11/02/2009 | Yazar: Fatma Hacıoğlu

Artık malumunuz http://birgenclikhikayesi.com sitesinden çıkıp gelmiş olduğum.

Artık malumunuz http://birgenclikhikayesi.com sitesinden çıkıp gelmiş olduğum. Bir yandan gençlerin cinsel sağlık, üreme sağlığı ve haklarını savunurken diğer yandan da gençlerin cinsel sağlık konusunda ihtiyacı olan bilgileri onlara sağlamaya çalışıyoruz. Bunu yapmanın bir yolu da gençlerin kimlik bilgilerini verme zorunda olmadan sorabildikleri sorularını cevaplamak.

Soru cevaplamak çok zevkli bir iş... Zaman zaman onlarca kez üst üste gelen benzer sorular nedeniyle ‘olamazzz’ türünden bir ifade takınılsa da, ‘bu günü de kurtardık’ düşüncesine sahip olmak herşeye değer diye düşünüyorum.

Bu sorular aynı zamanda süper bir veri bankası kıvamında. Daha önceki yazılarımdan birinde bahsettiğim ve bir yenisi gelene kadar sıkça bahsetmeye devam edeceğim Türkiye’de Gençlerin Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Durumu[1] araştırması, ülke temsiliyeti olan bu alanda yapılmış ilk çalışma özelliğini taşıyor. Araştırmanın sonuçları bu alanda çalışan bizleri çok şaşırtmamış olsa da söylediklerimize birer bilimsel veri yapıştırabilmesi açısından çok önemli. Yine de bu rakamlara inanmak istemeyen (her yaş grubuna ait) pekçok insanlar karşılaşıyoruz, işte onlar için bir sonraki aşama da sitemize gelen soruları görmeleri oluyor ki ancak o zaman ikna olabiliyorlar.

Evet, site sadece internet erişimi olabilen ve de bizim varlığımızdan haberdar olabilen gençlere ulaşabiliyor. Kısıtlı ve görece ‘elit’ kesim gençlere ulaştığını düşünsek bile gelen sorulara bakınca cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusundaki karşılanmamış ihtiyaçlarımızı daha yakından görebiliyoruz.

‘yahu bizim ülke de çok cahil, dünyanın hiç bi’ yerinde böylesi yok’ yaklaşımına gelmeyelim... Dünyada ne tekiz ne de ilkiz. Ülkemize göre sorunların çeşitliliği değişebilir olsa da genel olarak dünyaki gençlerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda karşılanmamış ihtiyaçları hala devam ediyor. Ne zaman bu tür bir cümle duysam, karşımdakine daha başka hangi ülkeleri biliyorsun demek geliyor.

 

Şimdi bahsedeceğim konu en sık sorulan biri hakkında; sürtünmeyle cinsel ilişki...

Geçtiğimiz Ekim ayında İsveç’e bir sivil toplum örgütünün verdiği kursa davetli olarak bir günlüğüne eğitim vermek için gitmiştim. Katılımcılar Orta Doğu ülkelerinden gelen sağlık personelleri, devlet görevlileri ya da sivil toplum örgütü üyesi kişilerdi ama ortak yanları vardı; ya ergen cinsel sağlık, üreme sağlığı konusunda çalışıyorlardı ya da döndüklerinde çalışmaya başlayacaklardı. İslam dininin hakim olduğu ülkelerin cinsellik konusundaki en belirgin ortak yanı kadının bekareti üzerine olan yaygın korumacı tutumdur ki benim de ilk sorum buna yönelik olmuştu; cinsel olarak aktif olmak acaba onlara göre ne demekti?

Orada burada cinsellik hakkında yapılan pekçok konuşmada cinsel aktif olmak terimini duymuşuzdur. Peki gerçekten de cinsel olarak aktif olmak ne demekti? Orta yaşın üzerindeki, bu alanda çalışan katılımcıların çoğuna göre cinsel olarak aktif olmak, penetrasyon yani tam bir cinsel birleşme anlamına gelmekteydi.  Heteroseksüel ilişki göz önüne alındığındığında kadının kızlık zarı yapısını bozacağı türden bir ilişkiye girmesiydi.

Bu bakış açısı pekçok genci yapılan programlarda görmezden geldiğimiz anlamına geliyor. Belki bu gerçeği onlara ilk söyleyen ben değildim ama pek çoğu da ilk defa duymuş gibi yapıyordu J Bekaret ne kadar yüceltilirse, yüceltilsin ya da gerekirse kutsansın gençler her zaman bir çıkış yolu bulabilir. Özellikle kadının bekaretinin karunun hazinesi olarak görüldüğü toplumlarda da gençlerin bulduğu çözüm; sürtünmeyle cinsel ilişkiye girmek...

Tabir olarak bir garip kaçsa da daha güzelini bulana kadr sürtünmeyle cinsel ilişki yakıştırmasını kullanacağım. Cinsel olarak aktif olmanın, tam cinsel birleşmeyle özdeşleştirildiği yerlerde gençler de kendilerince kıyısında kenarından bir kaçış yöntemi bulmanın sevinciyle bu deneyimi yaşıyorlar. Site üzerinden basitçe yaptığım bir ankette sürtünmeyle cinsel ilişkiyi bir cinsel ilişki olarak görüp, göremeyeceğimizi sormuştum. 349 kişinin yanıt verdiği ankette, katılımcıların %51 sürtünmeyle cinsel ilişkiyi bir cinsel ilişki olarak görülmesi gerektiğini söylerken diğer yarısı da aksini düşünüyor ya da emin değil.

Derdim sürtünmeyle cinsel ilişkiyi literatüre ekleyelim, devrim açalım değil ama basmakalıp yargılardan biraz olsun uzaklaşabilmemiz.

 

Eee o zaman ne olacak? Gençlerin sürtünmeyle cinseli ilişkiye girdiklerini kabul ettik, ne değişecek?

Gençlere yönelim mesajımız değişecek. Sitedeki sorulardan gördüğüm deneyim, ana akım düşünce kendilerini cinsel aktif olarak görmediğinden bu gençlerin de kendilerini risklerden uzak görmeleri ve hiçbir bilgi ve/veya hizmete ihtiyaçlarının olmadığını düşünmeye daha meğilli olduğudur. Hâlbuki sürtünmeyle cinsel ilişki korunmasız gerçekleştiğinden riskli bir cinsel davranıştır.

Siteye gelen sorulardan vardığım bilimsel olmayan genellememsi düşüncem de şudur ki, sürtünmeyle cinsel ilişkiyi tercih eden çiftler (ki burada kızlık zarının yapısını bozulmayı reddeden heteroseksüel kadın – erkek çiftlerden bahsediyorum) kendilerini cinsel olarak aktif görmediğinden, risklerden (istenmeyen gebelikler ve/veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar) uzak olduklarını düşünüyorlar. Bu da kendi bedenleri hakkında daha az bilgiye sahip olduklarını gösterebiliyor. Bu gibi çiftlerin üreme organları hakkındaki bilgileri, istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gibi konulardaki bilgileri ‘aktif’ olan gençlere göre daha az olabiliyor.

Yani, ‘bekâret’ denen ve yalnızca kadınlara uygun olan bu kavram gayet göreceli. Zarın varlığının teknik olarak korunuyor olması birşey değiştirmiyor...

 

 

 


[1] Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması, 2007, UNFPA Türkiye ve Nüfusbilim Derneği, özet rapor için; www.birgenclikhikayesi.com 




Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam