01/11/2023 | Yazar: Berkay Karakaplumbağa

Ben bir karar aldım yıllar önce, “kendim olamadığım ortamlara girmeyeceğim artık” dedim, bu yaşımdan sonra lubunyalığımı mı saklayacağım birilerinden, pardon da? Onun yerine o ortama girmemeyi tercih ederim, kendime söz verdim.

Toksik biri geldi, geçti Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Hale Güzin Kızılaslan / csgorselarsiv.org

DİKKAT TETİKLEYİCİ İÇERİK UYARISI (Psikolojik tetikleyiciler, Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, Ataerkil toksiklik, Aile sorunları vb.)  

Bir süredir çok iyi hissettiğimi bilenler ya da önceki yazımdan hatırlayanlar olacaktır. Bu his biraz da bilim sayesinde aslında, yani psikiyatri ve psikoloji bilimi. Doğru terapi ve doğru ilaç sizi gerçekten büyük bir karanlıktan alıp, beyninizi çok verimli kullanabileceğiniz bir yere taşıyabiliyor. Bu kadar temel bir bilgiyi paylaşmamın nedeni, dayanışmayı seviyor olmam. Hâlâ aklınızda engeller varsa psikoloji ve yardım istemekle ilgili, olmasın. Emin olun çok iyi gelecek.

Bugün yardım istemesi gereken ama aldığı terapide kendi payına düşenleri yapmamış, üstüne bir de kendi kendine ilaçlarının dozunu yükseltmiş ve bir anda bırakmış, bunları yaptıktan sonra da sahip olduğu erkek egosuyla, psikolojinin hiçbir işe yaramadığına kanaat getirmiş birinden bahsedeceğim. Aslında ben de çok tanımıyorum kendisini, sadece bir hafta mesajlaştık, sonra da bir kere benim evimde buluştuk. Bu kişi bana vurdu, geçtiğimiz Cumartesi günü yaşandı bu olay. Bağımlılıkları olan insanlarla ilk karşılaşışım değil, bu kişi bir alkol bağımlısı ve bir döngüde, hergün alkol içtiği için beyni depresif çalışıyor ve kendisinden nefret ettiğini ifade ediyor, depresyonda. Kendisi bunu bana söylemişti, ben hatırlarsanız dayanışmayı severim. Kapılırım böyle flörtlere, “deneyimimi anlatacağım ve belki iyi gelecek” ümidi var ya, ona kapılırım yani. İyi de gitti başta aslında, o anlattı ben anlattım, bir bağ kurduk. İki şişe şarap getirmişti, birlikte içtik. Yılbaşından sonra hiç dokunmadığım, içi yüzde 40 dolu votkama göz dikti ardından. Ice tea ile onu da içti. Sarhoş oldu, işte bu noktadan sonra korkunç bir insana dönüşmeye başladı. Detayları atlamaya çalışacağım.

Sabah saat 4’ten 6’ya kadar nedenini anlayamadığım bir şekilde yatağa geçip uyumamakta diretti. Halbuki kendisi istemişti yatağa gitmeyi ilk başta, sonra onu kaldırma denemelerimden birinde orta sehpanın üstüne düştük ve sehpa kırıldı. Buna beraber güldük. Sonra ben, çok uykumuz geldiği için defalarca uyumayı teklif ettim, kırılan sehpanın parçalarını temizlerken, onun yatağa geçmesi ve artık beni dinlemesi gerektiğini kesin bir dille söyledim. Bir anda bana bağırmaya başladı, hani cis-hetero erkekler bağırır ya avaz avaz, o bağırış, bu coğrafyada büyüyen herkese babalarının yüksek tonunu hatırlatır, onun gibiydi. Bütün apartman duydu eminim. Korktum, onun emirlerini dinledim, bağırarak konuşmaya devam etti. Bana tokat attı, elimi büktü. Ben ağlamaya başladıktan sonra, “şimdi yatacağız, kalkacağız sonra seni görmeyeceğim, sana lanet olsun” dedi. Ben bu noktada kendimi toparladım. Benim evimde, travmalarımdan biri olan şiddeti, evime geri getiren bir erkek var ve onunla uyuyacakmışım? Bu ne haddini bilmezlik. “Bu evde bana vurduktan sonra uyuyabileceğini mi zannediyorsun? Hemen çık git, yoksa polisi arayacağım” dedim ve başka bir odaya geçtim. Canım arkadaşımı aradım, seçilmiş ailemi. Hoparlöre aldık ve öyle konuştuk onunla, failin yanında. Bir toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakasını çok güzel yönettik birlikte. Bizim fail de, bu dayanışmadan korktu ve gitti evden, daha detay var ama anlatmayacağım. Yeter, hep kötü şeyler anlatıyorum, bir ara bu düşünceye çok kapılmıştım. Sanki hep dertlerimi anlatıyorum ve arkadaşlarım artık benden bu yüzden uzaklaşıyorlarmış gibi bir his. Bunun bir kuruntu olduğunu çok güzel açıkladılar bana. Açık iletişime bayılıyorum. Bu burada kalsın, gerçekten şu an çok iyiyim, yine dayanışmamız sayesinde. Şimdi iyi şeylerden bahsedeceğim.

