16/03/2011 | Yazar: Bulut Öncü

Değişen, gelişen ama bir o kadar da gerilen Türkiye’de toplumun bir çok kesimi demokratik taleplerini dile getirmeye devam ediyor.

Değişen, gelişen ama bir o kadar da gerilen Türkiye’de toplumun bir çok kesimi demokratik taleplerini dile getirmeye devam ediyor.

Yıllardır tehlike olarak görülen, kendilerine güvenilmeyen, ülkenin geleceği oldukları hikayesiyle bugünleri gasp edilen gençler de değişimin ve dönüşümün itici gücü olarak sahnedeki yerlerini alıyor.  

Gençlik alanında çalışan gruplardan biri de gençlere güvenildiği zaman enerjilerinin sosyal faydaya dönüşeceğini yaptıkları son çalışmada bir kez daha kanıtlayan Toplum Gönüllüsü gençler…

Bu kez Türkiye’de gençlik alanında ilk kez uygulanan Adrese Büyüteç Projesi ile seslerini duyurdular…

Proje kapsamında; gençlere hizmet vermekle yükümlü kamu kurum ve kuruluşlarını 16 farklı ilde 16 ay boyunca kendi deneyimleri üzerinden izleyerek çeşitli veriler elde ettiler ve bu veriler üzerinden taleplerini karar alıcılara ilettiler.

Bu kurumlardan biri de üniversite öğrencilerine barınma hizmetleri sağlamakla yükümlü Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu.

Sadece İzleyen Değil Gören Gençlik
Projenin Yurt-Kur bölümü, kurumun kendine edindiği değerler ve çalışma prensiplerinin uygulama pratiklerinin takip edilmesi anlamında da oldukça dikkat çekici…

Her ne kadar yurtlarda fiziki koşullar açısından özellikle son dönemde oldukça ileri gelişmeler yaşansa da, verileri incelediğimiz zaman yurtların yatak kapasitesi ülkedeki üniversite öğrencisi sayısı ile kıyaslandığında bu olanak halen kısıtlı görünüyor. Ayrıca KYK kapasite geliştirmeye yönelik çalışmalar yaparken, halihazırdaki yurtların iyileştirilmesi ve geliştirilmesi ihmal edebiliyor.

Kadınların Saati Şaşmış
Bu izlemelerde yurtlardaki giriş-çıkış saatleri uygulamasında da bir standartın olmadığı görülüyor. Bu saatler yurt idarelerine göre değişebiliyor. Ayrıca yurtlarda, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın en belirgin olarak karşımıza çıktığı alan yurtlarda uygulanan giriş çıkış saatleri…

Kadın ve erkek öğrenciler arasında farklı saat uygulamaları olduğunu görmek mümkün. Tüm yurttaşların kanun önünde eşitliklerini ve devlet organlarının bu ilkeye uygun olarak hareket etme zorunluluğunu düzenleyen Anayasa’nın 10. maddesini hatırlamakta fayda var. İsteyen Yurtkur Genel Müdürü Hasan Albayrak’ın “Kızların barda ne işi var” açıklamasını da hatırlayabilir tabii…

E-Devlet: Eee Devlet ?      
Bugün internetin devlet uygulamaları da dahil olmak üzere hayatın her alanına yayıldığı bir dönemde, özellikle üniversite öğrencilerinin internete erişiminin kritik derecede önemli olduğu gözönüne alınırsa; yurtlarda ücretsiz internet erişiminin olmaması da ciddi bir sorun olarak okunuyor. Hem de kurum bu gerekliliği kendisine 2010 yılı performans programında belirlemişken…

Yine 2010 yılı performans programında güvenilir olmak, öğrenci odaklılık ve gelişim odaklılık kurumun temel değerleri arasında sayılmıştı.  Ama yaşamının ağırlıklı kısmını yurtta geçiren gençler açısından proje verileri değerlendirildiğinde yurt yönetimine katılımda ciddi sorunlar tespit ediliyor. Örneğin öğrencilerin sorunlarını ve taleplerini yurt idaresine iletebilmeleri için bir katılım aracı olarak tasarlanan öğrenci temsilciliği benzeri yapılar etkin olarak işlemiyor. Seçim sürecinin şeffaflığından; temsilciliğin çalışma koşullarına kadar bir çok alanda sorun var.  İleri demokrasiden söz edile dursun aslında yurtlarda demokrasinin demosu bile yok.

Sorunun Değil Çözümün Parçası Olmak
Bu kadarla sınırlı değil tabii. Sorunlar hep vardı, bugün de var ve elbette olmaya devam edecek.

Burada belki de en çok merak edilen ve asıl düşünülmesi gereken; sorunun değil çözümün parçası olan gençlerin demokratik taleplerini değerlendirip, değerlendirmeme konusu.

Hem de genel seçimler yaklaşmış ve 30 yaş altı 15 milyon genç seçmen varken…

Bahçeli’nin bu kadar matematiği var mı ?

Kılıçdaroğlu yürüyen merdivene yine tersten binecek mi ?

Erdoğan’ın ileri demokrasisini gençler de mi anlayamayacak ?

Siyasette rahmetli Erbakan kadar deneyimli olunmasa da talepleri geri çevrilen büyük bir kitlenin seçimleri nasıl etkileyebileceğini kestirebilmek için müneccim olmaya gerek herhalde…


Etiketler: insan hakları
İstihdam