13/12/2023 | Yazar: İsmail Orbay
Hem geleneksel hem de özgürleştirici değerlerin önemini HIV’le birlikte kavramanın uygulamadaki sorunları irdeleyerek yeni problem çözüm süreçlerine alan açacağına inanıyor, sosyal hizmetin bazı özgürleştirici değerlerini HIV’le birlikte yeniden düşünmeyi önemli buluyorum.

Bir mesleğin mensubu olmak onu hayata geçirmekle ilgili olduğu kadar o mesleğin değerlerini benimseyerek var olabilmekle de ilgilidir. Özümsenen bu değerler meslek kişilerini hem olası olumsuzluklardan korur hem de hizmet alan insanların refahına yön verir. Bu nedenle değerlere bağlılık iyi uygulama ile yakından ilişkilidir.
Her ne kadar teorik tınıya sahip bu cümlelerle değerlerin önemine değinsem de bu yazıda değerlerin önemini pratikte arayacağım. Bu arayışın ortaya çıkış noktası ise değerlerin unutulma riski. Bence.
Kim, neyi unutmuş?
Değer temellerini hümanistik felsefeye dayandıran sosyal hizmet mesleğinden çalışma repertuvarı geniş bir hak mesleği olarak bahsetmek mümkün. Bizler sosyal hizmet eğitimi alırken sosyal hizmetin geleneksel değerlerini sıklıkla duyduk ve somut örneklerle anlamaya çalıştık. Değerlerin ayrım yapılmaksızın herkes için olduğunu ve meslek elemanı olduğumuzda bu soyut değerlerle ne yapacağımızı öğrendik. Pratikte de böyle oldu. Sosyal adaleti sağlamak için toplumsal değişimler gerçekleştirdik, hizmet değeriyle hak temelli uygulamaları hayata geçirdik. Her birey biriciktir zihniyetiyle her insanın özel olduğunu kabul ettik.
HIV’den ve LGBTİ+’lardan bahsedildiğinde bu değerlerin kimi zaman unutulduğu zamanlar da oldu. Kişisel değer yargıları ile mesleğin taahhüt ettiği değerler karıştı. Hümanistik felsefe ama’larla bölünen cümlelerle beklemeye alındı. Çünkü toplumun gözünde HIV bir enfeksiyon olmaktan çok tabuydu. Uzak duruldu, konuşulmadı, LGBTİ+’larla ilişkilendirilerek[1] heteronormatif sözde korunaklı alanlar oluşturuldu. Buna sebep olan şeyler çeşitli fobilerin geldiği yerden geliyordu elbette. Eli de boş değildi, ayrımcılık, baskı, şiddet ve hak ihlallerini de beraberinde getirdi.
Çizdiğim bu negatif çerçevenin pek çok unsurundan bahsedebilmek mümkün. Ön yargılar zamanla sağlığa, medyaya, eğitime, hukuka, çalışma yaşamına ve hayatın diğer alanlarına ve hak erişim alanlarına taşındı. İnsan haklarının uygulandığı alanlarda dahi HIV fobi gözlenebilir oldu. Bu noktada sosyal hizmet değerleri oldukça önemli bir role sahip. Sosyal hizmetin geleneksel değerleri günümüz bilgisiyle özgürleştirici bir perspektifle birlikte yeniden ele alınıyor.[2]
Özgürleştirici değerler karanlığı aydınlatan yerden hem mesleğe hem de sosyal hizmet uzmanlarına tutunacak bir daldı. Halbuki bu değerler her zaman oradaydılar ancak pratikte yaşanan sorunlar değerlerin nerede olduğu sorusunu ortaya çıkardı. Bu değerlerin bugün HIV’le birlikte yeniden düşünülmesi gerektiği kanısındayım. Hem geleneksel hem de özgürleştirici değerlerin önemini HIV’le birlikte kavramanın uygulamadaki sorunları irdeleyerek yeni problem çözüm süreçlerine alan açacağına inanıyor, sosyal hizmetin bazı özgürleştirici değerlerini HIV’le birlikte yeniden düşünmeyi önemli buluyorum.
