05/02/2009 | Yazar: Murad Esin

‘Ahmet Kaya yaşasaydı ve TRT 6’nın açılışında konser verseydi, halkların kardeşliği adına yeni bir Türkü yazsaydı yarısı Türkçe, yarısı Kurmanci, yarısı Zazaki öteki yarısı da Arapça olsaydı.

‘Ahmet Kaya yaşasaydı ve TRT 6’nın açılışında konser verseydi, halkların kardeşliği adına yeni bir Türkü yazsaydı yarısı Türkçe, yarısı Kurmanci, yarısı Zazaki öteki yarısı da Arapça olsaydı. Bir Türkiye klasiği olsaydı. Kendi Kürdünü yaratamayan devletin Kurmanci lehçesinde kendi Kürdünü tanıdığı yılda TRT 6 kutlu olsun diyelim.’ Yazarımız Murad Esin, her Çarşamba kaosgl.org’da yazılarına devam ediyor.

Bir Türkiye öyküsüdür, bir memleket klasiği ve bir ibretlik öyküdür. Karwan demişti Ahmet Kaya türküsünün adına ve klip çektiğinde kanallar yayınlayacaktı. 10. Yıl marşıyla, kaşık ve çatal yağmuru altında bir sabah saat 4’te Fransa’ya sürgüne gitti. DGM’ler vardı o zamanlar. Kürtçe yasaktı. Olağanüstüler vardı, olağan hallerin dışında Diyarbakır’a girerken, Dersim’e girerken aranırdınız. Her 10 km’de bir. Yol üstünde çevrilirdiniz. Aile başına öngörülen erzak miktarını aşamazdınız. O günlerde Ahmet Kaya Karwan dedi. Ve gitti. Şimdi, yani 1 Ocak 2009 yani 21. Yüzyılın 2009 yılında, yani Ocak ayının ilk gününde devlet televizyonunda SerokVezir’in açış konuşmasıyla bir devrin ötesine geçiliyordu. Evet, Fırat’ın ötesine geçiliyordu. Bir ülkeden bir iç ülkeye yapılan seyahatlerde bir yol üstü lokantasında verilen molalarda, Diyarbakır’a giden dolmuşlarda, Urfa’ya giden yollarda, Suruç’un yeni açılan 21. yy’a uygun otobüs terminalinde, Ergani’nin tozlu yollarında, Yadonun Çeşmesinde verilen kahvaltı molalarında, sonra Solhan’ın kenar evlerinde yaşanan ülkem.
 
Bir şey olsaydı da Ahmet Kaya yaşasaydı ve TRT 6’nın açılışında konser verseydi, halkların kardeşliği adına yeni bir Türkü yazsaydı yarısı Türkçe, yarısı Kurmanci, yarısı Zazaki öteki yarısı da Arapça olsaydı. Bir Türkiye klasiği olsaydı. 1980 ihtilalı hiç olmasaydı, sıkıyönetim hiç olmasaydı, olağanüstü haller hiç olmasaydı, hele yol kesmeler, adam kaldırmalar, satırla yol üstlerinde kafa kesmeler hiç olmasaydı. Analar evlatları için ağıt yakmasaydı. Babalar evlatları için gözyaşı dökmeseydi. Erkekler ağlamazdı oysa ancak bir ülkenin erkekleri evlatları için ağlıyordu.
Ve şimdi! Ve bir devrin bittiği yer! 1971-2009 arası hapishanelerinde işkence gören, caddelerde kurşunlanan, yurt pencerelerinden aşağıya atılan, cami önlerinde kurşunlanan, köprü altlarında kurşunlanan, otellerde yakılan, sonra köy meydanında kurşuna dizilenler olmasaydı! Bir karanlık devir hiç yaşanmasaydı. Birbirini öldürmek için harcanan enerjiler aşk için harcansaydı. Düğünler kurulsaydı. Sevgiler ateşlenseydi. Oysa bunların hiç biri olmadı. Pertekli anne oğlunu bir daha görememek üzere uğurlarken, giden arabanın arkasından döktüğü bir tas suyun sesi kulaklarında kalırken, beslenen umutları yıkılırken, bir coğrafyada 30 binin üstünde genç hayatını kaybederken, 30 bin ana evladı için yas tutarken, Gölbaşı’nda yere gömülen cephanelik ortaya çıkarken bir zamanların kudretlileri hastane köşelerinde yakalanırken, kahretsin derken, sonra bir ülkede barış için halaya durulurken, barış için semaha durulurken, devran için deflere şiddetli vurulurken ve ölenler için ve kaybettiklerimiz için ve ağlayan analarımız için türküler yakılırken, dengbejler sevda hikâyelerini anlatırken, bir ülkede umut yeniden yeşermekte. Ve birlikte yaşamak için yeni bir umut doğmakta. Kendi Kürdünü yaratamayan devletin Kurmanci lehçesinde kendi Kürdünü tanıdığı yılda süslü, liberal, burjuva yazarların bozuk Kürtçe ile attıkları köşe yazılarına inatla TRT 6 kutlu olsun diyelim.


Etiketler: medya
İstihdam