14/10/2009 | Yazar: Kürşad Kahramanoğlu

9 Ağustos 2006’da bu köşede ‘Bursa, canım yeşil Bursa’ başlıklı bir yazı yayınlamıştım. Bugün o yazıyı aynen yayınlasak yeridir.

9 Ağustos 2006’da bu köşede ‘Bursa, canım yeşil Bursa’ başlıklı bir yazı yayınlamıştım. Bugün o yazıyı aynen yayınlasak yeridir. Tabii ki unutuldu; çünkü Türk basınında benden başka bu konuya değinecek ehemmiyette bulan bir başka köşe yazarı daha yoktu! Merak edenleriniz www.birgun.net ‘e girerek yazıya bir göz gezdirebilirler ama ben o gün köşeme neden olan durumu kısaca özetleyeyim: Bursaspor taraftarlarının ‘Teksas’ adı ile bilinen bir grubu var. Bu ne Amerikan özentisi isim demeyin. Bursaspor taraftarının kendi seçtiği bir isim değilmiş bu. 1988 yılında henüz holiganlık Türkiye’de bilinmezken, Zonguldak’taki futbol maçında Bursalı futbol severlerin(!) çıkardığı, Türkiye’de o güne kadar görülmemiş kavga ve saldırganlığın nedeni olarak kendilerine verilmiş bir isimmiş. İşte bu ‘Teksaslılar’, Bursa Esnaflar Derneği ile işbirliği yaparak, demokratik haklarını kullanmak isteyip şehirlerinde bir yürüyüş gerçekleştirmek isteyen bir grup insan hakları savaşçısını linç etmeye kalkmışlardı. Esnaflar Derneği Başkanı Fevzinur Dündar, azgın bir öfkeyle şöyle sesleniyordu: ‘Emniyet yetkililerine, valiliğe ve siyasilere sesleniyorum; bu insanların linç edilmesini istemiyorlarsa tutum ve hareketlerini netleştirsinler.’ Açık açık linç edilmekle tehdit edilen grup, eşcinsel, travesti ve transeksüeller olunca kimselerden bir ses çıkmamıştı. Ne bir savcı, ne bir politikacı, ne de başka herhangi bir yetkili, bir yazar veya politikacı bu nefret söylemine karşı sesini çıkarmadı.

Sonra geçenlerde sıra Kürtlere geldi. Diyarbakırspor, Bursa’ya maç yapmaya gelince olanları hatırlayacaksınız. Teksaslılar, nefret nasıl kusulur, bir ülkenin insanları nasıl ötekileştirilirin en güzel örneklerini sergilediler. Bu sefer zamanlama Teksaslıların yanında değildi, çünkü iktidar bir ‘Kürt Açılımı’ istediğini bas bas bağırıyordu. Birinci nefret suçuna rahatlıkla sessiz kalan iktidar ve taraftarı medya bu sefer biraz rahatsız olduğunu gösterdi.

Yanlış teşhis, yarım ağız protesto ve insan haklarının bir hiyerarşisi olduğu düşünülerek bu iş olmaz. Teksas adlı sözde spor severler, neredeyse 1988’den beri şiddet ve nefret üretiyor. Takımlarına ne faydaları vardır bilmem ama Bursa’ya, Bursalılar’a ve Bursa’daki hakiki futbol severlere kötülük yapıyorlar. Gerek basının, gerekse de resmi ağızların yarım ağız protostoları yetmez. Başta Bursa’nın medeni halkı ve valisinden, belediye başkanından, başbakanına, reisicumhuruna kadar bütün yetkililerin bu nefret söylemlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyip, üretenleri takip ve elimine etmeliler. Hem de bugünlerde politik konjonktüre uymuyor diye, sadece Kürtlere ve Ermenilere karşı üretilmiş nefret söylemlerine karşı çıkmak yetmez. Bütün nefret söylemlerine karşı tavır alıp Türkiye’nin bir ‘Nefret Suçları Kanununa’ ihtiyacı olduğunu anlayıp, dile getirmeliler.

Bu akşam Ermenistan-Türkiye milli maçı Bursa’da oynanacak. Cumhurbaşkanının davetlisi Ermenistan Cumhurbaşkanı’na mahçup olmamak için Teksas liderleri ile yaptığı toplantı işe yarar bir eylemden çok, acz gösteren bir tabloydu. Sorun Teksaslıların yaramazlık yapmamaları değil, iyi çocuk olmamaları değil. Sorun, bu memlekette sorunlarımıza doğru teşhis koyup bu sorunlu konularda gerekli önlemleri alamamamızda. Irkçılığın, zenofobinin, misojeninin, homofobinin, özürlü insanlara karşı ayrımcılığın ve diğer bilumum ayrımcılığın varlığı ile yüzleşerek, bu ayrımcılığa karşı gerekli kanunları çıkararak, gerekli eğitimi insanlarımıza vermekle çözüleceğini kabul etmek ise, ilk adım olmalı.

Bu cumhurbaşkanı annesinin Ermeni olduğu dedikoduları çıktığı zamanda bütün gücünü bu dedikoduların yanlış olduğunu ispatlamaya harcamıştı. ‘Ne olmuş, burası Türkiye, velev ki annesi Ermeni olan bir insan ülkenin en yüksek mevkisine geçmiş; ne var bunda?’ diyemez miydi? Diyemedi; durumu idare etme yoluna gitti, şimdi de Teksaslıların liderleri ile uyuşarak misafiri önünde utanmadan, dünyaya rezil olmadan, geceyi kapatma yoluna gitti. Umarım Teksaslı evlatları kendini utandırmaz.
http://www.birgun.net/i/pix.gif


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam