03/05/2021 | Yazar: Anjelik Kelavgil

Lubunya olmayan kitlelerin bir karar vermesi gerekiyor; ya tarihsel bir özeleştiri verip eşitlenmekte birleşecekler Lubunyalarla ya da susmaya, görmemeye, duymamaya devam ederek sağ popülizmle aynı masaya oturacaklar ve hep beraber korkunç bir kara deliğe sürükleneceğiz.

Vibratör temel bir insan hakkıdır Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Görsel: İstanbul Pride

Bir ülke hayal edin ki heteropatriyarka halayında omuz tutanlar kuramadıkları ittifaktan doğan iç sıkıntısını LGBTİ+ karşıtlığında kardeşleşerek resmediyor. Ne yazık; tüm söylemlerin ideolojik tozunu şöyle bir üfleyince altından çıkan aynı lacivertin 50 tonu.

Beni bu başlığı atmaya götüren süreçte hissettiklerimi dilim döndüğünce paylaşmak istiyorum sizlerle. Biliyorum yalnız değilim (umarım).

İki başlıkta toplanıyor aslında duygularım; biri “Yasaklar” diğeri de “Yine Yasaklar”. Sanırım orijin noktam da 1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı.

Yasaklar

Öncelikle, başta tüm lubunya seks işçileri olmak üzere tüm dünya proletaryasının işçi bayramını en içten duygularımla tebrik ederek gördüğüm manzarayı sizinle paylaşmak istiyorum. Gerçeklikle bağımızın kurumsal bir eril manipülasyona maruz bırakıldığı korkunç ağır günlerden geçiyoruz. Sağ popülizmde tortulanmış cis-heteropatriyarka, karşıtlarını da kendisine dönüştürerek, yıkılıyor. Yıkıldıkça bir kara deliğe dönüşüyor sağ popülistlerin tekelinde. Öyle sarsıcı ve akıl dışı bir yıkılma ki bu; heteronormativitenin tabanı da çok şaşkın. Kendi hayatlarına ve ekrandan duyduklarına bakıyorlar; teamüllere ve yeni normale bakıyor, gerçek ile ona dayatılan gerçeğin arasındaki gerginliği iliklerine kadar yaşıyorlar.

Bu gerginlik bir yerden tanıdık gelmiyor mu lubunyalara? Bana çok tanıdık geliyor. Daha küçücük bir çocukken el birliğiyle tüm heteronormativite taraftarları tarafından yaşatılan gerginliklere benziyor mesela. İlk öpüşmemde yaşadığım gerginlik libidinal olmalıyken korkuyla dolu bir kabusa dönüşmüştü mesela. 7’sinden 77’sine tüm lubunyalara halen reva gördüğünüz gerginlik tam da bu işte, azıcık öz eleştiri vermeye hazır mısınız cis-het kardeşlerim? Biz bu gerginlikten hayatta kalanlar olarak deneyimlerimizi aktarmaya hazırız sizlere. Hepimizi soktuğunuz cendereden hep beraber kurtulabiliriz bence. Bu patriyarka sizi de yorar. Bakın, tüm toplumu nasıl da böldü ayrıcalıklılar ve ayrıcalıksızlıklılar diye? Huyudur biliyor musunuz, patriyarka kendisini var ederken bu ayrımı yaparak var olabilir ancak. Bir yanda ayrıcalığının farkında olan ya da olmayan geniş kitleler (onların konforları, onların aşkları, onların ihanetleri, onların terfileri, onların düğünleri, onların cenazeleri, onların hikayeleri ve onların ayrıcalıkları); diğer yanda bu kitlenin genel olarak zorbalık yaptığı lubunyalar. (Çok ah aldınız). Biz sizin şu an farklı bir bağlamda aynı şiddette deneyimlediğiniz zorbalıktan da hayatta kalanlarız biz. Bu zorbalığa da beraber dur diyebiliriz.

Peki son günlerdeki yaşam tarzına müdahale tartışmalarına ne demeli? Geniş bir kitle, ki büyük bir kısmı lubunya paniği ile de manipüle edilmiş, çok büyük bir öfkeye kapıldı alkol yasağı sonrasında. Ramazanda. Recep, Şaban, Ramazan; bilin bakalım yine kimler bu iklime direnç kazanmak zorunda bırakıldı? Evet bildiniz, Lubunyalar. İnanır mısınız, yıllardır Ramazan’ın şaşmayan iki gündemi oldu; birincisi kola reklamları, ikincisi Lubunya karşıtlığı. Ne zaman yılın bu dönemleri gelse yaşam tarzımız, hayatlarımız, varlığımız gözünüze battı. Hiçbir şey demediyseniz bile, sükut ikrardan geldi, ses çıkarmadınız. Yürüyüşlerimiz yasaklandı mesela, hoş yürüyüşe gelene kadar daha neler neler… Biz mesela bu yasak iklimine rağmen hala ülke gündemine listebaşı girebiliyoruz; yasaklayamıyorlar. Bütün yasakları beraber yasaklayabileceğimizi düşünüyorum. Umarım siz de bu potansiyelin farkındasınızdır.

Lubunyaların çok ahını aldınız. Ben almamışımdır canım demeyin sakın, sadece ben listelemeye kalksam burdan Biden’a yol olur. Lubunya olmayan kitlelerin bir karar vermesi gerekiyor; ya tarihsel bir özeleştiri verip eşitlenmekte birleşecekler Lubunyalarla ya da susmaya, görmemeye, duymamaya devam ederek sağ popülizmle aynı masaya oturacaklar ve hep beraber korkunç bir kara deliğe sürükleneceğiz. Burada gerçekten karar vermesi gereken cis-het kitleler. Olan bitenin politik okumasını yaparken görecekleri iyi örneklerle dolu ülke gündemi. Onu da biz göstermeyelim artık değil mi? Tarihin hangi döneminde Perinçek, Seren Serengil, But solcular, Muharrem İnce, Yonca Evcimik, Hilal Kaplan, Z.D., Altan Tan, Dilipak, Akit, Aydınlık, Laciver… Kaç benzemez LGBTİ+ karşıtlığında beraber yan yana geldi bilmiyorum, Yıldız en son 5 diyordu. Etrafınıza bir bakın böyle bir kalabalığın içinde mi yaşamak istiyorsunuz allah aşkına?

Yine Yasaklar

Gözümün nuru 29. İstanbul Onur Haftası; tam kapanma gelmeden, yasaklar alevlenmeden, lubunyalar yine trend topic iken “Sokak” temasını anons ettiğinden beri; sokaklara çıkmanın görece yasak olduğu ve her gün onlarca kişinin gözaltına alındığı garip bir dönemde, 1 günde yüzlerce kişi gözaltına alındı 1 Mayıs İşçinin Emekçinin Bayramı kutlanırken. Muhteşem bir sloganla bayramı selamlayan 29. İstanbul Onur Haftası;

“Orak!

Çekiç!

Vibratör!

Titresin, her Diktatör!” dedi.

Dediği günden beri patriyarkanın sol kanadı, akitin manşetten öve öve bitiremediği kadar solcu bir toplam fobi kusmuğu kovasını yeşil taraftan kırmızı tarafa taşımakla meşgul, yalnız ve güzel ülkemin entelektüel birikimi yüksek solcuları. Sınıfa dışarıdan bilinç götürmek gibi bir yöntemle acaba ilgili yoldaşlara cinsel devrim bilinci taşıyabilir miyiz?

Sanmam.

Her şey yine geniş cis het kitlelerin gözleri önünde cereyan ediyor. Bakın, akitin manşete taşıdığı türden solcular vibratör kelimesinden ve çağrıştırdığı her şeyden kimler kadar muhafazakarlaşarak kurtulmaya çalışıyor? Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak mı istiyorsunuz? Yoksa yasakların olmadığı bir iklimde kendi yolculuğunuzda özgür olmak mı istiyorsunuz?

Bence lubunyaların duruşu belli.

Vibratör temel bir insan hakkıdır. Gelin dünyadan beklentilerimizi bu seviyeden tartışalım?

Ya da birilerinin çeşit çeşit değerleri incinecek telaşından kapandıkça kapanalım, ortada insana dair bir şey kalamayacağı için haktan bahsetmeye de gerek olmasın.

Karar sizin.

Buyurun.

(yatırım tavsiyesi değildir)

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, yaşam, çalışma hayatı, cinsellik
İstihdam