14/12/2023 | Yazar: Avşin Akbaş

HIV yayılımını önlemede en ucuz ve en etkin yollardan birisi HIV’e yönelik bilgi ve bilincin yükseltilmesidir. Sosyal hizmet öğrencilerinin ve sosyal hizmet uzmanlarının bilgi ve bilinç düzeylerinin arttırılması, uygulamada bu bilginin daha çok kişiye erişimini sağlayacaktır.

Türkiye’de sosyal hizmet disiplini kapsamında HIV’i düşünmek Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

HIV 1980’lerde görülmeye başlandığı andan itibaren Dünya üzerinde çok ciddi bir etki bırakmıştır. Temelde biyolojik bir sağlık problemi olan HIV, primer bulaş olan cinsel yolla bulaşması itibariyle sadece viral bir enfeksiyon olarak kalmamış aynı zamanda ürettiği damgalama ve ayrımcılık pratikleriyle birlikte sosyal, psikolojik ve politik bir enfeksiyona dönüşmüştür. Bu bağlamda HIV ile yaşamak sadece bir viral bir enfeksiyona sahip olmak anlamından çıkmış, toplum ve politika yapıcılar tarafından bir dışlayıcı pratik üretmiştir. Enfeksiyonun bu yapısı, HIV’i sosyal hizmet disiplininin önemli bir çalışma alanına dönüştürmüştür ve enfeksiyonun çıktığı ilk andan itibaren sosyal hizmet uzmanları HIV ile yaşayanlarla aktif bir şekilde sosyal hizmet uygulamaları gerçekleştirmeye başlamıştır. Ancak bu durumun Türkiye için söylenebilmesi maalesef pek mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda bu yazının temelinde HIV ile ilişkili Türkiye’deki sosyal hizmet uygulamalarının genel olarak incelenmesi ve neler yapılabileceğine dair tartışma yürütülmesi planlanmaktadır.

Dünya’da ve Türkiye’de HIV’in Genel Durumu

HIV’in 1981 yılında CDC[1] tarafından fark edilmesinin üstünden 42 yıl geçmiştir (U.S. Department of Health & Human Services, 2022). Günümüz itibariyle HIV Dünya’nın her bölgesinde görülmekte ve UNAIDS (2022) tarafından yayımlanan son rapora göre 38.4 milyon kişinin HIV ile yaşadığı düşünülmektedir. 2021 yılında ise fırsatçı enfeksiyonlar ve komplikasyonlardan kaynaklı 650 bin kişinin yaşamını yitirdiği aktarılmıştır. 1990’larda ART[2]’nin keşfedilmesiyle birlikte HIV enfeksiyonu kontrol altına alınabilmiş ve HIV ile ilişkili ölüm oranlarında çok ciddi gerilemeler kaydedilmiştir. Günümüz itibariyle ART sayesinde, HIV enfeksiyonu Dünya Sağlık Örgütü’nün ölüme sebep olan sağlık problemleri listesinde 1990’larda bulunduğu dördüncü sıradan 19. Sıraya kadar gerileyebilmiştir (WHO, 2020). Yaşanan bu gelişme sayesinde HIV, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “kronik hastalık” kategorisine geçirilmiştir (Özyavuz Alp ve Ünal, 2016; Palella vd., 1998; WHO, 2022). Dünya’da günümüz itibariyle HIV aktarımının 2010 yılının verilerine göre %32 azaldığı görülmektedir. Dünya’daki bölgesel bağlamda HIV aktarımının düşme eğilimleri gözükmekle birlikte Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Doğu Avrupa ve Orta Asya’da Dünya’daki eğilimin aksine HIV aktarım oranının arttığı görülmektedir (Joint United Nations Programme on HIV/AIDS, 2022).

Türkiye’de ise HIV’in ilk kez görüldüğü 1985 yılından günümüze kadar[3] 34.453 kişi HIV tanısı almış olup, 2177 kişinin ise AIDS evresinde bulunduğu Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmıştır  (T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 2022). Cinsel Sağlık, Üreme Sağlığı ve Hakları Platformu’nun yaptığı açıklamaya göre; Türkiye’de HIV’in yayılımının son on yılda %460 arttığı ifade edilmiştir (Birgün, 2022). Bu bağlamda elde edilen verilerde görüldüğü üzere Türkiye, Dünya’da görülen HIV bulaşında azalma eğiliminin aksini göstermekte ve bu hızla gidilmesi durumunda önemli bir sosyal problem olarak karşımıza geleceği anlaşılmaktadır. Günümüz itibariyle Türkiye’de HIV enfeksiyonu Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kapsamında bildirimi zorunlu hastalıklar[4] kategorisinde bir enfeksiyondur HIV tedavisine erişim Türkiye’de, SGK tarafından 1986’dan ve 2012 yılı itibariyle Genel Sağlık Sigortası tarafından sağlanmaktadır. (T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, 2019; TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü, 2018; Tümer ve Ünal, 2016).

HIV ve Sosyal Hizmet

Uluslararası Sosyal Hizmet Uzmanları Federasyonu’nun (2014) yaptığı sosyal hizmet tanımında insan hakları, sosyal adalet, ortak sorumluluk ve çeşitliliğe saygının mesleğin merkezinde bulunduğunu; sosyal değişimi, gelişimi, sosyal uyumu ve bireylerin güçlenmesini ve özgürleşmesini hedefleyen bir disiplin olduğunu ifade etmiştir. HIV enfeksiyonunun ortaya çıktığı ilk andan itibaren sosyal hizmet uzmanları alanda aktif bir şekilde çalışmışlardır. Pandemiye karşı ön saflarda yer alan sosyal hizmet uzmanları, müracaatçılarına gelişmiş direktifler hazırlamalarına yardımcı olmak, ev bulma süreçlerinin desteklenmesi ve değerli eşyalarını sevdiklerine ulaştırılmasının sağlanması gibi çeşitli görevler üstlenmişlerdir (Leukefeld ve Fimbres, 1987'den akt. Strug ve Grube, 2002). Bu bağlamda HIV ile yaşayan kişilerle çalışan sosyal hizmet uzmanlarının damgalama ve bunun yol açtığı mevcut sosyal koşulları değiştirici, damgalama sonucu güçsüzleşen HIV ile yaşayan kişileri güçlendirici ve özgürleştirici pratikte bulunması, damgalamanın neden olduğu hak ihlallerine karşı da mücadele veren, HIV ile yaşayanların hak savunuculuğunu gerçekleştiren bir mesleki uygulama yapması beklenmektedir.

Türkiye bağlamında spesifik olarak HIV ile ilişkili sosyal hizmet uygulamaları oldukça sınırlıdır. Türkiye’de sosyal hizmet uzmanlarının HIV ile yaşayanlara özel uygulama gerçekleştirdiği kurumlar genellikle özne sivil toplum örgütleri[5] ve LGBTİQ+’larla sosyal hizmet uygulamaları gerçekleştiren sivil toplum örgütleridir. Kamunun sunmuş olduğu hizmetler arasında HIV ile yaşayan kişilere dönük özelleştirilmiş herhangi bir sosyal hizmet uygulaması bu yazının yazıldığı 2023 yılı itibariyle henüz söz konusu değildir.

Türkiye’de sosyal hizmet disiplininde örgün eğitim sunan üniversitelerin ders içerikleri  incelendiğinde, HIV enfeksiyonuna dair bilgi genellikle “İnsan Davranışları ve Sosyal Çevre”, “Tıbbi Sosyal Hizmet” ve “Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı” derslerinden erişilebilmektedir. Bununla beraber özellikle Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı dersi, Türkiye’de örgün eğitim veren sosyal hizmet bölümleri içerisinde çok az üniversite tarafından müfredatında bulunmaktadır. Bu durumda öğrencilerin HIV’e dair bilgiye erişimlerinin oldukça kısıtlı olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Bunun doğal sonucu olarak da HIV ile yaşayan kişilerle sosyal hizmet uygulaması gerçekleştirecek olan sosyal hizmet uzmanları enfeksiyona dair bilgi eksikliği ve oldukça muhtemel toplumsal hayatta HIV’e dair inşa edilmiş mitlere dayalı bir bilgi repartuvarıyla sahaya çıkarak sosyal hizmet uygulamaları gerçekleştirmektedirler. Bu durumun HIV ile yaşayan kişilerin sosyal hizmet uzmanlarınca örselemesine sebebiyet vermesi oldukça muhtemeldir.

Türkiye’deki sosyal hizmet disiplininin HIV’e dair bilgi üretiminin az olması ise ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. HIV ile yaşayanlarla sosyal hizmet uygulamasına dair Türkiye’ye özgü ve duyarlı, akademik üretimin çok sınırlı olduğu görülmektedir. Türkiye’deki HIV ile ilişkili sosyal hizmet literatürü incelendiğinde, Duyan (Duyan, 1998, 2001a, 2001b), Tuncay (2007)  ve Kara (2019) tarafından akademik üretimin yapıldığı görülmektedir. Bu akademik çalışmaların zamanları incelendiğinde ise HIV’e dair çalışmaların dönemsel olarak gerçekleştirildiği ve bir sürekliliğin olmadığı da anlaşılmaktadır.

Sosyal hizmet komünitesinde HIV ile ilişkili birçok etkinlik yapılmaktadır.  Her yıl 1 Aralık Dünya AIDS Günü etkinlikleri kapsamında birçok sosyal hizmet bölümü, bölümleri içerisinde paneller gerçekleştirmektedir. Sosyal hizmet ortamlarını inceleme derslerinde, HIV ile yaşayanların kurmuş oldukları özne sivil toplum örgütleri derslere davet edilmekte ve deneyim aktarımları gerçekleştirilmektedir. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği tarafından gerçekleştirilen HIV’e dair bilinç artırıcı ve alanda çalışan sosyal hizmet uzmanlarının mesleki uygulamalarını geliştirmeyi hedefleyen etkinlikler yapılmaktadır. Yapılan bu faaliyetler, alandaki mevcut eksikliklerin giderilmesine dönük önemli etkinlikler olmakla beraber yeterli olmadığı aşikardır.

Sonuç Yerine

Türkiye’de sosyal hizmet disiplininin HIV ile ilişkili sosyal hizmet uygulamasını ehemmi bir şekilde ele alması gerektiği ortadadır. Bu bağlamda yapılması gereken birçok şey mevcuttur. Bunları sıralamak gerekirse:

·         Sosyal hizmet akademisyenleri ve sosyal hizmet uzmanları yetiştikleri toplumdan bağımsız kimseler değildir. Türkiye Değerler Araştırması (2017) çalışmasında katılımcıların %76’sı “AIDS’li komşu istememektedir”. Bu araştırmanın sağladığı veriyle birlikte düşünmek gerekirse sosyal hizmet akademisyenleri ve sosyal hizmet uzmanlarının HIV’e dair fobilerinin olması gayet olağandır. Bu sebeple Türkiye’deki mevcut sosyal hizmet akademisyenlerinin ve uygulayıcılarının, HIV ile yaşayanlarla sosyal hizmet uygulaması gerçekleştirmeden önce kendi içlerine dönerek olası barındırdıkları HIV fobilerini keşfetmeleri gerekmektedir. Bu yüzleşme olmaksızın yapılacak olan akademik çalışmaların ve sosyal hizmet uygulamalarının zarar vermeme ilkesine aykırı olacağının farkına varılması gerekmektedir.

·         Türkiye’deki HIV ile ilişkili damgalama ve ayrımcılık pratiklerinin iyi analiz edebilmeleri gerekmektedir. Thompson tarafından tanımlanan “PCS modeli” (Personal, Cultural, Structural – Kişisel, Kültürel, Yapısal) ayrımcılığın analiz edilmesinde oldukça işlevsel bir modeldir (Cankurtaran ve Beydilli, 2016). Bu modelle HIV ile yaşayan kişilerin maruz bırakıldığı ayrımcılık ve damgalanma pratikleri kişisel, kültürel ve yapısal olarak analiz edilebilir ve ayrımcılık pratiğini üreten boyutlara yönelik müdahale noktaları ortaya çıkartılabilir.

·         Sosyal hizmet literatürünün HIV ile ilişkili akademik üretimini arttırılması gerekmektedir. Doğru bilgiye erişimle beraber derslerde HIV’e dair bilgi aktarımının arttırılması önemlidir.

·         HIV yayılımını önlemede en ucuz ve en etkin yollardan birisi HIV’e yönelik bilgi ve bilincin yükseltilmesidir. Sosyal hizmet öğrencilerinin ve sosyal hizmet uzmanlarının bilgi ve bilinç düzeylerinin arttırılması, uygulamada bu bilginin daha çok kişiye erişimini sağlayacaktır. Sosyal hizmet uzmanları mikro, mezzo ve makro düzeylerde bilgi ve bilinç arttırıcı faaliyetlerde bulunarak HIV ile ilişkili sosyal hizmet uygulamaları gerçekleştirebilir. Bu süreçte multi disipliner çalışmalarla ve kurumlararası işbirlikleri süreçlerinde sosyal hizmet uzmanları aktif rol oynayarak HIV’e dair bilgi ve bilincin arttırılmasında katkı sağlayabilir.

·         Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinde (GDTM) aktif olarak çalışan sosyal hizmet uzmanları sayısı çok azdır. Yapısı gereği GDTM’lerin, hem birinci basamak bir uygulama olarak önleyici hem de HIV testinin şüpheli gelmesi durumunda müracaatçılarla krize müdahale uygulaması yapılabilmesine olanak sağladığı için de koruyucu yapısı bulunmaktadır. Bu kurumlarda sosyal hizmet uzmanlarının istihdam edilmesi sağlanarak multidisipliner bir çalışma ortamının sunulması, hizmet alan kişiler için pozitif bir katkı sağlayacaktır.

·         Türkiye’de MEB tarafından yaşa duyarlı cinsel sağlık eğitiminin sağlanmaması önemli bir problemdir. Bilginin sağlanamadığı veya yanlış bilgi kaynaklarından edinilerek gerçekleştirilen cinsel ilişki deneyimleri HIV’in yayılma ihtimalini arttırmaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün “Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı (2019 – 2024)” adlı çalışmasında HIV yayılımını önlemek amacıyla oluşturduğu hedefler incelendiğinde cinsel sağlık eğitiminin MEB müfredatına girmesi toplum temelli korunma için uygulanacak modellerden biri olarak tanımlanmıştır. Ancak bu yazının hazırlandığı 2023 yılı itibariyle herhangi bir müfredat değişikliği gerçekleşmemiştir. Bu bağlamda ergenlerin ve gençlerin doğru bilgiye erişimleri için savunuculuk faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

·         HIV ile yaşayan kişilere dönük gerçekleştirilen hak ihlalleri raporları incelendiğinde (Pozitif-iz Derneği, 2020; Pozitif Yaşam Derneği, 2007, 2008, 2009, 2020a, 2020b, 2020c) kamu kurum ve kuruluşları içerisinde yoğun hak ihlallerinin yaşandığı görülmektedir. Bu bağlamda sosyal hizmet uzmanlarının, HIV ile yaşayan kişilerin hizmetlere erişimleri önündeki bariylerleri aşmaları sürecinde savunuculuk faaliyetlerinde bulunmaları gerekmektedir.

·         Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı huzurevlerine yerleştirilmelerde hala HIV, HIV ile yaşayan yaşlıların kurumlara alınmaması için bir gerekçe[6] olarak sunulmaktadır. Bu ve bunun gibi ayrımcı sosyal hizmet pratiklerine karşı HIV ile yaşayan kişilerin haklarının savunuculuğunun yapılması ve bu ayrımcı pratiklerin ifşa edilerek sosyal hizmet uygulamalarının değişimi için gerekli çalışmaların yapılması sağlanmalıdır.

