20/07/2012 | Yazar: Cenk Erdem

Yine bir yaz gecesi, yine Sezen Aksu ile Harbiye Açıkhava’dan tüm İstanbul’a aşk yayılıyor.

Yine bir yaz gecesi, yine Sezen Aksu ile Harbiye Açıkhava’dan tüm İstanbul’a aşk yayılıyor. Madonna ip üstünde yürüyor, dansçıları havada uçuyor; gel gör ki Sezen Aksu sahnedeyken hepimizi kanatlanmadan uçuruyor. Sezen bunu hep yapıyor ve ekliyor : “37 yıldır göz göze şarkı söylüyoruz”.
 
Cihan Okan’ın tüyleri diken diken eden yakarışlarıyla başlayan ilk şarkısı “Gülümse” ile ayin başlamış oluyor. Öyle bir ayin ki; gözler doluyor, orada şarkıları dinleyen tüm kalpler anılarına gidiyor; gidenlere ve gökyüzüne selamlar gönderiyor, güldürüyor, keyiflendiriyor. Sezen Aksu, hele hele “Bırak beni” şarkısını yine o aynı yangınları çıkararak öyle bir söylüyor ki “Seviyorum kahretsin” bölümüne binlerce izleyici iç çekerek eşlik ediyor. Kahreden sevgililere; acılara da ağıtlar yakılıyor konserde.
 
“Yalnız geldik, yalnız gidiyoruz anladım” derken kahpe kadere ve sevgililere hep beraber hesap soruyoruz üstelik. Sezen Aksu sanki bir grup terapiyi yönetiyor ve tüm duygularımızı yaşamamıza, zehri akıtmamıza yardımcı oluyor. Binlerce kişilik bir grup paylaşımıyla acılarımızı dindiriyor, bir oluyoruz ve yüzümüzü güzelliklere çeviriyoruz. “Ünzile “ ile “Ben annemi isterim” ile bu toprakların yaralarına dokunarak, kadınların da sırtını okşuyor konserde: “Bir bezden bebem vardı, bohçamda hayallerim”…
 
Esprileri, dilleri hep tatlı sahnede evvel ezel. “Madonna’nın o Allahın dinindeki konserine akın akın gittiler” diye hırs yapmış itiraf ediyor; bir güzel de hazırlanmış bizim Kraliçe. Önce ucu pervaneli sütyeniyle Madonna’nın meşhur Jean Paul Gaultier sütyeni ve “Blond Ambition” dönemine gönderme yapıyor ve soruyor: “Rodeo da yapıyor gördünüz mü? dvd’sinde var”. Derken sahneye gelen sandıktan bu kez minik sallanan bir oyuncak at çıkıveriyor ve kafasında da Madonna’nın “Confessions” konserlerinde “Future Lovers” şarkısını söylerken taktığı binici şapkası; eline de kırbacı alınca; Erotica Sezen’den: Hadi Bakalım. Onu kimileri gibi müsamere kıvamında taklit etmek yerine her zamanki Sezen muzırlığıyla bir güzel de dalgasını geçiyor. Bir ara Mehmet Ali Erbil’e takılıyor. Mithat Can’ın babası Sezen Aksu’dan boşandıktan sonra Mehmet Ali Erbil’in boşandığı eşiyle evlenince işler karışmış; hatta benzer bir mesele daha olunca; Mehmet Ali Erbil açmış telefonu: “Senin kocalarının benim karılarımla zoru ne?, bu meseleyi halletmenin tek yolu var; tenhalarda gezme”. Sezen bir söylüyor Açıkhava bin gülüyor; tıpkı söylemeyi ihmal etmediği “Son sardunyalar” şarkısının sözlerinde olduğu gibi.
 
Konser sonunda “Ne kavgam bitti, ne sevdam” derken, o meşhur selamını çakıyor tüm aşklarına. Bis yapıyoruz elbette, doyulur mu hiç? “Kaybolan yıllar”, “Sen Ağlama”, “Kaç yıl geçti aradan” hemen hepsini Açıkhava korosu söylüyor, tek kalp oluyoruz ve yıllardır sevdiği finali yapıyor. Melike Demirağ’ın “Arkadaş” şarkısını söylerken, tüm ekip sahnede omuz omuza; seyirci seyirciyle kalp kalbe. Madonna’nın konseri için oralara üşenmediler gittiler de Sezen’im; sana binler olur ateş olsan yoluna düşeriz. Senin o büyülü tuhaf sıcağın” ve duyguların kimde var?

Etiketler: kültür sanat
İstihdam