Biliyorsunuz artık yüksek lisanslı, okullu bir lubunyayım. Okula gidiyorum, İngilizce eğitim beni çok geliştiriyor. Özgüvenim de geri geldi ya, derslerde şakır şakır konuşuyorum, konferanslara gidiyorum, oralarda konuşuyorum. Lubunyalar hakkında konuşuyorum, her sözüm oraya bağlanıyor. Bana o kadar iyi geliyor ki bu açık iletişim, anlatamam. İyi ki bu kararı vermişim diyorum. Yardım istemeyi de öğrendim, atanmış ailemle bir bağ oluşturdu aramızda sanki. Şöyle konuşmalar geçti aramızda, “Anne ben okumak istiyorum, destek olur musunuz?”, annem de üzülmüş kıyamam, “canım tabii ki destek oluruz, sen yeter ki mutlu ol”

Çünkü arardı annem önceki yazıya konu olan o zamanlarda.

 “N’apıyorsun canım?”

“İyi anneciğim depresyondayım, sen n’apıyorsun?”

 “Canım iyi düşün, iyi olsun” 

Ah be anne ne güzel diyormuşsun, yeni fark ediyorum. Beni bu depresyona sürükleyenler üzülsün yahu, reddediyorum, bu erkek egemen sistem utansın. Benim mutsuzluğumu o da fark etmiş, halbuki yılda bir iki görüşürüz. Babam da “neşen geri dönmüş” diyerek bir geri bildirimde bulundu. O da, artık ne kadar iyi olduğumu fark etmiş. Ama ben bir karar aldım yıllar önce, “kendim olamadığım ortamlara girmeyeceğim artık” dedim, bu yaşımdan sonra lubunyalığımı mı saklayacağım birilerinden, pardon da? Onun yerine o ortama girmemeyi tercih ederim, kendime söz verdim. Net bu. Standart evlatlık iletişimlerini yerine getiririm, dayanışmamı onlara da gösteririm tabii ki ihtiyaçları olduğunda, severim de zaten. Sevgim, saygım bütün kalp kırıklıklarımla, sonsuz onlara karşı, bu yetmeli, yetiyor da, onlar da memnun, ben de. Bunları biraz detaylı anlatıyorum, çünkü birilerine iyi gelebileceğine inanıyorum.

Bir yazılar serisi geliyor gibi, çünkü çok sustum konuşasım var kızlaaar, hahahah. Ve böyle bir tarzı olsun istiyorum, açık. Benim sevdiğim gibi, beni sevdiğiniz gibi, sizle konuşuyormuşum gibi.

Bugünlerde gündemim, romantik bağlar ve koliler hakkında yürürlükte olan planımı, değiştirmem gerektiğini fark etmiş olmam. Maruz kaldığım şiddet olayı yüzleşmemi sağladı, toksik maskülen erkeklerden gına geldi ve artık onlara iyi gelebilme ihtimalini değil, kendi ruhsal ve bedensel esenliğimi önceliklendiriyorum. Yeni bir plana ihtiyacım var, ama biraz dinleneceğim. Neyse ki bu olayın negatif bir ağırlığı kalmadı üzerimde, şimdi yazı yazdım ya, biraz daha hafifledim. Teşekkür ederim sabırla okuduğunuz için ve özür dilerim eğer sizi tetiklediysem. Bundan sonra, tetikleyici içerik uyarısı benim tarafımdan, her seferinde eklenecek ya da takip edilecek, söz veriyorum. Tetikleyici içerik uyarısına rağmen, yazdıklarımın lubunya gerçeklikleri olduğunu ve birçok cana iyi gelebileceğini düşünüyorum. Günümüz şiddet ve savaş ortamında, lubunyaların gerçekliğini ifade etmenin, birilerinin ışığı olabileceğinin farkındayım. Lütfen, bir sonraki yazıma kadar, psikoloji biliminin iyileştiriciliği hakkında düşünün, okuyun ve imkanınız varsa destek isteyin. Çok para biliyorum ama lubunyalar için destek programları var. Bu programlar lubunya aktivistlere ücretsiz, diğer tüm lubunyalara da çok cüzi ücretlere hizmet sunuyorlar. 17 Mayıs’ta var, Spod’da var, Genç LGBTİ+’da var. Pembe Hayat’ta psikolojik danışmanlık hattı var. Başvurun lütfen, söz veriyorum iyi gelecek.

Dayanışmayla.

https://spod.org.tr/ruh-sagligi/

https://www.pembehayat.org/psikolojik-danismanlik-hatti

https://www.17mayis.org/psiko-sosyal-ve-hukuki-destek-programi

https://genclgbti.org/2021/12/07/genc-lgbti-dernegi-psikolojik-danismanlik-hizmeti/

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, sağlık
İstihdam