05/03/2024 | Yazar: Eylem Esen Arabacı

LGBTİ+ bir gazeteci olarak Kuirfest’in haberlerini yapmak için inanılmaz heyecanlıydım. Özellikle de açılış gecesi sonrası yapacağım haberin başlığını bile düşünmüştüm. “KuirFest’ten Görkemli Açılış Gecesi”. Ama tabii görkemli açılış haberi, usulsüz yasak haberine döndü…

Türkiye’de LGBTİ+ gazeteci olmak Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Herkese selamlar, ben Eylem. Size LGBTİ+ bir gazeteci olarak heveslerimizin bile yasağa tabii tutulduğu düzende, “bence” biz nerede durmalıyızla alakalı birkaç söz kelam etmek isterim müsaadenizle…

Bu yıl 12.’si gerçekleştirilen Pembe Hayat KuirFest kapsamında ben de asistan olarak yer aldım. LGBTİ+ bir gazeteci olarak festivalin haberlerini yapmak için inanılmaz heyecanlıydım. Özellikle de açılış gecesi sonrası yapacağım haberin başlığını bile düşünmüştüm. “KuirFest’ten Görkemli Açılış Gecesi”. Ancak “Ankara’ya Dönüş” temasıyla gerçekleştirdiğimiz festivalin açılış etkinliğinden yarım saat önce Ankara Valiliği, 23-25 Şubat tarihleri arasında yapacağımız film gösterimi ve etkinlikleri yasakladığını etkinlik mekanlarına tebliğ etti. Üstelik yasağın tebliğ edildiği karar merci, Hukuk İşleri Müdürlüğü. Avukatların da söylediğine göre, bu kurumun etkinlikleri yasaklama yetkisi bile yok. Usulsüz ve alelacele bir karar. Hiç şaşırtmayan, ezber ve kopya bir karar. Tüm bunlara rağmen açılış gecesi de küründen online KuirFest de gerçekleştirildi her zamanki gibi. Ama tabii görkemli açılış haberi, usulsüz yasak haberine döndü.

Geçtiğimiz Haziran ayında ise benim dahil olduğum 154 gazeteci, ortak bir metin yayınladık. Metnin temasında “Daha fazla LGBTİ+’lara şiddet ve yasak haberi yazmak istemiyoruz” şiarı vardı. Onur haftası kapsamında artan şiddet ve yasak sarmalı içerisinde, maruz bırakılan ve tanık olduğumuz şiddet döngüsünün haberlerini yapmak istemediğimizi yazdık özetle. Aradan 9 ay geçti ve yapılan haberler yine aynı sarmalda ilerliyor maalesef.

TIKLAYIN - 154 gazeteci: Daha fazla LGBTİ+’lara şiddet ve yasak haberi yazmak istemiyoruz!

LGBTİ+ bir gazeteci olarak yapmak istediğim, istediğimiz haberler ifade ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanmadığı, özgürlük mücadelesinin ülkenin dört bir yanında barış içerisinde yankılandığı haberler. Tıpkı KuirFest’te heves edip yapamadığım görkemli açılış geceleri gibi haberler yapmak mesela. Sanatta, sporda ve hayatın bütün alanlarında var olan ve çabasını başarıya ulaştıran, ulaştırmaya çalışan lubunyaların öyküsünü yazmak belki de. Röportajlar yaparak süreçlerin anlatıldığı, kah gullümlü kah madili haberler…

Tabii ki sadece kötü haberler yapmıyoruz bu arada. Durduk yere kimseyi umutsuzluğa da sürüklemek istemem. Öyle de hissetmiyorum şahsen. Çünkü bir yandan asfaltları kırarak çıkan çiçekler gibi LGBTİ+ hareketi. Yasaklanıyor ama vazgeçiyor mu? Hayır!

Mesela geçen sene Onur Ayı etkinlikleri kapsamında 3 il ve 1 ilçede yapılacak her türlü eylem ve etkinlik yasaklandı. 4 etkinlik ise 3’ü kaymakamlık 1’i Rektörlük tarafından olmak üzere yasaklandı. İstanbul’dan Aydın’a, Ankara’dan Mersin’e ülkenin dört bir yanında Onur Ayı etkinlikleri yasaklanırken, bu yasaklara oranla yine ülkenin dört bir yanında büyüklü küçüklü birçok etkinlik ve eylem gerçekleştirildi. Her yürüyüşümüz onur yürüyüşü diyen lubunyalar sokaklarda yürüdü, küründen online dedi filmlerini izledi. Mersin’de küründen Onur Yürüyüşü gullümünü şahsen ben de yedim. Ve sonrasında inanılmaz eğlendim, güç buldum. Tersine okursak; yasaklanan yürüyüş ve etkinliklerde yaptığımız insan haklarına aykırı şiddet, işkence gözaltı haberleri aslında yasaklara rağmen yılmayan lubunyaların her yasağı delip geçmesi haberleri aynı zamanda. Nil Karaibrahimgil pozitivizmi gibi görünebilir. “Şiddet gördüler demeyelim de direndiler diyelim” gibi bir yerden değil demek istediğim. Gerçekten inatla yaşam haklarını savunan, sokakları terk etmeyen, yasaklanan festivalleri küründen online şeklinde sürdüren ve seyircisine ulaştıran, evlerini sokaklarını bırakmamak için mücadele eden lubunyaların kararlılığı bu. Asfaltı kırıp geçen çiçeklerin, eşsiz mücadelesi…

Özetle baktığımızda bu mücadele tabii ki sadece belirli etkinliklerin yasaklanmasıyla sınırlı değil. LGBTİ+’lar günlük hayat içerisinde birçok ayrımcılığa, şiddete maruz kalıyor. Ancak her gün zorluklarla dolu haberler yazılırken, sadece acı dolu hikayeler değil aynı zamanda umut ve direniş dolu hikayeler de çıkıyor ortaya. LGBTİ+’ların güçlü yanları, dayanışma ve mücadele ruhu, bitmek bilmeyen azmi de vurgulanıyor. Ve vurgulanmalı da!

Gazeteciler olarak bu hikayeleri anlatmak, topluma duyurmak bizim görevimiz pek tabii. Böylelikle yaşanan zorluklara rağmen nasıl güçlü ve dirençli olduğumuzu da hatırlamak/ hatırlatmak gerek.

Çok da uzatmadan sonuç olarak;

LGBTİ+ gazeteciler olarak, sadece yasaklar ve zorluklarla değil, aynı zamanda umut ve direnişle dolu bir dünyayı anlatmak bizim görevimiz diye düşünüyorum. Bu görevi yerine getirirken, lubunyaların seslerini duyurmayı ve haklarını savunmayı amaçlamalıyız keza. Bu şekilde, daha adil ve eşit bir toplum için birlikte çalışmaya devam edebiliriz.

Ayrıca meraklısı için yasak gelmeseydi “KuirFest’ten Görkemli Açılış Gecesi” haberim ise şöyle idi;

“12. Pembe Hayat KuirFest, #DöndümBak etiketiyle, Kış Pride’ı olarak bilinen eski tarihlerine dönerek Ankara’da gerçekleştirilen görkemli açılış gecesiyle, festival programını başlattı.

Bu yıl 12 yaşına giren Pembe Hayat KuirFest, 22 Şubat’ta yapılan açılış gecesi ile Ankara’da başladı. 12. yılında #DöndümBak temasıyla gerçekleştirilen Pembe Hayat KuirFest’te, bu yıl 29 ülkeden 53 film yer alıyor.

Açılışta bir araya gelen festival severler, Şokopop'un Dj performansı ile gerçekleştirilen kokteylden sonra, doğaçlama varyete performansı ile tanınan Kahpe Feleknaz'ın sunumuyla festivalin açılışına tanıklık etti.

“Kederi neşeyle, madiliği gullümle, hayatı dayanışmayla kesiştirdik!”

Kahpe Feleknaz’ın sunumunda gerçekleştirilen gecede, Pembe Hayat Kuir Fest’in 12 yıl önce tüm hikayesinin başladığı şehre, Ankara’ya dönüşünü dile getirilirken, LGBTİ+’lara yönlendirilen nefrete dikkat çekildi.  Kahpe Feleknaz sunumunda “Nefret sokaklara taştıkça; kederi neşeyle, madiliği gullümle, hayatı dayanışmayla kesiştirdik. 30 Haziran 2006’da başlayan Pembe Hayat, 5 Yıl sonra KuirFest ile yaren oldu. Bugün bu yarenliğin 12. yılını hep beraber kutluyoruz.” dedi.

Kaybettiğimiz Lubunyaların Anılarına Hasret ve Sevgiyle…

Dilek İnce, Boysan, Zeliş, Mert, yakın dönemde hayatını kaybeden Boğaç, Dilan, Murat Çekiç, Murat Tepe, Biricik Sultan, Paris Yeliz ve Candle Gender’ı anılırken, gece 12. Pembe Hayat KuirFest teaser gösterimleriyle devam etti.

Festival programı festival ekibi tarafından tanıtıldıktan sonra KuirFest ekibine, Pembe Hayat Derneği’ne ve açılış gecesine katılan seyircilere teşekkür edildi.

İlk gösterimi 2. Pembe Hayat KuirFest’te yapılan ve Gizem Bayıksel’in yazıp yönettiği Çocuk Oyuncağı filmi izlendi. Pembe Hayat KuirFest’in 8. yılından beri verilen Zeliş Deniz Kuir Sinema Ödülü'nün beşinci sahibi ise feminist kuir sinemacı, festivalci ve programcı Gizem Bayıksel oldu. Bayıksel’e ödülünü ise sinema eleştirmeni Zeynep Ocak verdi.

12. Pembe Hayat KuirFest’in açılış filmi ise Can Merdan Doğan'ın son filmi En Uzun Gece filmi oldu. Film gösteriminin ardından yönetmen Can Merdan Doğan ve oyuncularından Ceren Taşçı ile söyleşi gerçekleştirildi.

12. Pembe Hayat KuirFest, 23-25 Şubat tarihleri arasında ücretsiz olarak devam edecek ve birçok film gösterimine ev sahipliği yapacak.”

Dayanışma ile lubunya!

*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

turkiye-de-lgbti-gazeteci-olmak-1*Bu yazı, Türkiye Avrupa Vakfı’nın yürüttüğü SAHNE projesi kapsamında Avrupa Birliğinin mali desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla yazarın sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir. 


Etiketler: medya, kültür sanat, sahne projesi, yorum
İstihdam