·         HIV’in taşıdığı biyopolitik yapısıyla ve bu yapının ürettiği damgalama ve ayrımcılık pratikleriyle çalışılırken, sosyal hizmet uzmanları HIV ile yaşayan müracaatçılarının güçlenmesi ve özgürleşmesi için gerçekleştirecekleri sosyal hizmet müdahalelerinin odağına ayrımcılık karşıtı ve baskı karşıtı sosyal hizmet uygulamalarını alması elzemdir.

KAYNAKÇA

Birgün. (2022). CİSÜ Platformu: HIV enfeksiyonunun son 10 yılda yüzde 460 arttığı tek ülke Türkiye. Birgün,. Retrieved from https://www.birgun.net/haber/cisu-platformu-hiv-enfeksiyonunun-son-10-yilda-yuzde-460-arttigi-tek-ulke-turkiye-384720

Cankurtaran, Ö., & Beydilli, E. (2016). Ayrımcılık Karşıtı Sosyal Hizmet Uygulamasının Gerekliliği Üzerine. Toplum ve Sosyal Hizmet, 27(1), 145-160.

Duyan, V. (1998). HIV enfeksiyonunda Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık. In S. Ünal (Ed.), Güncel Bilgiler Işığında HIV/AIDS (pp. 261-274). Ankara: ürkiye Eczacılar Birliği. Bilimsel Tıp Yayınevi.

Duyan, V. (2001a). HIV ve AIDS’e İlişkin Damgalanma ve Sosyal Destek. Sağlık ve Toplum, 1(11).

Duyan, V. (2001b). Sosyal Hizmet Öğrencilerinin HIV/AIDS Konusundaki Bilgileri ve HIV/AIDS'li Kişilere Yönelik Tutumları. Toplum ve Sosyal Hizmet, 12(3).

IFSW. (2014). Global Definition of Social Work. Retrieved from https://www.ifsw.org/what-is-social-work/global-definition-of-social-work/

Joint United Nations Programme on HIV/AIDS. (2022). IN DANGER: UNAIDS Global AIDS Update 2022. Retrieved from Geneva:

Kara, Y. (2019). HIV Pozitif Bireylere Yönelik Sosyal Hizmet Uygulaması. Paper presented at the SOSYAL HİZMET SEMPOZYUMU 2019: “EVRENSEL DEĞERLER IŞIĞINDA SOSYAL HİZMET UYGULAMALARINDA ÇAĞI YAKALAMAK, Ankara.

Özyavuz Alp, Ş., & Ünal, S. (2016). HIV İnfeksiyonında Antiretroviral Tedavi ve Direnç. In S. Ünal & A. Tümer (Eds.), Güncel Bilgiler Işığında HIV/AIDS (pp. 233-248). Ankara: Bilimsel Tıp Yayınevi.

Palella, F. J., Jr., Delaney, K. M., Moorman, A. C., Loveless, M. O., Fuhrer, J., Satten, G. A., . . . Holmberg, S. D. (1998). Declining morbidity and mortality among patients with advanced human immunodeficiency virus infection. HIV Outpatient Study Investigators. N Engl J Med, 338(13), 853-860. doi:10.1056/nejm199803263381301

Pozitif-iz Derneği. (2020). 2018-2019 Hak İhlallerinin Raporlanması ve Hukuki Çözümleri. Retrieved from İstanbul: https://www.pozitifiz.org/yayinlarimiz-1

Pozitif Yaşam Derneği. (2007). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (01.01.1985 - 01.06.2007). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Hak%20%C4%B0hlalleri%20Raporu%201.pdf

Pozitif Yaşam Derneği. (2008). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (Temmuz 2007-Temmuz 2008 Dönemi). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Hak%20%C4%B0hlalleri%20Raporu%202.pdf

