02/01/2025 | Yazar: Murat Köylü
Türkiye'nin giderek düşmanca bir hal alan ortamında, Yogyakarta İlkeleri sadece bir belge olmaktan öte, LGBTİ+ hakları savunucuları ve bizzat LGBTİ+’lar için bir direnç kaynağıdır.
Yogyakarta İlkeleri,[1] uluslararası insan hakları hukuku alanında, özellikle cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet özellikleri (CYCKCÖ) temelli olarak kişilerin haklarının korunmasına ve desteklenmesine yönelik en gelişmiş belgeler arasındadır. İlk olarak 2006 yılında bir grup uluslararası insan hakları uzmanı tarafından geliştirilen ve 2017'de ek ilkelerle genişletilen bu yönergeler, dünya genelinde LGBTİ+ kişilerin insan haklarının sağlanması için kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Bu yazı, Yogyakarta İlkelerinin kökenlerini, içeriğini ve etkilerini inceleyerek, eşitlik ve adalet mücadelesinde taşıdığı önemi vurgulamak amacı taşımaktadır.
Kökenler ve gelişim
Yogyakarta İlkeleri, cinsel yönelimleri, cinsiyet kimlikleri ya da cinsiyet özellikleri nedeniyle bireylerin maruz kaldığı sistematik insan hakları ihlallerine yanıt verme ihtiyacından doğmuştur. Bu ilkeler oluşturulmadan önce, uluslararası insan hakları hukukunda, LGBTİ+ kişilerin haklarını açıkça koruyan spesifik hükümler eksikti. Bu boşluk, bu topluluğa yönelik yaygın ayrımcılık, şiddet ve kötü muameleye, çoğu zaman cezasızlıkla sonuçlanan durumlara yol açmıştır.
Bu zorluklara yanıt olarak, 2006 yılında Endonezya'nın Yogyakarta şehrinde 25 ülkeden 29 saygın insan hakları uzmanının katıldığı bir toplantı düzenlendi. Sonuç olarak, mevcut uluslararası insan hakları hukukunun CYCKCÖ konularına nasıl uygulandığını ayrıntılı olarak açıklayan 29 ilke formüle edildi. Bu ilkeler, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile ilgili uluslararası yasal standartların detaylı ve yetkili bir yorumunu ilk kez sunarak çığır açıcı bir nitelik taşıdı.
İlk Yogyakarta İlkeleri, daha sonra 2017 yılında Yogyakarta İlkeleri Plus 10 (YP+10)[2] ile genişletildi ve dokuz ek ilke ile onlara bağlı devlet yükümlülükleri tanıtıldı. Bu eklemeler, cinsiyet ifadesi, cinsiyet özellikleri ve bu kategorilerdeki bireylerin karşılaştığı kesişimsel ayrımcılık anlayışının evrimini yansıtmak için gerekliydi ve yine çığır açıcıydı.
İlkelerin içeriği
Yogyakarta İlkeleri, her biri yerleşik uluslararası insan hakları hukukuna dayanan geniş bir hak ve özgürlük yelpazesini kapsar. İlkeler; yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı ve çalışma hakkı gibi hakların yanı sıra, yasal olarak tanınma hakkı, sağlık hakkı ve örgütlenme hakkı gibi daha spesifik konulara da değinir.
Yogyakarta İlkelerinin önemli yeniliklerinden biri, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dair ayrıntılı tanımlar sunmalarıdır. Cinsel yönelim, yalnızca kimlik açısından değil, aynı zamanda akli, duygusal ve cinsel çekim kapasitesi açısından da tanımlanır. Bu geniş tanım, kişilerin LGBTİ+ topluluğuna dahil olup olmadıklarına bakılmaksızın, cinsel davranışları veya ilişkileri temelinde ayrımcılığa maruz kalmaları durumunda korunmalarını sağlar.
Benzer şekilde, ilkelerin cinsiyet kimliği tanımı, cinsiyetlerini bedensel değişiklikler dışında ifade edenleri de içeren geniş bir deneyim yelpazesini kapsar. Bu kapsayıcı yaklaşım, geleneksel cinsiyet normlarına uymayan bireylerin haklarının da uluslararası hukuk kapsamında korunmasını sağlar.
Yogyakarta İlkeleri ayrıca, devletlerin ve devlet dışı aktörlerin bu hakları güvence altına almada oynadığı rolü de ele alır. İlkeler, devletlerin ayrımcı yasaları değiştirme veya yürürlükten kaldırma, şiddet ve ayrımcılığa karşı etkili koruma sağlama ve insan hakları ihlallerinin mağdurları için adalete erişimi sağlama gibi yükümlülüklerini net bir şekilde ortaya koyar. YP+10 belgesi, devletlerin interseks bireylerin hakları ve dijital teknolojilerin mahremiyet ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkisi gibi ortaya çıkan yenice sorunlara eğilme ihtiyacını vurgulayarak bu yükümlülükleri daha da genişletir.
Etkisi ve uygulanması
Yogyakarta İlkeleri, kabul edilmelerinden bu yana hem uluslararası hem de ulusal hukuk sistemlerinde derin ve yapısal bir etki yaratmıştır. Dünyanın dört bir yanındaki birçok hukuki süreçte ve politika belgesinde onlara atıfta bulunulmuş ve LGBTİ+ kişilerin haklarını koruyan yasaların ve politikaların geliştirilmesine teorik ve pratik fayda sağlamıştır.
Örneğin, Yogyakarta İlkeleri, Arjantin'in kişilerin ameliyat veya tıbbi müdahale gerektirmeden cinsiyetlerini kamu nezdinde belirlemelerine olanak tanıyan 2012 Cinsiyet Kimliği Yasasının geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu yasa, dünyanın en ilerici yasalarından biri olarak övülmekte ve diğer ülkelere model teşkil etmektedir.
Hindistan'da, ilkeler, Hindistan aleyhine açılan NALSA davasındaki Yüksek Mahkeme kararında etkili olmuştur. Bu karar, trans kişilerin cinsiyetlerini kendilerinin tanımlama haklarını tanımış ve anayasal hak ve korumalara erişimlerini sağlamıştır. Bu karar, Hindistan'da trans haklarının tanınması açısından önemli bir adım olmuştur ve o zamandan bu yana bölgedeki diğer yasal kararları etkilemiştir.
Yogyakarta İlkeleri, insan hakları örgütleri tarafından farkındalık yaratmak ve LGBTİ+ kişilerin karşılaştığı özel zorluklara dikkat çekmek ve yasal ve politika reformları için baskı yapmak amacıyla bir araç olarak da kullanılmıştır. Bununla birlikte, önemli etkisine rağmen, ilkeler bağlayıcı değildir. Tam uygulanmaları, devletlerin bu standartları ulusal yasalarına ve politikalarına dahil etme iradelerine ve sivil toplum örgütlerinin devam eden savunuculuğuna bağlıdır.
Zorluklar ve gelecek yol
Yogyakarta İlkeleri, LGBTİ+ haklarını ilerletmede önemli bir araç olmasına rağmen, zorluklar devam etmektedir. İlkeler, yasal olarak bağlayıcı değildir, bu da uygulanabilirliklerini sınırlamaktadır. Ayrıca, bazı bölgelerdeki LGBTİ+ karşıtı aşırı sağ akımların küresel yükselişi ve muhafazakar değerlerin yeniden yükselmesi, ilkelerde belirtilen hakların tam anlamıyla gerçekleştirilmesi önünde önemli engeller oluşturmaktadır.
Ayrıca, cinsiyet ve cinsellik anlayışının toplumsal olarak sürekli evrildiği düşünüldüğünde, ilkelerin yeni gerçekleri yansıtacak şekilde düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir. YP+10 belgesi bu yönde önemli bir adım olmuştur, ancak ilkelerin cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi veya cinsiyet özelliklerinden bağımsız olarak tüm bireylerin haklarını etkili bir şekilde korumaya devam etmesi için sürekli diyalog ve revizyon gerekecektir.
Yogyakarta İlkeleri ve Türkiye'deki mücadele
Yogyakarta İlkeleri, Türkiye'deki LGBTİ+ savunucuları için, LGBTİ+ topluluğuna karşı giderek artan bir düşmanlık gösteren siyasi ortamda önemli bir savunu aracı haline gelmiştir. Tehdit altında olsalar da Anayasal eşitlik ve ayrımcılık yasağı güvencelerine rağmen, Türkiye'de LGBTİ+ haklarına dair hakim politik söylemde belirgin bir gerileme yaşanmış, hükümetin söylemleri ve eylemleri LGBTİ+ bireyler ve örgütlere yönelik düşmanlık ve şiddet ortamını körüklemiştir.
Düşmanca koşullarda yol almak
Son yıllarda, Türk hükümeti LGBTİ+ karşıtı duruşunu yoğunlaştırmış, üst düzey yetkililer sık sık ayrımcılık ve şiddeti körükleyen kamuoyu açıklamaları yapmıştır. Örneğin, büyük şehirlerdeki LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri yasaklanmış ve LGBTİ+ örgütleri, çalışmalarını engelleyen ciddi yasal ve idari engellerle karşı karşıya kalmıştır. Bu ortamda, Yogyakarta İlkeleri, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları savunucuları için hayati bir çerçeve sunmaktadır.
Yogyakarta İlkeleri'nin Türkiye'deki LGBTİ+ hakları savunucularını desteklemesinin en önemli yollarından biri, ayrımcı yasalar ve uygulamalara karşı çıkarken başvurabilecekleri küresel olarak tanınan bir dizi standart sunmasıdır. İlkeler bağlayıcı olmasa da, uluslararası insan hakları hukukuna dayanması nedeniyle önemli bir etik ve hukuki otorite taşımaktadır. Bu durum, Türkiye'deki LGBTİ+ örgütlerinin Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kuruluşlarla etkileşimde bulunarak ülkede meydana gelen ihlalleri vurgulamalarına ve uluslararası destek ve müdahale talep etmelerine olanak tanımıştır.
Hukuki ve politik savunuculuk stratejileri
Yogyakarta İlkeleri, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları savunucuları için hukuki stratejilerin şekillendirilmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, ilkelerin mahremiyet hakkı (İlke 6) ve ayrımcılıktan korunma hakkı (İlke 2) üzerindeki vurgusu, bu hakları ihlal eden devlet eylemlerine karşı açılan davalarda kritik bir rol oynamıştır. Türkiyeli LGBTİ+ örgütleri, mahkemelerde ve uluslararası insan hakları kuruluşlarıyla yaptıkları iletişimlerde bu ilkeleri argümanlarını temellendirmek için sıklıkla kullanmakta ve Türkiye'nin yasalarının ve uygulamalarının uluslararası yükümlülüklerle tutarsız olduğunu savunmaktadır.
Ayrıca, Yogyakarta İlkeleri, Türkiye'deki LGBTİ+ haklarına yönelik ihlallerin sistematik niteliğini ifade etme konusunda destek olmuştur. İlkeler, LGBTİ+ kişilere yönelik saldırıların sadece münferit olaylar olmadığını, hukukun üstünlüğü ilkesini ve herkes için insan hakları idealini zayıflatan sistematik bir ayrımcılık modelinin parçası olduğunu vurgular. Bu bakış açısı, Türkiye'deki sivil toplum içinde ve uluslararası alanda daha geniş bir destek toplamaya, eşitlik ve adalet mücadelelerinin birbirine bağlı olduğunu vurgulamaya olanak sağlamıştır.
Dayanışma ve direnci birlikte inşa etmek
Yogyakarta İlkeleri, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları savunucuları için ilham ve direnç kaynağı olarak da hizmet etmiştir. Devlet destekli homofobi ve transfobinin yaygın olduğu bir bağlamda, ilkeler, LGBTİ+ haklarının tam olarak tanındığı ve korunduğu bir geleceğin vizyonunu sunar. Mevcut ihlalleri kınamakla kalmayıp, LGBTİ+ kişiler için tam eşitlik ve insan onurunun pratik görünümünün nasıl olması gerektiğini de açıklar.
Çalışmalarını Yogyakarta İlkeleri ile uyumlu hale getirerek, Türkiye'deki LGBTİ+ örgütleri, uluslararası hareketler ve insan hakları savunucularıyla dayanışma kurmayı başarmıştır. Aktivistlerden oluşan küresel bir ağa bağlı olmak, onların çalışmalarını sürdürmekte hayati bir öneme sahip olmuş, hem pratik destek hem de zorluklar karşısında paylaşılan bir ortak küresel amaç duygusu, bir insanlık ve medeniyet ideali duygusu sağlamıştır.
Sonuç
Yogyakarta İlkeleri, LGBTİ+ kişilerin insan haklarının tanınması ve korunmasında önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Uluslararası insan hakları hukukunun LGBTİ+ kişiler için uygulanmasına dair net ve kapsamlı bir çerçeve sunarak, dünya genelinde önemli yasal ve politik ilerlemelerin yolunu açmıştır. Ancak, ilkelerin başarısının devamı, bu ilkelerin ulusal hukuk sistemlerine entegrasyonlarına, devletlerin bu hakları koruma taahhüdüne ve sivil toplum örgütlerinin sürekli savunuculuğuna bağlıdır. Geleceğe insanlık ailesinin tüm üyeleri olarak birlikte bakarken, Yogyakarta İlkelerinin oluşturduğu temelin üzerine inşa ederek, tüm insanların ayrımcılık, şiddet ve kötü muameleden uzak yaşamasını ve insan haklarından tam olarak yararlanmasını akılda tutmak hayati önemdedir.
Türkiye'nin giderek düşmanca bir hal alan ortamında, Yogyakarta İlkeleri sadece bir belge olmaktan öte, LGBTİ+ hakları savunucuları ve bizzat LGBTİ+’lar için bir direnç kaynağıdır. İlkeler, ayrımcılığa karşı mücadele etmek için gerekli olan hukuki bağlamı sağlar, adalet talep etmek için etik otorite sunar ve eşitlik umudunu canlı tutmak için gereken vizyonu belirler. Türkiye'deki LGBTİ+ savunucuları için bu ilkeler sadece teorik rehberler değil, insan haklarını savunmanın zorlu koşullarında yol almalarına yardımcı olan pratik araçlardır. Yogyakarta İlkeleri'ni kullanarak, Türkiye'deki LGBTİ+ hakları savunucuları, cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri ne olursa olsun, tüm bireylerin haklarının tam olarak saygı gördüğü ve korunduğu bir toplum için mücadele etme gücünü kendilerinde bulmaya devam etmektedir. Bu güç, insan toplumunun akli ve vicdani açıdan kendini hapsettiği sınırları aşarak gelişebilmesine liderlik eden en temel dinamiklerden biri olma görevini görmektedir.
Kaos GL Dergisine ulaşın
Bu yazı ilk olarak Kaos GL Dergisi'nin Uluslararası Ahval-2 dosya konulu 198. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye kitapçılardan veya Notebene Yayınları’nın sitesinden ulaşabilirsiniz. Online aboneler dergi sitesinden dergiyi okuyabilir.
*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
[1] https://www.17mayis.org/images/publish/pdf/yogyakarta-ilkeleri-28-02-2024.pdf
[2] https://yogyakartaprinciples.org/
Etiketler: insan hakları, dünyadan, araştırma, inceleme, yorum