01/04/2025 | Yazar: Kerem Dikmen
Yıldız Tar’a mektupları yayınladığımız “Görüldü” köşesinin on dördüncü mektubu Kerem Dikmen’den: “Avukatlığın Türkiye’de açtığı tek kapı, cezaevinde tutukluyu ziyaret odasının kapısı sanırım, neyse ki ben seni görmek için daha avantajlı bir konuma sahibim, o yüzden mektup yazmak da bir garip geldi şimdi.”

21 Şubat’ta tutuklanan KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’a mektup yazıyoruz. Yıldız Tar’a yazılan mektupları yayınladığımız “Görüldü” köşesinin on dördüncü mektubu Kerem Dikmen’den.
Dikmen’in mektubunu sizlerle paylaşıyoruz:
Şimdi sana bu mektubu yazınca birinin de okuyacağını bilmek bir garip hissettirdi. Biri dediysem, cezaevindeki görevli işte. Bazen onların işini yapmak üzerine düşünüyorum, ne kadar çok insanın özel hayatına dair şeyi biliyorlardır. Neyse. Şimdi kimi zaman madiliklerine gıcık kapsam da akıl danıştığım Yıldız yok bir süredir hayatımda. (Sayın cezaevindeki mektup okuma görevlisi, bunu sözlüğünüzde bulamazsınız, lubunca bir kelimedir. Lubunca, ahlaksız bir dildir. Ama madi kelimesi ahlaklıdır. Ne midir? Kötülüğü amaçlamayan kötülüktür. Biliyorum siz hep kötülük isteyen kötülükleri duydunuz hayatınızda, biraz garip gelecek size, emin olun başka hayatlar da var.) Tamam pusulam değildin belki ama akıl danıştığım, politik değerlendirmelerini merak ettiğim, kendi politik değerlendirmelerimle ilgili fikrini sorduğum Yıldız Tar. Yokluğun zor, haberin olsun. Avukatlığın Türkiye’de açtığı tek kapı, cezaevinde tutukluyu ziyaret odasının kapısı sanırım, neyse ki ben seni görmek için daha avantajlı bir konuma sahibim, o yüzden mektup yazmak da bir garip geldi şimdi.
Birkaç yıl evvel haber takibi sırasında gözaltına alınman geldi aklıma. Sonrasında sana telefon edip “Yıldız mahkemeye düşmüş, avukatı ben olaydım” diye mırıldanmıştım, geyik çevirmiştik, gülüşmüştük. Sonrasında dava da açıldı, hani beraat ettiğin. Duruşma öncesi de “Şu Metris’in önü” diye devam etmiştik, gene gülüşmüştük. Şimdi seni tutukladıktan sonra ilk Metris’e koydular. Ben de senin avukatın oldum. Al sana geyik yapmanın bedeli.
Şimdi “Aile Yılı” ya 2025, başka şarkılar da yollamıştık birbirimize. Gene gülmüştük. Ama şimdi o şarkıları hatırlatmak istemiyorum, çünkü gerçekleşiyorlar sanki. Dışarısı bildiğin gibi. Bir yasa teklifi metni dolaşıyor ortalarda, dışarıda olsaydın da atlatma haberi sen yapsaydın. Bizi gettolara sürgün etmeye karar vermişler sanki. Hava, gettolara sürgün etmeye karar verenlerin güçlü olduğu zamanların havası, puslu yani. Bulutlu. Bulutsuzluk özlemimiz iyice derinleşti. Ama bu saçma ortam insana anlam veremediği bir güç de veriyor. Sanıyorum sinirlerini bozan da bu. (Sayın mektup okuyucusu. Belirli birinin sinirini kastetmedim. Ama gene de sizin için şartsa, bu kısmı karalayabilirsiniz. Ben bu mektubu zaten kaosjel’e de koyacağım. Çıkınca okuturum.)
Bahar geldi, haydi çık. Badem ağaçları çiçek açtı, çağla sevenlerin ağzını sulandırıyor köy yolları. Bu kadar kısa sürede mi diye soracaksın. Evet bu kadar sürede. Senin tutuklandığın gün hava “0” dereceydi. Tam üç hafta sonra, yani bu cumartesi hava 28 derece olacak, hem de Ankara’da. Haydi çık, kışlıkları kaldırıp, yazlıkları açma vakti geldi, geliyor. Karanlık bir sabahta açılan oda ışığının kamaştırdığı gibi kamaştırıyor gözleri otoyol kenarında kafalarını göğe uzatan papatya topluluklarının ışıltısı. Yazlıklar da çıksın dolaptan, çıkmaya karar veren insanlar da çıkarlar isterlerse dolaplarından. Sen de Silivri’den.
Kerem
KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’a mektup yazıyoruz! Mektuplarınızı sadece hapishane idaresi değil, herkes görsün istiyoruz! Yıldız Tar’a yazdığınız mektupların “Görüldü” köşemizde yayınlanmasını istiyorsanız web@kaosgl.org’a gönderebilirsiniz!
*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: insan hakları, medya, yaşam, yıldız tar için mektuplar