31/12/2008 | Yazar: Murat Çınar

Camporosso'da yaşamakta olan Maria adlı transeksüel bu yaşlı eyaletin genç ve cesur kentinde kurulan ve kendi verdiği vergilerle yapılan güneş enerjisi panelleriyle g

Camporosso'da yaşamakta olan Maria adlı transeksüel bu yaşlı eyaletin genç ve cesur kentinde kurulan ve kendi verdiği vergilerle yapılan güneş enerjisi panelleriyle gurur duyarken, kimin hediye ettiği bilinmeyen panellerle bedava ısınacak Vatikan'ın kendisi adına aldığı kararlar ve yarattığı provokasyonlar üzerine sinirlenebilir. Tabii ki sinirlenir çünkü ayrı devlet özelliğini kullanarak bugüne kadar hiçbir ekonomik ve siyasi bağlantısı üzerine açıklama yapma sorumluluğu almayan Vatikan, Maria'nın doğduğu topraklarda yaşama, ölümden sonra nereye gömüleceği ve kendisi hakkında karar alma kibirliliğine sahip.

İtalya'nın kuzey batısında bulunan bölgede denize kıyısı olan yegâne eyalet Liguria'dır. Başkenti Genova olan bu eyaletin gerek Osmanlı İmparatorluğu gerekse de Türkiye Cumhuriyeti ile olan uzak ve yakın tarihe dayanan ilişkileri malum. İstanbul'daki Galata semtinin kökeni olan bu eyalet ünlü San Remo Müzik Festivali'nin de yapıldığı San Remo ili sayesinde de ülkemizde tanınmaktadır. Nitekim yaklaşık 6 sene önce ziyaret sebebiyle gitmek zorunda kaldığım San Remo Devlet Hastanesi'nin girişindeki kurucularının isimlerinin bulunduğu mermer levhada Fuat Ali Paşa ismini görünce bu bilgimi ilk defa kendi gözlerimle kanıtlamış oldum. Osmanlı'nın dağılması ile yurt dışına kaçan imparator ailesinin bir bölümü bir süre boyunca San Remo'da yaşamıştır. Öte yandan Fransa sınırına yakın olan Liguria eyaletinin uç kentlerinden biri olan Ventimiglia'ya bağlı San Biagio della Cima kasabasında yaşayan bir tanıdığımın evine yaklaşık 3 sene önce yemeğe gittiğimden ilk tanışmamızın sebebine bana ufaklığından beri kasabanın bulunduğu vadinin tepelerinde Türk mezarları olduğunu duyduğunu söylemişti.

Liguria Eyaleti'nin bu Anadolu toprakları ile olan yakından ilişkisi haricinde farklı özellikleri de var. Çiçekçilik, zeytincilik ve peynircilik sektörlerindeki üretim başarısı da eyaletin göze çarpan özelliklerinden. Eyalet'in en ilginç özelliği ise İtalya'nın en yaşlı nüfusa sahip eyaleti olması. Mussolini zamanında Genova meydanlarında yaptığı konuşmalarda Liguria halkına çocuk yapmasını ve çoğalmasını tavsiye etmiş ve yıllar boyu çocuk doğum oranı düşük ve ömür süresi uzun olan bu eyalette çocuklu ailelerden nispeten az vergi alınmış.

Eyalet'in Fransa sınırına yakın kentlerinden bir diğeri Camporosso ise geçen sene (2007) Liguria'nın en genç nüfusuna sahip kenti unvanını aldı. Toplamda yirmi bini geçmeyen bir nüfusa sahip olan Camporosso bilhassa bindokuzyüzlü yılların ortasında Abruzzo ve Calabria hatta Sicilia eyaletlerinden bu taraflara doğru başlayan iç göç sonucu genişlemiş. Güneyden gelen göçmenlerin büyüttükleri birçok kentten biri olan Camporosso bilhassa Calabria'lı ailelerin çok çocuk sahibi olmasından dolayı da bu unvanı edinebildi. Fakirlik, susuzluk sebebiyle kullanılamayan topraklar, yatırımsız kalan bölgeler ve yasa dışı oluşumlar sebebiyle göçmek zorunda kalan halkların geliştirdiği bir kent. Camporosso lehçesi ile tamamen farklı Calabria lehçesinin beraber karışıp dar sokaklara dağıldığı, artık kimin Calabria'lı kimin Camporosso'lu olduğunun bilinmediği bu kentte her ne kadar Avrupa Birliği dışından gelen bir iki göçmeni kabul etme sorunu doğsa da kentte beraber yaşayabilme kültürü farklı boyutlar alarak ilerliyor hâlâ.

