23/03/2009 | Yazar: Reşat Şaban

Fransa öncülüğünde 19 Aralık 2008 tarihinde Birleşmiş Milletler’e LGBT hakları ile ilgili bir bildiri sunulmuştu.

Fransa öncülüğünde 19 Aralık 2008 tarihinde Birleşmiş Milletler’e LGBT hakları ile ilgili bir bildiri sunulmuştu. Obama’nın yönetime gelir gelmez ABD’nin de bildirgeyi destekleyenler tarafında yer alacağını duyurması ile tekrardan gündemde büyük bir yer tutan bildirge, aslında önemli ipuçları barındırıyor. Bildirge BM bünyesinde görüşülürken Vatikan’ın BM temsilcisi LGBT konusunda Vatikan’ın resmi görüşlerini açıklarken şu ifadeleri kullanmıştı: ‘Vatikan, eşcinsel bireylere karşı uygulanan her türlü ayrımcılığın önlenmesinin savunucudur ve devletlere eşcinselliği suç olarak düzenleyen yasalarını tadil etmeleri çağrısında bulunur.’ Ama Vatikan bu görüşlerini bir hafta geçmeden değiştirmiş olsa gerek. Çünkü 24 Aralık 2008 günü, Papa 16. Benediktus Noel mesajında LGBT konusuna da değinmişti. Papa’ya göre eşcinsellik, yağmur ormanlarının tahrip olması kadar büyük tehlike kaynağı oluşturuyor ve kimin erkek ya da kadın olduğuna karar verenin insanlar değil ‘Tanrı’ olduğunu savunuyordu. Olay bununla da bitmiyordu. Karmaşa aslında tam da burada boy gösteriyordu. Çünkü ana-akım medya için muhteşem bir fırsat niteliğindeydi Papa’nın sözleri. Hergün nefret yayınları kurgulayan medya, bu kez 3. sayfada hunharca katledilen LGBT bireylerin resimleri yerine Papa’nın sözlerini Onur Yürüyüşleri’nden alınmış yarı çıplak erkek ve kadın resimleri ile süslemişti. Zaten amaç LGBT bireylere nefret beslenmesine katkıda bulunulması olduğu için yayınlanan haberlerin şeklinin bir önemi yoktu.

Papa’nın söylemleri içinde ana-akım medyanın yer vermediği ufak bir ayrıntı daha vardı. Papa, Nikola Kopernik’in çalışmalarından ilham almış Galileo Galilei’nin teleskopu kullanarak 400 yıl önce uzayı izlemesini kutluyordu. Papa, hatta bununla kalmayıp o dönemde engizisyon mahkemelerinin vermiş olduğu kararların büyük hata olduğunu ekliyordu. Papa V. Paul, 1613 yılında Galilei’yi ‘cehennemlik’ ilan etmişti. Çünkü kliseye göre ‘İsa güneşe, sabit durması için emir vermişti ve güneş sabit durmaktaydı’. Ama Galilei bunun aksini kanıtladığı için ev hapsine mahkum edilmişti.
 
Neden mi bahsediyorum tüm bunlardan? Papa yine masum insanların hayatlarını etkileyen sorumsuz açıklamalar yapmaya devam ediyor. Hazret, Afrika’ya giderken uçakta yapmış olduğu son açıklamasında, Katolik Klisesi’nin prezervatif kullanılması ile ilgili görüşlerini aktardı. Papa ‘Prezervatifler, Afrika’da HIV ve AIDS’e karşı verilen şavaşa çare olmadığı gibi olayın tehlikesini artırıyor.’ ‘Yaşanan trajedi sadece para ile çözümlenemez ve tehlikenin önlenmesi için dağıtılan prezervatifler olayın daha da kötüleşmesine yol açar’ ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz ay içinde Papa yapmış olduğu başka bir açıklamasında ise, prezervatiflerin HIV virüsünün geçebileceği kadar küçük deliklere sahip olduğuna vurgu yapmıştı. Tabii tüm bunların altında yatan sebepse, klisenin sahip olduğu geleneksel öğreti olan ‘evlilik sırasında yapılan güvenli seks’. Ve Papa’ya göre bunun haricindeki tüm yöntemler HIV ve AIDS için çözüm yöntemi oluşturmuyor. Yani kısacası Afrika da Papa’nın sorumsuzca yapmış olduğu açıklamalarından dolayı ölen ve ölecek olan insanların, insan olarak bir değeri yok; önemli olan klisenin öğretileri.
 
Merak edilen ise yine aradan uzun yıllar geçtiğinde birgün ‘Papa XXX Prezervatifkus’ bir açıklama yapıp prezervatifin gelişimini sağladıkları için bilim insanlarına teşekkür edecek mi? Ya da o dönemde yapılan açıklamaların yanlış olduğunu, LGBT bireylerin hayatlarına mal olan, masum bireylerin AIDS ve HIV kaynaklı ölümlerine sebebiyet veren açıklamaları dolayısı ile özür de dileyecek mi? Klise, bilimin artık klisenin dogmasının önüne uzun yıllar önce geçtiğini fark edecek mi?


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret