04/02/2010 | Yazar: Deniz Deniz

Duyduk duymadık demeyin, yakında Ankara havaları eşliğinde yurdum geylerinin toplu nikâh törenlerine şahit olursanız hiç şaşırmayın.

Duyduk duymadık demeyin, yakında Ankara havaları eşliğinde yurdum geylerinin toplu nikâh törenlerine şahit olursanız hiç şaşırmayın. Anlı şanlı Kemalist, statüko karşıtı, solcu yazarımız Bekir Coşkun "Gelinin adı Ali, damadın ki ise Barış! Siz hiç Ali adında gelin gördünüz mü? Valla ben hiç görmedim. Gelin bıyıklı sakallı, peki siz hiç bıyıklı sakallı gelin gördünüz mü? Sizi bilmem ama valla ben hiç görmedim" şeklinde yazılar dizse de bu evlilikler olacak. Hatta Amerikalı geylerin barbekü görüntülerine ifrit olan Oray Eğin'e inat evli Türk gey çiftler Samatya sahilinde Urfa usulü mangalda cızbız keyfi yapacak. Dahası kaçınılmaz olarak mangal başında göbeğini kaşıyan gey eşler de -şöyle Tekyön müdavimlerinden falan- objektiflere yansıyacak. O da yetmeyecek Esra Erol yoğun istek ve reyting kaygısı üzerine Gey-i İzdivaç isimli yeni bir program hazırlayacak. Tüm bunlar olurken "eşcinsel evlilik saçma" diyen Cemil İpekçi ile Deniz Deniz hasedinden çat diye çatlayacak.
 
Evliliği geçtik farklı cinsel kimlik ve eğilimlerin yeni anayasaya girmesini istemek için bile "Bunlar ancak yüz yıl sonra olabilir" diyen iktidar mensuplarına rağmen keşke bu yukarıda aktardıklarım olsa. Evet gerçekten keşke olsa da biz hasedimizden çatlasak. 
 
Malum, Kaos GL’nin eşcinsel evliliğe saçmalık diyen Cemil İpekçi'yi "madilemesi" üzerine kaleme aldığım yapıcı eleştiri yazısından hemen sonra deyim yerindeyse fırtınalar koptu. Önce bizim sayfadan bazı arkadaşlar karşı görüşte yazılar yazıp özetle "evet cemil ipekçi madidir" demeye getirdiler. Derken olay ulusal basına kadar sıçradı. Sabah'tan Mevlüt Tezel de İpekçi'yi bizim üzerimizden madilemeyi seçti. Tartışmaya İpekçi de katılarak kendi sitesinden cevap yazdı. Şimdi düşünüyorum da, her şeye rağmen iyi ki o yazıyı yazmışım. Yanlış anlaşılsam da. Yanlış anlaşılma diyorum çünkü, bakın ben sadece oturduğumuz yerden kolayca bazı insanları madileme lüksüne sahip olmamalıyız dedim diye ben bile eşcinsel evliliğe karşı olanlar sınıfına sokuldum. Elbette bizim gözümüzde de madi ya da şugar olanlar olacak. Ama bunun da bazı kriterleri olmalı. Mesela eşcinselliği sapkınlık olarak gören, herhangi ünlü bir şahıs evet bence de madidir. Mesela direkt cinsel eğilim veya cinsiyet kimliği üzerinden şu cinsiyettekiler yalancıdır demek evet bence de madiliktir. (Bknz. Huysuz Virjin) Yine örneğin "eşcinseller kapitalist sistemin artıklarıdır" diyenler sonsuza kadar madilenmelidirler. Mesela "Dicle nehrinin kıyısında bir kuzuyu bir kurt kapsa ben sorumluyum" diyen bir adaleti şiar edindiklerini öne sürenlerin iktidarı altındaki bir ülkede eşcinseller boğazlanıp kuyulara atılıyorsa ve o iktidar bunu sadece seyredip susuyorsa evet o iktidar mensupları madilerin de madisidir, dahası bunlar yaratıcı katında da madilerin madisi olmaktan kurtulamazlar. Bu, bu kadar açık ve basittir. Fakat el insaf. Cemil İpekçi'nin durumu böyle mi ? Ne demiş İpekçi "benim hayat felsefeme göre gey evliliği saçma" demiş. Biz ne hakla bu felsefi duruşu madilemeye kalkıyoruz. Bakın tartışmalardan sonra İpekçi kendini savunurken, "heteroseksüel evlilikler de bitmek üzere. Artık heterolar da evliliğe inanmıyor" demiş. Lütfen dikkat, İpekçi "Eşcinseller evlenmemeli dememiş. Ya ne? Eşcinsel evlilik saçma demiş. İşte bu yüzden İpekçi web sayfasında yazdığı yazıda kendisinin yargısız infaza uğradığını dile getirmiş ki, bence sonuna kadar haklı.
 
Biliyorsunuz "madi" sıfatı eşcinsel lügatte- bu da ne demekse- kötü, çirkin, serseri, hırsız,  uzat uzatabildiğin kadar tüm olumsuz sıfatlar için kullanılır.
Yapıcı eleştiri olarak gördüğüm ve bizzat bazı Kaos GL web sayfası tasarımcılarının da öyle görüp teşekkürle karşıladığı yazının ne yazık ki bazı kalemlerde amacına ulaşamadığını üzülerek gördüm. Benim dile getirdiğim itiraza karşı yazılan yazıların hepsinde yargısız infaz işlendi. Ben İpekçi'nin düşüncelerinden dolayı madilenmesinin yanlışlığına parmak bastığım halde, ısrarla eşcinsel evliliğin bir hak olduğu öne çıkarıldı. İyide bu hak olmasın diyen yok ki. İpekçi bile öyle dememiş. Sadece ben bu evlilik olayını tasvip etmiyorum demiş. Şimdi sen hem adamın dediklerini çarpıtacaksın, hem de o nu madileyeceksin. İşin kötüsü bu çarpıtmada daha da ileri gidip beni de o çarpıtmanın içine çekerek sanki ben de eşcinsel evliliğine karşıymışım gibi bir hava yaratacaksın. Bir başka benzer yazılardan birinde ise akıllara ziyan bir mantıkla öne sürdüğüm düşünceler transfobi - homofobi çerçevesinde ele alındı ki ağlasam mı gülsem mi diye sıkıla sıkıla okumak zorunda kaldım.
 
O yazılardan birinde İpekçi'nin "muhafazakâr eşcinsel" söylemine özellikle kalın çizgilerle öyle bir vurgu yapıldı ki, aslında İpekçi'nin madilenmesinin arkasındaki gerçek düşünce de adeta kendini sırıtarak ele verdi. "Muhafazakârlık ve eşcinsellik nasıl bir araya gelir hala anlayabilmiş değilim" diyordu yazıyı yazan arkadaş. İşte bu yargısız infazdan da öte bir ötekileştirme, bizden olmayanı dışlama mantığının ta kendisidir. Bir yandan onur yürüyüşlerine taa Güney Afrikalardan gey imam bulup getirip, İslamla eşcinselliğin aslında barışık olduğu tezlerini öne süren bir hareketin içinde olacaksın, öte taraftan İslami muhafazakârlıkla eşcinselliği kimliğinde buluşturmaya çalışan bir eşcinsel vatandaşını anlamakta zorluk çekeceksin. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Eşcinsellikle imamlığı bir arada alkışlıyorsun da muhafazakârlıkla eşcinselliği birlikte görünce neden kırmızı görmüş boğa modlarına giriyorsun? Doğrusu işte ben de bu felsefi ve ideolojik körlüğün nedenini merak ediyorum.
  
Ayrıca bir şeyi daha çok daha merak ediyorum ki o da şu: Acaba "eşcinsel evlilik saçmalık" diyen kişi muhafazakâr eşcinsel Cemil İpekçi değil de kimliği ve söyleminde muhafazakârlığa mesafeli alışıldık genel geçer LGBTT örgütlülüğüne yakın ünlülerimizden biri olsaydı Kaos GL web sayfası bunu nasıl değerlendirirdi? O nu da haftanın madisi mi ilan ederdi yoksa sadece bir görüş olarak mı sunardı. Olaylara bu kadar at gözlüğüyle bakmakta ısrar edilen bir ortamda sanırım ikincisi tercih edilirdi.
 
Tartışmayı başlatan yazıyı, -ki iyi ki yazmışım, çünkü son derece yapıcı bir tartışmaya sebep olduğumu düşünüyorum-"Bir İslam ülkesinde olabilecek her türlü tehlikeyi göze alıp "ben muhafazakar eşcinselim" diyerek adeta tüm ezberleri yerle bir eden bir insana eşcinsellerin yakıştıracağı son şey "madilik" olmalı. Bunu ille de birileri yapacaksa da bu kesinlikle bir LGBTT örgütü olmamalı. Olduğu takdirde-ki oldu- uzun vadede sakıncalar doğuracağı gibi o örgüt politbüro suçlamasından da kurtulamaz." şeklinde bitirmiştim. Tartışma devam ederken politbüro benzetmesi ve sebep olacağı sakıncalar konusunda ne kadar haklı olduğumu üzülerek gördüm ancak bunun son bulacağı noktasında hâlâ umutkar olmak istiyorum.  


Etiketler: medya
İstihdam