26/05/2023 | Yazar: ChinaBird
Sen de daha fazla seçim yapmak zorunda kaldın, daha çok karar almaya zorlandın. Yeterince, fazlasıyla zorlandığını biliyorum; amacım seni yeni bir seçim yapmaya zorlamak değil, zor olanı yani umutsuzluğu seçmek zorunda olmadığını hatırlatmak.
Ben daha fazla seçim yapmak zorunda kaldım, daha çok karar almaya zorlandım. Temel bir ihtiyacımı, hakkımı, basit bir isteğimi dile getirip getirmemek; talep edip etmemek konusu benim için zorlayıcı bir seçim çoğu kez. Cis-hetero bir bireyin hayatı boyunca karşı karşıya kalmayacağı sorular ve sorunlar, ne yazık ki benim yaşantımın daimi parçaları. Örneğin açılma konusu tek başına “Açılmalı mıyım ya da kime, nerede, nasıl, ne zaman açılmalıyım?” gibi zorlu sorular ve fazlasızla seçimler silsilesini barındırıyor.
Kafamın içinde sürekli bir seçim var. İktidar da muhalefet de sandık da pusula da mühür de debelenip duruyor zihnimde. Bazen zalim hükümdarlar gibi hapsediyorum kendimi kendi içime; var oluşumun, kendilik duygumun yerine toplumun normatif değerlerini kayyum atıyorum. Muhalif olmak ise içimde ve dışımdaki iktidarlara aynı zamanda muhalefetlere muhalif olmak zaten. Sadece kendilerinin dahil olduklari toplulukların doğru ve kabul edilebilir olduğunu yanılsamasına düşenler, en olmadık suçlamaları, en ağır hakaretleri, aşağılamaları benim/bizim sandığıma atmak isterler. Benim pusulamda, normal (!) sayılan pusulalardaki seçenekler dışında, anormal (!) sayılan seçenekler de bulunur ya da hiçbir seçenek yoktur. Mührün, sesim çıkmasın diye ağzıma vurulması uygun görülür. Nefret söylemleri, hedef göstermeler, çirkin homofobik/transfobik şakalar; dandik seçim şarkılarını bangır bangır püskürten seçim otobüsleri gibi huzurumu kovalar. Ülkenin gündeminde seçim olsun ya da olmasın tüm bu tantana ve normatif dayatmalar girdabında ben gündelik hayatımda; yaşam hakkımı, güvenliğimi, akıl sağlığımı korumak; en temel ihtiyaçlarıma ulaşmak için ak ile kara arasında seçimler yapmaya zorlanıyorum. Bu satırları okuyanlar arasında düşüncelerimi ve hislerimi paylaşanlar olduğunu düşünüyorum.
Seçimlerin ilk turunda birçok kişi gibi ben de ilk turda bitirememenin hayal kırıklığını ve umutsuzluğunu yaşadım. İkinci turda aynı kötü duyguları tekrar ve daha yoğun yaşamamak için kendi adıma, kendimi korumak için umutsuzluğu kabul etmeyi seçtim. Değişime ve -en azından şimdilik- nefes alınabilir bir ülkeye dair umudumu görmezden gelmeye, zihnimin en karanlık köşelerine gömmeye çalıştım. Umudum zamanla, öğrenilmiş çaresizliğimle ve üzerime sinen yılgınlık havasının etkisiyle gittikçe azaldı, küçüldü fakat bitmedi. Küçüldükçe yoğunlaştı, katılaştı elmas gibi sertleşti. Ben bu elmasa ve belki de zihninde ya da kalbinde benim gibi elmaslar taşıyanlara ışık olabilmek, ışığın umudumuza çarpıp kırıldığında oluşturacağı gökkuşağının altında adil ve özgür bir dünyaya ihtimal verebilmek için kendi kendime “Ben ne yapabilirim?” sorusunu kendime sorup durdum. Cevap; elimden ne geliyorsa onu yapmak, oldu. Sandığa gidebilirim, oyuma sahip çıkabilirim. Ulaşabildiğim insanlarla umudumun ışığını paylaşabilirim.
Belki ilk turda sandığa gitmedin, belki yine gitmemeyi düşünüyorsun, belki evden çıkıp o binanın içine girdiğinde maruz kalacağını düşündüğün muameleyle karşı karşıya gelip gelmemek senin için dünyanın en zor seçimi. Daha önceki sandık tecrübelerimde, bu zor seçimin üstesinden gelenleri kendi gözlerimle gördüm ve onlarla gurur duydum.
Sen de daha fazla seçim yapmak zorunda kaldın, daha çok karar almaya zorlandın. Yeterince, fazlasıyla zorlandığını biliyorum; amacım seni yeni bir seçim yapmaya zorlamak değil, zor olanı yani umutsuzluğu seçmek zorunda olmadığını hatırlatmak.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: yaşam, siyaset