncelikli olarak eşcinsel, biseksüel, transeksüelleri ve heteroseksüelleri yanlış bilgilendiriyorsunuz. Örneğin ‘eşcinsellerin ‘AİDS’ nedeniyle genç yaşta hayata veda ettiğini’ söylemişsiniz. Öncelikli olarak hiv/aids bir eşcinsel hastalığı değildir. Eşcinseller de pekâlâ HIV/AİDS olabilirler. Ancak bugün Dünya’da ve Türkiye’de hiv’e yakalanma ve bulaşma yollarına baktığımızda heteroseksüel ilişki arasında yayılımın daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu cümlede bir diğer yanlış ise, ‘aids’in’ ölümcül bir hastalık olduğu yönünde verdiğiniz bilgi. AİDS hastalığın bir aşaması. Bugün geliştirilen tedavi yöntemleri ile hiv artık şeker gibi kronik bir hastalığa dönüştü. İnsanlar, tedavilerini artıkları müddetçe artık ‘aidsten’ ölmüyorlar. Aids’in ölümcül bir hastalık olduğunu söyleyerek aynı zamanda Türkiye’de örgütlenmeye çalışan hiv pozitiflere ayrımcılık yapıyorsunuz ve mücadelelerine zarar veriyorsunuz.
 
Sevgili Güzin abla, eşcinselliğin nedeni ile ilgili söylediğiniz hiçbir şey gerçek değil. Hepsi safsata. Bunlar kafatasçı bilim adamlarının uydurmaları. Eşcinsellerin tırnak boylarına, parmak uzunluklarına, saçlarının uzama oranlarına, ten renklerine, vucuttaki kılların oranına vs. aklınıza gelebilecek her ihtimal üzerinden eşcinselliğin nedeni araştırıldı ve bulunamadı. Peki, neden eşcinselliğin nedeni araştırıldı da heteroseksüelliğin nedeni araştırılmadı. Siz eşcinsel, biseksüel ve trans bireylerin cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliği nedenlerini psikolojik sorunlara indirgeyerek eşcinsellere sağlıksız, hasta muamelesi yapmaya ve bu tarz yaklaşımları beslemeye devam ediyorsunuz. Araştırmacı bir gazeteci olmadığınızı at gözlüklerinizi çıkarmadan dünyaya baktığınızı ve her başvuruya kendi kişisel algınızla cevap verdiğinizi biliyorum… Ancak bu sadece eşcinsellere değil bütün okuyucularınıza zarar veriyor.
 
Bunun yanında size mektup yazan okuyucunuz, biseksüel bir erkek de olabilir. Biseksüel bir erkek bir kadından ya da bir erkekten hoşlanabilir. ‘Tek biricik bir heteroseksüellik var. Bir de bundan sapma diye nitelendirdiğiniz eşcinsellik var’dan ibaret değil dünya. Bunu da sanırım bir yerlere not etmekte fayda var.
 
Son olarak mektubunuzda kullandığınız dile ilişkin bir şeyler söylemek istiyorum. Eşcinsellerin yaşadığı sorunların nedeni hepimiz. Hepimizi bu sistem zehirliyor. Ancak siz bazı eşcinseller toplum içinde sorun yaşayabiliyorlar diyerek sorunu hem hafifleştiriyorsunuz hem de sorumluları yok sayıyorsunuz..
 
Daha iki gün önce bir transeksüel öldürüldü. Sırf transeksüel olduğu için. Bu cinayetin katili tek başına Ebru’yu öldüren kişi değil. Eğitim sisteminde, aile yapısında, çalışma hayatında eşcinsel, biseksüel, transların yaşamını değersizleştiren, onların insan olduğunu unutturan sistem ve bu sistemin kurumsallaşmasını ve içimize sinmesine neden olan herkes. Siz yazdığınız homofobik, ayrımcı, cinsiyetçi öğeler barındıran mektuplarınızla eşcinsellere, biseksüel, trans bireylere yönelik nefret suçlarının ortağısınız. Bu ortaklıktan vazgeçin.
 