Her şeyin ötesinde Camporosso kenti belediye başkanı Marco Bertaina iki kez merkez sol koalisyonundan seçilerek kenti yönetmeye başaran genç bir siyasetçi. Aslında siyasetçi demek belki de zor bir deyim çünkü başkan asıl olarak Fransa'nın sınır kenti olan Menton'da bir restoranda aşçılık yapıyor hâlâ. Yani belediye başkanlığı biraz kent sevgisi ve biraz da maddi destek amaçlı. Bertaina bu kısa zamanda kentte birçok ilginç çalışmaya öncülük etti. Amfi tiyatro, fuar alanı, spor kompleksi ve kenti boydan boya geçen ve 3,5 kilometreyi aşan bisiklet pisti. Öyle ki pistin açılışı için Liguria Eyaleti Başkanı Burlando ve spor kompleksinin açılışı için eski Spor Bakanı kente gelip açılış kutlamasına katıldı. Camporosso bu gelişmelerle gerek İtalya gerekse de Eyalet gündemine girerken belediye heyeti yeni bir seri karar aldı. Belediye'nin kullandığı tüm elektrik artık yenilenebilir enerji kaynaklarından ediniliyor, kentte kapıdan kapıya çöp ayrışımı yapılıyor, halka farklı renklerde poşetler dağıtılıyor bunun için, kentte yenilenebilir enerji kaynakları hakkında toplantılar yapılıyor halk ile ve bu konuda yatırım yapmak isteyen kentlilere de belirli maddi destekte bulunuluyor. Son olarak belediye meclisi kentte bulunan iki okulun ve tüm sokak lambalarının tamamen ve sadece güneş enerjisi ile çalışacağını açıkladı. Yaklaşık 3 ayda bitirilen fotovoltaik yapılar okulların çatılarına kondu. Şu ana kadar tüm maddi gerçekleri halka ücretsiz dağıtılan bir gazete ile anlatan belediye bu konu hakkında da her şeyi açıkça anlattı. Başkan Berntaina gazetenin ilk sayfasındaki yazısında 'krize rağmen' diyerek başlıyor ve tüm harcamalarını ve aldıkları kredileri belirtiyor. Sadece okullara yapılan güneş enerjisi panelleri için 50 bin avroluk borç almak zorunda kaldıklarını belirten başkan halka bu yatırımın sebeplerini ve getireceklerini açık açık anlatıyor. Belki de kenti sakinlerinden birçoğunun sahip olduğu evler 50 bin avrodan daha pahalı ancak başkan bu düşük bütçeli ve her şeye rağmen gelişmek ve yenilikçi olmak amaçlı çizgisini alnı açık şekilde açıklıyor ve ileri götürüyor; 'Yeni spor tesisi, alt geçit restorasyonu ve tarihi merkezdeki evlerin dış yüzlerinin restorasyonu için kredi almadan gerçekleştireceğiz'. Camporosso kentinde Bertaina yönetiminden bu güne kadar okullarda ve meydanlarda yasa dışı oluşumlar (mafya vb. gibi) hakkında konferanslar yapılırken ikinci dünya savaşında faşizme karşı mücadele veren kentin yaşlıları da anılarını gençlerle paylaşıyor.

Yaklaşık 1 ay önce Rai Uno devlet televizyon kanalı helikopterden çekilen bir fotoğraf ile Vatikan Teokratik Devleti'nin ana binasının çatısını birebir dolduracak şekilde güneş enerjisi kullanarak ısı üreten panellerin takıldığını duyurdu. Haberdeki ilginç detay ise bu güzelliğin Vatikan'a ismi bilinmeyen birinden ’’hediye’’ edildiğiydi.

İtalya'da dini malzeme satan dükkânlar ICI adı verilen emlak vergisinden muaftırlar. Bu dükkânların hepsi Vatikan Teokratik Devleti'ne bağlıdır. Şu anki Berlusconi hükümetinden önceki merkez sol hükümeti için kamu harcamalarından tasarruf yapmak için AB tarafından oluşturulan plan içinde bu dükkânlardan da ICI vergisi alması tavsiye edilmişti. Bu değişikliğin devlete yılda kazandıracağı 25 milyon Avro herkesin ağzını sulandırır diye düşünülürken sert bir tepki ile Alman rahip Ratzinger 'bu ne cüret' dedi ve o dükkânların İtalyan halkı için dini temsil mekânları olduğunu ve doğacak olası maddi zorluk sebebiyle kapatılma riskleri yüzünden İtalyan halkının mağdur duruma düşeceğini söylemişti. Vatikan bunun gibi elektrik, su, gaz, yolculuk masrafı, çeşitli indirimler, telif haklarından muaf olma gibi birçok olumlu ayrımcılığa sahip ve bunların birçoğu da Mussolini zamanında Katolik Kilise'si ile imzalanan Lateran anlaşmalar sebebiyle doğmuştur.
[ pagebreak ]
Vatikan yıllar boyu P1 ve P2 gibi ekonomisyenler, siyasetçiler, masonlar ve hatta mafya üyelerinin oluşturduğu yasal olarak tanınmayan grupların içinde bulunmakla suçlandı. Papa'ların geçim kaynakları, Vatikan'ın mal varlığı ve yatırımları için kullandığı paraların nerden ve nasıl geldiği üzerine yapılan tüm baskılara rağmen hiçbir açıklama yapılmadı. Ne resmi bir muhasebe belgesi ne de basit bir basın toplantısı. Vatikan dünyanın her bir yerinde misyonerlik çalışmalarından, eğitime, sağlık hizmetinden, küçük ve orta çaplı girişimciliklere kadar birçok aktivitenin kurucusu durumunda. 'Ekonomik boyutları ve siyasi gücü hakkında bir gün gerçekten konuşulabilse Vatikan'ın gerçekten büyük bir siyasi şirket olduğu anlaşılacak' demişti zamanında Marco Pannella, Radikal Parti Başkanı.

Ratzinger ve sözcüleri yaklaşık 10 gün önce transeksüelleri tanımadıklarını, reddettiklerini açıkladı. Bunu zaten biliyorduk. Transeksüel olarak veya cinsiyetini değiştirdikten sonra ölenler Katolik kilisesi tarafından tanınmıyor ve dini kimliği olmayan topraklara gömülebiliyorlar sadece. İtalya topraklarında vergi ödemeyen başka ve ayrı bir yasal kimlik İtalyan yurttaşları ve toprakları hakkında ölüm ve sonrası durumlarında söz sahibi olabiliyor. İtalya'da cenaze törenleri özel şirketler tarafından ücretli olarak hatta kredi ve taksit olanakları ile yapılıyor. En ucuz cenaze 2000 Avro'dan başlıyor.

Haber üzerine Yeniden Kuruluş Komünist Partisi ulusal meclis eski üyesi Vladimir Luxuria 'Bu açıklama transeksüellerin gündelik hayatta yaşadığı ayrımcılığı destekleyici yöndedir' dedi. İtalya'da tüm LGBTT bireylerinin her gün birçok alanda yaşadığı ayrımcılık ve çeşitli yapılarda olan şiddet gördüğü bir gerçek. Bilhassa güney eyaletlerinde aile dışlamasından başlayarak, izinsiz yapılan ameliyatlara varan ve iş ortamında yaşanan ayrımcılığa kadar transeksüel olarak yaşamak zaman zaman imkânsız noktasına kadar varıyor. Bunun yanında o tanrının oğlu olamama ve sevdiklerinin yanına gömülememe zorluğunu da yaşayan birçok dini inancı olan ve cinsel yöneliminden dolayı bu duruma düşen yurttaşın da bu gerçekle hayatta iken de resmi olarak aklına yazılı şekilde yaşaması da ayrı bir şiddet ve ayrımcılık.

Öte yandan İtalya siyasi iltica ve uluslararası koruma talebinde bulunanlar için özel yasası olmayan tek AB ülkesi ve bu sebeple cinsel ayrımcılık sebebiyle sığınmacı durumuna düşen yüzlerce kişiden her sene ancak bir iki tanesi kabul edilebiliyor. Yasal zeminin var olmayışı örneksel işleyişi imkânsız kılarken konu hakkında çalışma yapabilecek bir komisyonun da varlığını imkânsızlaştırıyor. Nitekim İtalya'dan giriş yapan birçok cinsel kimliğinden dolayı sığınma talebinde bulunan kişi AB'nin diğer ülkelerine gitmek durumunda kalıyor.

Göçmenler ve sığınmacılar için sık sık ayrımcılık yapılmaması üzerine çağrıda bulunan Katolik Kilisesi bu çağrıyı cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılık ve şiddet yaşayanlar için gerçekleştirmiyor.

Belki de Camporosso'da yaşamakta olan Maria adlı transeksüel bu yaşlı eyaletin genç ve cesur kentinde kurulan ve kendi verdiği vergilerle yapılan güneş enerjisi panelleriyle gurur duyarken televizyonda gördüğü Vatikan'a hediye edilen paneller ve Vatikan'ın kendisi adına aldığı kararlar ve yarattığı provokasyonlar üzerine sinirlenebilir. Tabii ki sinirlenir çünkü ayrı devlet özelliğini kullanarak bugüne kadar hiçbir ekonomik ve siyasi bağlantısı üzerine açıklama yapma sorumluluğu almayan Vatikan, Maria'nın yaşadığı topraklarda yaşama, ölümden sonra nereye gömüleceği ve kendisi hakkında karar alma kibirliliğine sahip ve hatta kendi oturduğu belediye 50 bin Avro borç alarak güneş enerjisi paneli yaparken Vatikan artık bedavaya ısınacak.

Nasıl Katolik kilisesine göre o tanrının her çocuğu denildiğinin aksine eşit değilse İtalyan devletine göre de bu topraklarda yatırım yapan ve yaşayan ilerici siyasetçiler ve yurttaşlar da eşit değil. Vatikan siyasi ve ekonomik şeffaflığa sahip olmadıkça ve bu temellerde olan özerkliğinden kurtulmadıkça kendini korumak amacıyla her zaman red edilen ve dışlanan bir tarafı mevcut kılacaktır.

İlgili haberler:

[[‘Papa yanılıyor: Gey cinselliği insan ekolojisinin bir parçasıdır’|http://www.kaosgl.org/node/2298]]

[[‘Papa, Tanrı'nın dünya görüşünü sınırlandırmaya çalışıyor’|http://www.kaosgl.org/node/2292]]


Etiketler: yaşam, din/inanç
İstihdam