07/05/2010 | Yazar: Serdar Acar

Bugün bambaşka biri olarak uyandım. Her zamankinden daha kirli ve daha sıradan kalktım yataktan. Gözlerimi tatmadığım bir duyguya açtım.

Bugün bambaşka biri olarak uyandım. Her zamankinden daha kirli ve daha sıradan kalktım yataktan. Gözlerimi tatmadığım bir duyguya açtım. Üzerime süslü püslü elbiselerimin yerine yırtık, eski ve rengi solmuş elbiselerimi giydim. Yüzüme krem, ellerime nemlendirici sürmedim ve gözlerime her zaman ki kalemimi çekmedim. Dedim ya bugün bambaşka biri olarak uyandım. Hayatım da sadece bir kez başıma gelecek olan bu durum, ihtiyaç duyulduğunda insanın neler yapabileceğini düşündürdü bana. Neler yapmamız gerektiğini. Hani olur ya çoğu zaman, köşeye sıkıştığımız da en olmadık şeyleri yaparız. Hırçınlaşırız, saldırganlaşırız ve genellikle de hayata küseriz. Peki, gerçekten hayata küsebilir miyiz? Yoksa bu bizim, kendi kendimize yapmış olduğumuz bir eziyet mi? Düşünüyorum da, evet, eziyet...
 
Vücudum da dayanılmaz ağrılar hissediyorum. Baya yoruldum bugün. Güneşin altında, toprağın üstünde hırpaladım kendimi. Sanki birçok şeyin acısını çıkarmak ister gibi. Ne yaptıysam kendime yaptım. Akşam yemeğini, bile bile fazla yedim. Artık kilo alma derdim yoktu ve istediğim kadar yiyebilirdim. Kendimi birine beğendirmem ya da kendime beğendirmemin ne anlamı var ki. Yalnızlığa çok önceleri alışmış bir insandım. Artık olan olmuş napalım diyenler listesine bende girmiştim. Üstelik gönüllü yazıldım. Hiç kimse beni zorlamadı. Ne bir dargınlığım var ne de kırgınlığım. Ben ne yaptıysam kendi kendime yaptım. Suçlu aramadım hiç bir zaman. Eski sevgililerime selam olsun. Hepsini çok sevdim. 
 
Geçtiğim yolların da çok hatırı var bende, onları da unutmadım. O yollardır benim gerçek yol arkadaşlarım. Ki o büyük otobüsler yok mu? Her birinin, bir koltuğunda mutlaka gözyaşım vardır. Benden hediyem olsun onlara ve mutlu aşklara yâd ediyorum. Kendi gözyaşlarımı, başka başka sevgilere kurban veriyorum. Şimdi saymak istesem teşekkürlerimi, uzun bir liste olur sanırım. En iyisi mi, buruk bir şekilde ayrıldığım şehirlerin çıkışlarında ki son yeşil ışığa beni durdurmadığı için teşekkür ediyorum. Uzaklaştıktan sonraki dinlenme tesisine, bana bir yudum su vererek içimi rahatlattığı için ve evimin kapısındaki Hoş geldin yazısına, beni her zaman ki gibi içeriye buyur ettiği için teşekkür ediyorum.
 
Telefon rehberim de olup da yıllardır ismimi görmeden yaşamış olan arkadaş olarak tanıdıklarıma, kendilerini hiç bir zaman hatırlatmadıkları için minnettarım. Gerçek arkadaşlarımı onlar sayesinde tanıdım. Bazen kötülükler, iyilikleri de doğurabiliyor. Şu an oturduğum içki masasının karşısında olmayan, o ünsüz şahsiyete kadehimi kaldırıyor ve sevgilerimi sunmuyorum. Artık bir tek kendi şerefime içiyorum. Sarhoş olmak için içiyorum zaten. Ben böyle istiyorum... Böyle yaşıyorum. Bu yüzden artık bir alkoliğim! Diyebiliyorum...
 

Etiketler: yaşam
İstihdam