En son verdiğiniz tavsiye ise bize hayatımızın birçok alanında tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Eşcinselsen eşcinselsin ama bunu yaşama. Yaşamayabilirsin. Bir eşcinsel erkek ya da kadın karşı cinsle yattığı zaman cinsel yönelimi değişmez. Örneğin siz bir kadınla yatsanız yarın sabah lezbiyen ya da biseksüel olarak mı nefes almaya devam edeceksiniz. ‘askerliğini yap, evlen, çoluk çocuğa karış’ tadında yaptığınız bütün tavsiyelerle eşcinsellerin hayatlarını zehirlemeye ve eşcinselleri yalan söylemeye teşvik ediyorsunuz.
 
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Bilmediğini kabul etmeden, bilmediğin konularda özellikle insan yaşamını etkileyecek konularda ‘bilirkişilik’ yapmak ise çok tehlikeli bir şey. Bunun yerine pekâlâ bu alanda danışmanlık vermek istiyorsanız, İstanbul’da Lambdaistanbul’un danışma hattını arayarak ya da Kaos GL’nin danisma@kaosgl.org adresine mail atarak eşcinsellerin size sorduğu sorularına yanıt bulabilirsiniz. Ya da doğrudan size mektup yazan kişileri bu adreslere yönlendirebilirsiniz.
 
Saygılar
 
‘Flört ettiğim kız benim eşcinsel olduğumu bilmiyor’

Sevgili ablacığım, ben 26 yaşında bir gencim. Aslında çok utangaç biriyim.

Biliyorum siz benim gibilerden pek fazla hoşlanmazsınız ama söylemek zorundayım; ben bir eşcinselim. Yine de size bazı sorunlarımı yazmak içimden geldi. Yaşadığım şehirde bir grup arkadaşım var. ıçlerinden bir genç kız var ki, benden hoşlanıyor ve ben de ona karşı boş değilim. Flört eder gibiyiz. Ama o benim eşcinsel olduğumu bilmiyor. şu anda çok yalnızım ve içinde bulunduğum durumda, kendime uygun bir sevgili de bulamadığım için mutsuzum. Belki de bir bunalımın eşiğindeyim. Bu genç kızın yanında ise kendimi daha iyi hissediyorum. Bana ne önerirsiniz? Ona durumumu anlatayım mı, benden kaçar mı? Yoksa ben ömür boyu gerçek bir aşkı yaşayamadan, yalnız ve yaşlı bir eşcinsel olarak mı hayatımı noktalayacağım?
 
Sevgili oğlum, ben herkesi ve Allah'ın yarattığı her varlığı yürekten seven bir insanım. Ancak eşcinsellerin genellikle, en uygar ülkelerde bile, toplum içinde şu ya da bu şekilde acı çektiklerini, umutsuzluğa düştüklerini ve en acısı bazen de AIDS nedeniyle genç yaşta feci bir şekilde hayata veda ettiklerini görüyorum. Bu beni çok üzüyor. Bazılarının psikolojik sorunlar, çocuklukta yaşadıkları bazı olaylar, örneğin büyükleri tarafından tecavüze uğramaları nedeniyle bu duruma düştüklerini tahmin ediyor, psikolojik tedaviye ihtiyaçları olabileceğini sanıyorum. Zaten onlar da bana bunu açıklıyor ve benden yardım istiyorlar.
 
Ancak bu yaşam tarzını benimsemiş, cinsel tercihini bu şekilde yapmış, cesaretle, örneğin senin gibi ‘Ben bir eşcinselim’ diyebilen insanlara sözüm yok. Yeter ki, bu şekilde mutlu olabilsinler... Ama işte sen de bana mutlu olmadığını söylüyorsun. Hoşlandığını düşündüğün o genç kız, senin durumunun farkında değil. Belki de seni bir arkadaş olarak görüyordur. Bu konuları onunla konuşmadığın için de bilemezsin. Belki de eşcinsel olduğunu öğrenirse, senden hoşlansa bile uzak durabilir. Bu yüzden oğlum, bir karar vermelisin. Bu genç kızla beraberliğini sürdürüp, normal bir evlilik yapmayı mı düşünüyorsun, yoksa kendin gibi arkadaşlar edinip, gönlünün istediği gibi mi sürdüreceksin yaşamını... Bu tamamen senin kararın. Ancak eğer o genç kızla olmayı düşünüyorsan, diğer tarzdaki hayatını noktalamak zorundasın. Onu mutsuz etmeye hakkın yok.’ 


Etiketler: medya
İstihdam