29/04/2011 | Yazar: Tolga İslam

10 Nisan 2011 tarihli Vatan gazetesinin baş sayfasında “Kışlada Tokada Meclis İncelemesi” başlıklı bir haber yer aldı.

10 Nisan 2011 tarihli Vatan gazetesinin baş sayfasında “Kışlada Tokada Meclis İncelemesi” başlıklı bir haber yer aldı. Haber, askerliği sırasında komutanından tokat yiyen bir askerin, yaşadığı bu mağduriyeti Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na taşımasını ve yediği tokatın hesabını sormasını konu alıyordu. Askerin yaşadıkları açısından üzücü, ama sonrasında verdiği hak arama mücadelesi açısından umut verici bir haber.

Zorunlu askerlik bu topraklarda doğan her erkek bireyin yüzleşmek zorunda olduğu bir deneyim. Genç erkeklerin, özellikle de üniversite mezunu olmayan ve askerliğini er olarak yapanların, bu deneyimleri sırasında karşılaştıkları kötü muameleler ise herkes tarafından bilinen ama sesli bir şekilde dillendirilmeyen, bu nedenle de iyileşme belirtisi göstermeyen bir konu. Şunu baştan kabul edelim: Zorunlu askerlerin karşılaştıkları kötü muamelelerden, en az onlara böyle davrananlar kadar, bu sorunu görmezden gelerek ve tartışmaktan kaçınarak devam etmesine izin veren biz siviller de sorumluyuz. Bu yazı, yakın bir zamanda zorunlu askerliğin nasıl bir şey olduğunu bizzat deneyimleyerek gözlemleme şansına sahip olmuş bir akademisyen tarafından, girişte alıntılanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 5. maddesinin (Hiç kimse işkenceye ya da acımasız, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da muameleye uğratılamaz) zorunlu askerler için de geçerli olduğunu hatırlatmak için kaleme alındı. Yazı, askerde yaşanan mağduriyetlerle ilgili yukarıda bahsi geçen haberdeki askerin izlediği yol olan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvuruyu tartışıyor.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini incelemek ve bu konuda denetimde bulunmak üzere meclis bünyesinde kurulmuş bir komisyon. Komisyonun kendi web sitesinde de belirtildiği gibi “temel hak ve özgürlüklerden birisinin ihlal edildiğine inanan her birey komisyona başvuru yapabilir”. Komisyona başvurmanız için “ulusal ve uluslararası insan hakları belgelerinde yer alan temel hak ve özgürlüklerden birisine yönelik bir ihlalin” var olduğunu düşünmeniz yeterli (ayrıntılı bilgi için bkz. www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/basvuru.htm). Komisyonun web sitesinde temel hak ve hürriyetler ayrıntılı olarak listelenmiş.

Askerlik ya da askerliğin Türkiye’de uygulanış biçimi, askerliğini yapmış her erkeğin az çok bildiği (ve bilmeyenler www.askerleranlatiyor.blogspot.com adresine şöyle bir göz gezdirebilir) üzere burada listelenen maddelerin birçoğu açısından ciddi ihlallere yol açıyor. Her biri ayrı ayrı üzerinde durulmayı ve tartışılmayı hak eden bu ihlallerden başlıcaları işkence ve kötü muameleye uğramama hakkı, din ve vicdan özgürlüğü hakkı, yeterli sağlık hizmetine erişim hakkı, adil yargılanma hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı ve hak arama hürriyeti olarak sıralanabilir. 

Dilekçe deyip geçmeyin
Komisyon üzerinden gönderilen dilekçeler askeri birimlerce son derece ciddiye alınıyor ve sorumlular hakkında derhal mahkeme dosyaları açılıyor. Askerlik serüvenim sırasında bir askerin yaşadığı mağduriyetle ilgili komisyona yapılan başvuruda oynadığım rolün “açığa çık(arıl)ması” sonrasında bol yıldızlı komutanlarla günün (ve gecenin) değişik saatlerinde yapmak durumunda kaldığım “sohbetler”, bana basit bir dilekçenin muhatapları üzerindeki tesir gücünü yakından gözlemleme imkanı tanıdı. En bol yıldızlılardan birinin, bu “sohbetlerden” biri sırasında, bu dilekçe yüzünden yaşadığı sıkıntıları aktardıktan ve sitemlerini ilettikten sonra sarf ettiği “32 yıllık meslek hayatımda bu kadar bunaldığımı hatırlamıyorum” cümlesi bu açıdan oldukça önemli bir göstergeydi. Yine bu olay sonrasında zorunlu askerlerden ve rütbelilerden oluşan binlerce kişilik bir topluluğa hitaben yapılan “bundan böyle askerlere dayak atan ve küfreden rütbelilerin gözünün yaşına bakılmayacağına ve haklarında işlem yapılacağına” ve “kimsenin de kusura bakmaması gerektiğine” dair konuşmalar da öyle. Yine aynı hafta içerisinde başka bir askere kötü muamelede bulunan bir başka rütbeli hakkında derhal mahkeme dosyasının hazırlanmış olması da... Tüm bunlar, sivil bir kurum üzerinden gelen bir dilekçenin üst yönetimin başını fazlasıyla ağrıttığını ve bir tür denetim mekanizması işlevi görerek aynı şeylerin yeniden yaşanmaması için onları tedbir almaya zorladığını açık bir şekilde gösteriyor. Mevcut koşulların iyileştirilmesi için ihtiyaç duyulan şey tam da bu. 

Komisyona başvuru
Askerler ya da asker olmayan kişiler (örneğin askerin bir yakını), doğrudan kötü muamele ya da benzeri bir hak ihlaline maruz kalanlar ya da bu tür hadiselere tanık olanlar, askerlikleri devam ederken ya da askerlikleri sonrasında komisyona bir dilekçeyle başvurabilirler. Bu tür başvurularda herhangi bir zaman aşımı süresi yok. Komisyona yapılan başvurular, komisyon üzerinden Savunma Bakanlığı aracılığıyla askeri birimlere ulaştırılıyor. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanunu uyarınca başvurunun sonucu hakkında komisyona bilgi verilmesi zorunlu. 

Açık çağrı
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu böyle bir başvuru için son derece doğru ve bir o kadar da etkili bir adres. Askerlerin kötü muamelelere maruz kalmamaları için en büyük görev, yine askerliğini henüz ya da son birkaç yıl içerisinde bitirmiş olan erkek bireylere düşüyor: Bizzat maruz kaldığınız ya da tanık olduğunuz hak ihlalleriyle ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na yapacağınız tek bir başvuruyle yüz binlerce gencin yaşam koşullarında tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük iyileşmeler sağlanmasına katkıda bulunabilirsiniz. www.askerhaklari.com sitesine girerek ya da askerhaklari@gmail.com adresine e-posta göndererek başvuru konusunda destek alabilirsiniz. 

TOLGA İSLAM: Dr., Yıldız Teknik Üni.


Etiketler: insan hakları
nefret