Pozitif Yaşam Derneği. (2009). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (Ağustos 2008 – Aralık 2009 Dönemi). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Hak%20%C4%B0hlalleri%20Raporu%203.pdf

Pozitif Yaşam Derneği. (2020a). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (KASIM - ARALIK 2019 / OCAK 2020). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Pozitif%20Ya%C5%9Fam%20Derne%C4%9Fi-3%20Ayl%C4%B1k%20Rapor.pdf

Pozitif Yaşam Derneği. (2020b). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (MAYIS – HAZİRAN – TEMMUZ 2020). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Pozitif%20Ya%C5%9Fam%20Derne%C4%9Fi-3%20Ayl%C4%B1k%20Rapor%202.pdf

Pozitif Yaşam Derneği. (2020c). Raporlarımız - Hak İhlalleri Raporları (ŞUBAT-MART-NİSAN 2020). Retrieved from İstanbul: https://pozitifyasam.org/wp-content/uploads/Raporlar/Pozitif%20Ya%C5%9Fam%20Derne%C4%9Fi-3%20Ayl%C4%B1k%20Rapor%201.pdf

Strug, D. L., & Grube, B. A. (2002). Challenges and Changing Roles in HIV/AIDS Social Work. Social Work İn Heath Care, 35(4), 1-19.

T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. (2019). Türkiye HIV/AIDS Kontrol Programı 2019 - 2024(pp. 4). Retrieved from https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/Bulasici-hastaliklar-db/hastaliklar/HIV-ADS/Tani-Tedavi_Rehberi/HIV_AIDS_Kontrol_Programi.pdf

T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. (2022). HIV-AIDS İstatistik. Retrieved from https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/bulasici-hastaliklar/hiv-aids/hiv-aids-liste/hiv-aids-istatislik.html

TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğü. (2018). HIV/AIDS Tanı Kılavuzu(pp. 5). Retrieved from https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/Bulasici-hastaliklar-db/hastaliklar/HIV-ADS/Tani_Klavuzu/HIV-AIDS_Tani_Klavuzu.pdf

Tuncay, T. (2007). Spirituality in coping with HIV/AIDS. HIV&AIDS Review, 6(3), 11-15.

Tümer, A., & Ünal, S. (2016). HIV/AIDS Epidemiyolojisi ve Korunma. In S. Ünal & A. Tümer (Eds.), Güncel Bilgiler Işığında HIV/AIDS (pp. 1-18). Ankara: Bilimsel Tıp Yayınevi.

U.S. Department of Health & Human Services. (2022). A Timeline of HIV and AIDS. Retrieved from https://www.hiv.gov/hiv-basics/overview/history/hiv-and-aids-timeline#year

WHO. (2020). The top 10 causes of death. Retrieved from https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/the-top-10-causes-of-death

WHO. (2022). HIV. Retrieved from https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/hiv-aids#:~:text=There%20is%20no%20cure%20for,lead%20long%20and%20healthy%20lives.


[1] Amerika Birleşik Devletleri’nde Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Center for Disease Control and Prevention

[2] Antiretroviral Tedavi

[3] Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan 15 Kasım 2022 tarihli istatistiki veriler baz alınmıştır.

[4] Burada kullanılan hastalık kavramı, yasanın içerisinde bulunan kavram olmasından kaynaklı kullanılmıştır.

[5] HIV ile yaşayanların kurmuş olduğu sivil toplum örgütleri

[6] Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin 53. Madde’nin a bendinde bulunan kabul şartlarından “bulaşıcı hastalığa sahip olmama” kavramında bulaşıcı hastalıklar belirtilmemiştir. Bu durumda, müracaatçının kabulü, ilgili görevlinin HIV bilgi düzeyine bağlı olarak şekillenmektedir. Bunun doğal sonucu olarak keyfi uygulamalar ortaya çıkmaktadır.

Kaos GL Dergisine ulaşın

Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisinin HIV dosya konulu 189. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, sosyal hizmet, hiv, danışmanlık
İstihdam