08/04/2011 | Yazar: Amberin Zaman

Seçimler yaklaştıkça aday adayları sahneye çıkıyor.

Seçimler yaklaştıkça aday adayları sahneye çıkıyor. Neden aday yapılmaları gerektiğini kendilerince anlatıyorlar. Bu şahısların arasında beni en çok heyecanlandıran üç kategori var: Başörtülüler, gayrimüslimler ve transeksüeller.

Bu seçimde hepsinden var. Belki en şaşırtıcısı AK Parti'den aday adayı olan Bursalı transseksüel şarkıcı Almira Can Rengü...

Bilindiği gibi gazetemizin yazarlarından Sevgili Nihal Bengisu Karaca'nın da dahil olduğu ezberleri bozacak, maskeleri düşürecek fevkalade mühim bir kampanya başlatıldı. Özetle deniyor ki, kazanabileceği yerden başörtülü aday koymayan partilere oy yok. Bu meydan okuma yıllardır başörtülülerin mağduriyeti üzerinden politika yapanların feci halde asabını bozdu. Yok efendim AK Parti'ye kapatma davası açılırmış, falanmış filanmış. Bunların hepsi hikâye... Adamlar korkuyor. Abdurrahman Yalçınkaya'dan değil, kadınlardan korkuyor.

Bakalım bu müthiş çıkış karşısında hangi parti, nasıl bir cesaret sergileyecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şimdiden "Nesrin Ünal" formülüne razı olacağını deklare ederek bence kendisini son derece lüzumuz biçimde köşeye sıkıştırdı. (Başörtülü olan eski MHP Milletvekili Nesrin Ünal Meclis'e girdiğinde başını açarak son derece acıklı ve onur kırıcı bir görüntü vermişti.)
 
BDP FARKI
Başörtülü aday göstermeyeceğini resmen beyan eden bir başka parti ise BDP. Geçtiğimiz günlerde BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, türbana ilişkin yasakları herhangi bir biçimde desteklememekle birlikte "Bu konuda öncülük yaparsak bu davaya zarar vermekten korkuyoruz" mealinde sözler sarf etti. Ben ikna olmadım. Ancak BDP büyük ihtimalle saydığım diğer kategorilerden en az birine yol açacak. Aldığım duyumlara göre Diyarbakır'dan garantili yerden bir Süryani vatandaşımızı aday yapma meylindeler. Keşke... BDP aslında eşcinsel veya transseksüel aday da koysa o kadar şaşırmam. Diyarbakır her ne kadar sol ve Kürt milliyetçiliğine yatkınsa bir o kadar da dindar ve muhafazakârdır. Buna rağmen Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüellerin (LGBTT) haklarını savunan sivil toplum örgütleri ilk kez bu yıl BDP'nin Diyarbakır'da düzenlediği Newroz kutlamalarına katıldılar. Sembolleri olan gökkuşağı renklerindeki bayraklarını açtılar. Dahası temsilcileri, BDP'li başkanlarla birlikte protokolde yer aldı. Kadın hakları, azınlıklar ve LGBTT haklarına gelince BDP gerçekten farklı bir profil çiziyor. Bu yönleriyle çok daha fazla incelenmeye ve takdir edilmeye değerler.
 
ÖYMENLİ CHP'YE 'HAYIR'
Nihal'lerin yürüttüğü kampanyanın benzeri, ancak çok daha mütevazı boyutlarda olanı geçtiğimiz günlerde bulunduğum Tunceli'de yürütülüyor. Tuncelili olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başkanlık koltuğuna oturması büyük heyecan yaratmış durumda. Ancak eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen'in Kürt açılımını eleştirirken "Dersim'de analar ağlamasın dendi mi" sözleri halen tüm vahametini koruyor. "Onur Öymen kazanacağı yerden aday yapılırsa CHP'ye oy vermeyiz" diyen ufak ama örgütlü bir grup var. Kemal Bey'in bilgilerine...
 
BİR GÜN BELKİ...
Diyeceksiniz ki transseksüel, başörtülü veya Ermeni olsun; sırf birer numune olarak milletvekili yapmanın ne kıymeti olabilir? Bu insanlar neden kendilerin kullandırsınlar? Doğru. Ancak bazı tabuların yıkılması adına bazen sembolik hareketler büyük önem arz edebiliyor. Yol açıcı olabiliyor. Örneğin, ABD Başkanı Barack Obama istediği kadar iyi veya kötü bir lider olsun... Tarih yazılırken her şeyden çok Amerika'nın ilk siyahi lideri olmasıyla anılacak. Bakarsınız gün gelir Kemal Kılıçdaroğlu ilk Alevi başbakanımız, Sümeyye Erdoğan ilk başörtülü dışişleri bakanımız, Delal Dink azınlıklardan sorumlu devlet bakanımız, Bülent Ersoy da kültür bakanımız olur... 100 binden fazla kişinin Sevgili Hrant'nın cenazesi için sokağa dökülen bir ülkede her şeyi düşlemek mümkün...
 

Etiketler: yaşam
nefret