18/09/2020 | Yazar: Burak Akbalık
Filmde ‘bilmeme’nin farklı türleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Filmin genel çerçevesini oluşturan Umut’un eşcinsel olup olmadığı sorusu, aslında bu soruyu soranların cevabı önemsemediğiyle birlikte izleyiciye sunuluyor.
“Sana cevap vermiyorum. Çünkü sana bana soru sorma hakkını vermiyorum.’’
-Umut
Bilmemek, Leyla Yılmaz’ın yazıp yönettiği, 56. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde dünya prömiyerini yapan 2019 yapımı bir film. İstanbul Film Festivali’nin ve Adana Altın Koza Film Festivali’nin online gösterimlerinde film izleyicilere sunuldu.
Ana karakter Umut, su topu sporuyla uğraşıp bir yandan da üniversiteye hazırlanan 17 yaşında bir genç. Umut’un anne ve babası Sinan ve Selma’nın kendisinden farklı beklentileri vardır ve hayatlarını adeta oğullarına adamış imajı çizerler. Aslında Sinan ve Selma birbirlerine çok yakın değildirler, onları ince bir bağ ile birbirine bağlayan oğulları Umut’tur.
Umut’un su topu takımından arkadaşları hakkında eşcinsel dedikodusu çıkarırlar. Onun hiç kız arkadaşı olmaması, hatta başka bir çocukla yakın görüntülerinin ortaya sızması sebep olmuştur bu dedikodulara. Takımdakiler Umut sorularını yanıtsız bıraktıkça daha da üstlerine giderler. Babasının beklentileri, dozunu arttırdıkça baskıya dönüşür. Hatta takımdaki yakın arkadaşı Tunç bile eşcinsel olup olmadığına dair soruya cevap vermemesini anlayamaz, baskılama işine o da katılır. Takımdaki olaylar büyüyünce ve takım hocasıyla ilgili dedikodular da çıkarılınca Umut bu baskılara dayanamaz ve kaçıp gider. Onu en son bir tünelden geçerken görürüz fakat nereye gittiğini bilmeyiz.
Umut kaybolduktan sonra takım arkadaşlarının çoğu yaptığından pişman olur. Onun geri dönmesine yönelik videolar çekerler, haberler yaparlar. Çocuğun adının ‘’Umut’’ olmasından dolayı medya da büyük ilgi gösterir ve kalıp sözler eşliğinde haberler sunar. Umut ailesi için de umut kaynağı olduğu için o kaybolduktan sonra anneyle babanın daha fazla gerilip kavga ettiklerine şahit oluruz.
Film gerek Sinan’ın işinin limanda olmasıyla, gerek Umut’un sahneleriyle su imgesine sıkı sıkıya bağlanmış denebilir. Umut’un baskılara dayanamayıp takımdan ayrılmak istediği zaman hocasına söylediği ‘’Boğuluyorum.’’ lafı da bununla ilintili aslında.
Filmde ‘bilmeme’nin farklı türleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Filmin genel çerçevesini oluşturan Umut’un eşcinsel olup olmadığı sorusu, aslında bu soruyu soranların cevabı önemsemediğiyle birlikte izleyiciye sunuluyor. Fakat Umut’un bu soruyu yanıtsız bırakması işlerin daha karmaşık ve daha baskıcı bir hale bürünmesine neden oluyor. Filmin sonu da yine genç bir erkek cesedini teşhis için morga giden Sinan ve Selma ile noktalanıyor ve film o noktada biterek bizi ‘bilmemek’ ile baş başa bırakıyor. Bu tarz soru işaretleri aslında filmde kötü etki bırakmamış ve biz filmin sonunda -şimdilerde çoğu filmde görülen- son sahnenin kesip atıldığı gibisinden hisleri yaşamıyoruz. Yine de Sinan ve Selma’nın hikâyeleri yarım kalmış hissini veriyor. Sinan genç patronunun baskılarıyla ve şirketteki değişimiyle uğraşırken, Selma abisiyle kendisine kalan mirasa Umut’un geleceğini düşünerek itiraz etmek istiyor. Bunun için liseden uzun yıllardır görüşmediği avukat arkadaşıyla görüşüyor ve aralarında bir yakınlaşma da oluyor. Maalesef Umut’un kaybolmasıyla bu iki karakterin hikâyesinin üstüne düşülmüyor.
Özetlersek film, daha bütünlüklü bir hikâyeyi sunabilmekten çok Umut’un hikâyesine odaklanmış, Umut’un hikâyesinin aktarımı çoğu zaman başarılı olsa da, aslında diğer hikâyelerle çarpıştığı yahut onlarla birleştiği noktalarda eksik kalmış diyebiliriz.
Yapım Yılı: 2019
Yönetmen: Leyla Yılmaz
Oyuncular: Senan Kara, Emir Özden, Yurdaer Okur
Süre: 95 dk.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: kültür sanat