Özgürleştirici değerler
Eşitlik, herkes içindir.[3] Sosyal hizmet uzmanları HIV’le yaşayanların ihtiyaç duyabileceği durumlarda hizmetleri eşitlik ilkesine dayanarak harekete geçirmekle yükümlüdür. İnsanların HIV statüsünden bağımsız bir şekilde yürütülmesi gereken hizmetlerle birlikte HIV’le yaşayan kişilerin insan haklarına erişimlerini gözetmek hayati bir uygulama çerçevesi çizmektedir. Statü gerekçelendirilerek hak sahibi olunan uygulamalardan HIV’le yaşayanların faydalanamamaları sosyal bir sorun olmakla birlikte yaşam hakkı ihlallerini ortaya çıkarır. Bu durumda eşitlik değeri sosyal hizmet uzmanlarına mesleki etik gereği bu hizmetleri olması gerektiği gibi sürdürülebilir hale getirmelerini öğütler. Sığınmaevlerine kabul edilmeyen, sağlık hizmeti verilmeyen, konut problemi yaşayan, çalışma hakkı gasp edilen HIV’le yaşayanların bu hizmetlere erişebilmeleri eşitlik değeri ile hayata geçirilmelidir.
Sosyal adalet, sosyal değişim gerçekleştirebilmektir. HIV’le yaşayanlar işe alım süreçlerinde statü temelli ayrımcılığa maruz bırakılarak yoksulluğa itildiğinde sosyal adalet değeri meslek elemanları için bir rehber olacaktır. Bu durumda yapısal sorunları eleştiriye tabi tutarken onları değiştirebilmek ve yoksulluğu, işsizliği azaltarak fırsat eşitliğini artıracak mesleki çalışmalar tahayyül edilmelidir. Çünkü yapılan pek çok araştırma HIV’le yaşayan kişilerin iş görüşmelerine çağırılmadığını, çalışmaları için verilen tekliflerin işe giriş işlemleri esnasında geri çekildiği ya da çalışma esnasında statüleri nedeniyle baskıya maruz kaldıklarını ortaya koyuyor. Tüm bunlar, HIV’le yaşayanlara yoksul bir gelecek çizerek sosyal adaletsizliği derinleştiren etik dışı deneyimler haline geliyor. Öte yandan bu tür alanlarda sosyal değişimin temelden sağlanabilmesi amacıyla HIV’den söz etmek gerekir. HIV’den bahsederken HIV’le yaşayanların yaşadığı sorunların gündemleştirilmesi problem çözümüne giden sürecin ilk adımı olabilir ancak HIV’le yaşayan kişileri sorunlarla tanımlamaktan da uzak durulmalıdır.
Güçlenme, politik bir temelden uygulamaya aktarıldığında baskıya, ayrımcılığa ön yargıya ve fobilere karşı önemli bir karşı çıkışı temsil eder. Bizleri her bakımdan baskılayarak istendik şekillere sokan baskılara karşı eylem geliştirmek kişisel, kültürel ve yapısal[4] güçlerimizle mümkün. Toplumsal yaşam her ne kadar baskılarla çevrili olsa da güçlerle de dolu. Bu güçleri örgütlenerek, paylaşarak ve dayanışarak inşa edebilmemiz de mümkün. Gelecek aylarda Pozitif Alan İnisiyatifi ve 17 Mayıs Derneği tarafından yayımlanacak olan AIDS'ten HIV Aktivizmine: Dünden Kalanlar[5] isimli sözlü tarih çalışmasında Prof. Dr. Zülfukar Çetin güçlenmeye giden yolda HIV aktivizminin etkisini görünür kılıyor. Bu eserde Yasin Erkaymaz, HIV örgütlenmesini tarihsel bir şekilde aktardığı bölümde örgütlenmenin güçlenme ile ilgisini ortaya koyuyor.
Güçlenmenin tek taraflı algılanması güçlenme süreci için bir tehlike oluşturabilir bu nedenle birlikte çalışma değerine tutunmak gerekir. Her insan kendi yaşamının uzmanı felsefesi bizi öğrenmeye ve gelişmeye açık bireyler kılıyor. Karar alırken, uygulama sürecini planlarken HIV’le yaşayan kişiler için değil HIV’le yaşayan kişilerle birlikte çalışmanın önemi oldukça büyük. Böylece yapabilirliği eşit pay ederek kişilerin isteklerini ve arzularını merkeze alan ve güçlenmeyi mümkün kılan süreçlere hep birlikte imza atılabilir. HIV’le yaşayan kişilerin ihtiyaç duyduğu düşünülen hizmetlerin varsayımlardan hareketle uygulanmaya çalışılması hali hazırda pek çok profesyonel alanda karşımıza çıkıyor. HIV’le yaşamayanların ön kabullerle dolu bu uygulamaları HIV’le yaşayanlara dayatması ön yargıdan başka bir şey değil. HIV’le yaşayanların sıklıkla maruz kaldığı sağlıkla ilgili müdahalelere yönlendirme karşılaştığımız problemlerden yalnızca biri.
Unutmamak gerekir ki problemleri bireyselleştirmek, yalnızlaştırmak ve suçlamakla yakından ilgili. Nihayetinde depresyon[6] gibi ruhsal sağlık soruna yol açabilen yalnızlaşma HIV’le yaşayan kişilerin deneyimlediği problemler arasında. Problemleri bireysellikten uzak bir yerde konumlandırmak hem problemin temelinde bulunan fobiyi hem de politik baskıları ortaya çıkarır. Oldukça değerli olan bu uygulama biçimi, problemlerin tanımlamasında bireysellikten uzaklaşma yoluyla sorunların esasında politik bir tarafa sahip olduğunu, bu sorunun pek çok kişi tarafından farklı kesişimselliklerde yaşandığını görmeyi sağlar. Geniş bir bakış sunan bu perspektif, HIV’le yaşayanların maruz bırakıldığı bireyselleştirici sorunlara odaklanmak yerine HIV’le yaşayan kişilere sunulmayan hizmetlere, sosyal politikaların eksikliğine ve tüm bunların fobik bir yerden kurgulandığına ışık tutar. Hali hazırda uygulayıcıların inisiyatifine bırakılan hizmetler hayata geçirilirken ortaklık kurulmadığında hizmetlerden fayda sağlamak yerine zarar görmek dahi mümkün. Ortaklık kurularak yürütülen uygulamalarda HIV’le yaşayan kişilerle birlikte çalışmanın önemini Tuğrul Erbaydar, Çetin’in çalışmasında kendi deneyimleriyle aktarıyor.
Aslında unutmamışız
Yazılmamışı yazmadığım bu yazının amacının bir yandan rahatsızlığa neden olmasını da istiyorum içten içe. İstendik kişilerin her hizmetin kullanıcısı olabildiği ancak HIV’le yaşayanların baskılandığı bir düzende sosyal hizmete, özgürleştirici değerlere, dayanışmaya ve örgütlenmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Ayrımcılığın ve baskının şiddetle iç içe var olduğu dünyada HIV’le yaşayanların maruz bırakıldığı hak ihlalleri ciddi anlamlar barındırıyor. Yalnızca sosyal hizmet alanında değil yaşamın her alanında HIV’le kurduğumuz ilişkiyi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Özgürleşme yolunda hem meslek elemanlarına hem de HIV’le yaşayanlara eşitliği, güçlenmeyi ve sosyal değişimi gerçekleştirmeyi öğütleyen bu değerlerin unutulmadığına inanmak istiyorum.
Tabuları yıkalım, doğrusunu öğrenelim ve daha özgür bir dünyada birbirimizden güç alarak özgürleşelim.
[1] Güzel, D. (2020). AIDS’li iğne. Erişim adresi: https://kaosgldernegi.org/images/library/aidsli-ig-ne-web.pdf
[2] Thompson, N. (2014). Kuram ve uygulamada sosyal hizmeti anlamak. (Ö. Cankurtaran, B. Hatipoğlu Eren. Çev. Ed.). Dipnot Yayınları (2009, 3. Baskı).
[3] Hooks, B. (2016). Feminizm herkes içindir tutkulu politika. İstanbul: Bgst Yayınları.
[4] Thompson, N. (2016). Güç ve Güçlendirme. (Ö. Cankurtaran, Çev.). Nika Yayınevi, Ankara.
[5] Basımda.
[6] Grov, C., Golub, S. A., Parsons, J. T., Brennan, M., & Karpiak, S. E. (2010). Loneliness and HIV-related stigma explain depression among older HIV-positive adults. AIDS care, 22(5), 630–639.
Kaos GL Dergisine ulaşın
Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisinin HIV: Deneyimler ve Politikalar dosya konulu 190. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: insan hakları, sosyal hizmet, sağlık, hiv, danışmanlık