11/11/2009 | Yazar: Kaos GL

"Ben bu reklamı her izlediğimde ‘Zaman gazetesi acaba önyargılarınızı kırın derken kendine mi hitap ediyor?’ diye sormadan duramıyorum?"

"Ben bu reklamı her izlediğimde ‘Zaman gazetesi acaba önyargılarınızı kırın derken kendine mi hitap ediyor?’ diye sormadan duramıyorum?"

BirGün gazetesi yazarı Ümit Alan, Zaman gazetesinin son reklamını değerlendiriyor. 

En az bir aydır dönen bir Zaman gazetesi reklamı var. Ne zamandır yazmak istesem de gündem nedeniyle fırsat bulamadım. Hatta bu hafta da başka bir konuyu çalışırken sinemada söz konusu reklamla yüzleşince daha fazla ertelememem gerektiğini düşündüm. Hem artık büyük bir çoğunluğu izlemiş kabul ederek yazabilirim. Ben bu reklamı her izlediğimde ‘Zaman gazetesi acaba önyargılarınızı kırın derken kendine mi hitap ediyor?’ diye sormadan duramıyorum? Zira söz konusu Zaman gazetesi reklamı bir aydır dalga geçer gibi, önyargılarımızı kırmamızı öğütlüyor. Ne var ki, Türkiye’de önyargı deyince, benim aklıma ilkin Zaman gazetesi geliyor. Neden mi? Örneklerle inceleyelim.
 Katiller İlla ki Rakı İçer
Zaman gazetesinin sabit ön yargılarından biri suçluların dindar olmayacağı, hatta rakı içeceğidir. Hrant Dink cinayetinden sonra Ogün Samast ile ilgili haberi buna bir örnek olarak gösterilebilir. Haber için bir çırpıda Samast’ın arkadaşlarıyla konuşulmuş, cuma namazına gitmediğinin, dindar olmadığının hatta rakı içtiğinin altı sıkı sıkıya çizilmiştir. Bu tek örnek değil. Bu olayın evvelinde Danıştay Cinayeti zanlısı Alpaslan Aslan’a yaklaşımı da aynıdır Zaman’ın. Aslan hakkında yapılan haberde, apartman yöneticisinin görüşüne yer verilir ve ‘rakı içtiği’ ısrarla vurgulanır. Bir kuruluş, katil zanlılarıyla ilgili yaptığı ilk haberlerde ısrarla dindar olmadığından ve rakı içtiğinden dem vuruyorsa, orada bir önyargının haber diline sızdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Önyargıları kırma reklamlarından sonra umarım buna da dikkat ederler.
 
Ali Bulaç’a Özel Parantez
Zaman’ın ünlü köşe yazarı Ali Bulaç’ın önyargı karnesi de hayli kabarık. Güngören’deki terör eylemi sırasında Metallica konserinde olanları ‘Laik, ateist, agnostik aczmendi müsveddeleri’ diye kolayca tanımlayan Bulaç, sizce de fazlasıyla önyargılı değil mi? Bulaç’ın önyargıları burada bitmiyor. Bulaç, bir televizyon programında Irak, Afganistan gibi ülkelerde yapılan sivillere yönelik katliamların çoğunlukla eşcinsel eğilimli askerler tarafından yapıldığına ilişkin bir iddianın altını çizerek, bu kez de eşcinsellere karşı önyargılı bir tutum sergiliyor. Sonrasındaki bir yazısında ise eşcinselleri, eşcinselliklerini empoze etmekle suçlayarak eleştiri hakkının olduğunda ısrarcı oluyor. Bu örneklerden anlaşıldığı kadarıyla Zaman gazetesi reklamını en çok izlemesi gerekenlerden biri Ali Bulaç.
 
Önyarı Potpurisi
Daha önce Ekrem Dumanlı’nın tasfiye listesi üzerine yazdığım yazıda ele aldığım bir takım örnekleri de ‘önyargıları kırma’ çerçevesinde yinelemek gerek. Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘Dersim isyanıyla meşhur Tunceli’de doğan’ diye tanıtmak, Kılıçdaroğlu’na övgü için yergi için mi kullanılmış bilemedim ama bir insanı doğduğu şehirde kendisinin alakası olmayan bir isyanla anmanın önyargıyla bir ilgisi vardır diye düşünüyorum. Yine Zaman yazarı Mümtaz’er Türköne’nin Alevileri bir çırpıda darbeci ilan edip, azınlık oldukları için aşağılaması da ön yargı çerçevesinde değerlendirilebilir. Zaman yazarı Hekimoğlu İsmail’in ‘İslamiyet'ten uzaklaşan, insanlıktan uzaklaşır; Darwin'in de dediği gibi, maymun çocuklarına döner!’ ifadeleri de İslamiyetten uzaklaşmaya niyetli olan ya da uzaklaşmışları nasıl gördüğüne dolayısıyla koskocaman bir önyargıya delalet. Öte yandan Zaman gazetesinin sendika ve emekçi haberlerine yaklaşımını da az çok biliyoruz. Ne zaman bir emekçi eylemi olsa ‘vandallık’ diyecekleri bir şey buluyor, eylemden ziyade ‘nasıl manipüle edebiliriz’e odaklanıyorlar. Emekçilere karşı ayrı bir yazı konusu olarak ele alınacak kadar çok önyargıları var. Onları sonra ele alırız.
 
Evet reklamda abartının yeri vardır. Reklam gazetecilik gibi katı gerçeklerle hareket etmez. Ama düz vitesli arabayı, otomatik vites diye tanıtırsanız tüketici bunun hesabını sorar. Gazete biraz daha soyut kavramlar üzerinden hareket ettiği için sınırları bu kadar katı çizemiyorsunuz, ama yine de reklamıyla Zaman gazetesi arasında büyük bir çelişki var. Yukarıda sıraladığımız önyargılara sahip bir gazetenin diğer gazetelere ve topluma ‘önyargılarınızı kırın’ demesi abes. Eyvallah, reklam iyi. Görüntüler güzel. Mesaj harika. Ancak reklamcılığın ‘iyi reklam, kötü ürünü batırır’ ilkesini de unutmayalım veya çocukça bir iyimserlikle Zaman gazetesinin ‘iyi’ olmak için önyargılarını kıracağını umalım.(AE)
 

Etiketler: medya
İstihdam