24/10/2023 | Yazar: Berkay Karakaplumbağa

Yardım isteyememe düşüncesi etrafıma duvarlar ördü, ben o duvarlara çarptım, nasır tuttum. Nasırlarımı nasıl iyileştireceğimi öğrendim sonra, sonra da nasırsız bir hayat yaşayabilmenin mümkün olduğunu.

Veda maili Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Hayatım boyunca depresyona meyilli bir insandım. Çoğu lubunya gibi ailemde bulmam gereken dayanışma ve desteği kendi tırnaklarımla kazıyarak kazandığım seçilmiş ailemde buldum. Atanmış ailemin maddi ve manevi gücünü sadece başka bir seçeneğim kalmamışsa istedim. Sonra savruldum, seçilmiş ailemden de yardım isteyemediğim zamanlar oldu. Çünkü basitçe Türkiye’de yaşıyoruz, bir noktada herkes kendini korumalı bu topraklarda. Yardım isteyememe düşüncesi etrafıma duvarlar ördü, ben o duvarlara çarptım, nasır tuttum. Nasırlarımı nasıl iyileştireceğimi öğrendim sonra, sonra da nasırsız bir hayat yaşayabilmenin mümkün olduğunu. Ama öğrenmem çok zamanımı aldı, çok şey götürdü, çok şey getirdi. Hepsi kabulüm, yeter ki şu anki gibi iyi hissedeyim. Çünkü çok korktum. Geçtiğimiz 9 ayda kimi zaman “dar ağacı nasıl hazırlanır?” yazdım ve enter’a bastım. “Silah nasıl satın alınır?” “Fare zehri insanı öldürür mü?”. Lubunya korkmaz ya pek ya da tanımadığı insanlara anlatmaz korkularını, ben artık anlatmaya karar verdim. Bir daha mutlu olamayacağımı düşünmek korkuttu beni. Birçok gün korkudan titreyerek uyandım, bugün son mu? Son olmadı. Çünkü ben eski romantiklerdenim. Tanılı depresyon nasıl bir şey biliyor musunuz bilmiyorum ama hatırlamak gerekiyor bazı şeyleri. Ben ilk, eski romantiklerden olduğumu hatırladım. Konuyla hiç bağdaşmayan bir kitapla romantik bi’ bağ kurdum. Tehlikeli birine duyduğum romantik düşler tekrar hayata bağladı beni. Seçilmiş ailemin unuttuğum özelliklerimi yüzüme yüzüme çarpışına tekrar aşık oldum. Uzun zamandır karanlıklarda saklanıyordum, şimdi hazırım ışığa çıkmaya.

Bir süredir eskiden daha neşeli ve daha özgüvenli olduğuma dair geri bildirimler alıyorum. Depresyonum o kadar karanlıktı ki, bu geri bildirimlere “bu aralar biraz kötü zamanlar geçiriyorum” cevabını verirken, içimden aslında “bu artık yeni benim” dediğim çok an oldu. Birçok şeyden vazgeçtiğim, kendim olamadığım, gullümümü ve aktivizmimi kaybettiğim bir 9 ay geçirdim. Bu süre insan hayatını bir doğru olarak kabul edersek kısa aslında, sonsuza kadar bu psikolojide kalacağımı sandığımı hesaba katarsak da çok kısa ama beni bu depresyona sürükleyenlerin mağrurluğunu hatırladığımda, çok uzun bir zaman kaybettiğimi fark ediyorum.

Adını vermeyeceğim bir insan hakları kurumunda yaklaşık 5 buçuk yıl çalıştım. Çalıştığım birimin kuruluş aşamasında vardım, geliştirdim, emek emek ördüm dayanışmayı. Söyleyecek bir sözüm hep vardı, dinlediler de beni uzun yıllar. Sonra kurumda ne zaman bir dayanışma gerekse bana geldiler, hiç tanımadığım cis hetero kadınlar için savaştım, lubunyalar için savaştım, bir kedi için savaştım, köpekler için, erkekler için bile. Yükseldim sonra, herkes tanırdı beni, ben dahil hiç kimse gideceğimi düşünmedi. Hazırlıksızdık. Ama onlar hazırlıklıydılar, kötü olan tarafı beni hazırlamamayı seçtiler. Kurumlardan ayrılırken gelenektir ya, bir veda maili atılır, onu attırmadılar. Bilmiyorum neden, söyleyeceklerimden mi korktular yoksa tamamen tesadüf müydü emin olamıyorum. Ama ben gerektiğinde kurumum için de savaşmıştım, onları tehlikeye atacak bir şey söylemezdim aslında. Bu alanın bana açılmayışı beni çok yaraladı. Söyleyeceklerim vardı, dedim ya birçok kişiyle dayanıştım, onlardan duyacaklarım vardı iyileşmek için. Bu ayrılış için kendimi suçladım çok uzun zaman, eksikliklerimi gözümde o kadar büyüttüm ki, hiçbir şeyi hak etmediğime karar vermiştim. Çünkü iyileşmemi engellediler.

Bir noktada hayatıma değen cis-heterolara dayanışmayı öğrettiğimi sanmıştım ama yanılmışım. Onlar benimle konuşmak yerine, gidişimin nedenini araştırmaya kafayı taktılar. Benim yaptığımı yapmasınlar ki kurumda kalabilsinler, çok anlaşılmaz değil aslında. Gidişimi anlamlandırabilmek için asılsız, kırıcı, benimle bağdaşmayan dedikodular yaydılar. Herkes bir şeye inandı, ben ise yetersiz olduğuma inandım. Süreç o kadar uzadı ki, her gün kalkıp bu yüzden mi diye düşündüm, her gün yatıp sabaha kadar şu yüzden mi diye düşündüm. Sonra emek emek ördüğüm o dayanışma meyve verdi, saklanırken beni hasta eden bilgi önüme düşüverdi. Bingo! Bir LGBTİ+ aktivisti olarak söylediğim bir söz, bir sosyal medya paylaşımıymış neden. Derin ağları olan bir erkek dayanışmasıyla karşılaşmışım, kaybetmişim. Sonra deprem oldu, savaşamadım. Seçim oldu, ülkede de kaybettim. Kaybetmişlik hissi aldı beni, karanlığında pişirdi, bir insan ömrü kadar deneyim devretti.

Ülkede haklarım birer birer elimden kayarken, lubunyaları görebileceğim alanlar da daralmaya başladı. Ah o kaybetmişlik hissi, beni seven birçok insanın varlığını unutturdu bana. Ve nedenini anlatabiliyorum değil mi? Bir veda maili attırmadılar bana. Yarım kalan çalışmalarım vardı, devretmek isterdim, devrettirmediler. Apar topar ayrıldım, 5 buçuk yıl önce birlikte çalışmaya başladığım arkadaşlarım sordular “senin gibi bir çalışan neden gidiyor, neden veda yapılmıyor sana?”, “bilmiyorum” dedim. İnsan bilinmeyenden korkar, korktum ben de. Sustum. Sonra başka bir kurumda çalışmaya başladım, yerle bir edilen özgüvenimin bana verdiği yetkiye dayanarak daha çok sustum. 

Yeni güvenli alanlar yaratmaya ihtiyacım vardı, başardık canım arkadaşlarımla. Dediğim gibi şimdi çok iyiyim. Daha iyi olmam için bu yazıyı yazmam gerekiyordu. Hiç kimseye bir sitem değil aslında, ben öfkeyi içimde tutamam, sürdüremem. Bana bu süreci yaşatan herkesi affediyorum. Bu yazıyı okursanız bir gün, size bunları başka kişilere yaşatmamanız için tavsiyelerim var, dinlerseniz. Ben o sırada lubunyalarda iyileşmeyi bulmaya devam edeceğim. Şu kısacık hayatınızda, Türkiye gibi bir coğrafyada sizi para kazanmak kadar mutlu edebilecek şeyler var, ben onları size anlatmaya talibim, tabii eğer dinlerseniz.

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: yaşam, çalışma hayatı, sağlık
İstihdam