03/09/2021 | Yazar: Yıldız Tar
Polis bir kez daha Bayram Sokak’ta yaşayan trans kadınları gözaltına alıp bıraktı. Bilgi edinme bahanesiyle kadınları alıkoyma rutinleşirken, Bayram Sokak’ta bir yıldır yaşananları özetledik: “İkamet ettiğimiz evlerimizden bizi atmak istiyorlar!”
Fotoğraf: Meltem Ulusoy / csgorselarsiv.org
Polis, dün gece (2 Eylül) yine İstanbul Taksim’deki Bayram Sokak’ta yaşayan trans kadınları gözaltına aldı. “Bilgilerine başvurma” gerekçesiyle yaşadıkları evlerden gözaltına alınan on sekiz kadın aynı gece serbest bırakıldı.
Polisin, rutine bindirdiği keyfi gözaltı uygulamalarını sokakta yaşayan kadınlar KaosGL.org’a değerlendirdi. Polisin rutin olarak “şikayet geldi” diyerek rahatsız etmeye çalıştığını söyleyen kadınların anlattıklarına göre, polis herhangi bir gerekçe göstermeden evlere kameralarla giriyor, fotoğraf çekiyor, kadınları gözaltına alıp serbest bırakıyor.
Onur Yürüyüşü’nden sonra polis baskısının arttığını söyleyen kadınlar, “Sokakta gördüklerini alıyorlar. İkametimizin olduğu, yaşadığımız evlerden alınıyoruz. Sebep yok, gerekçe yok. Trans kadınların ev bulması zaten çok zor. Barınamıyoruz, ev sahipleri ev vermiyor. Ayrımcılık her yerde. Senelerdir huzur içinde yaşadığımız Bayram Sokak’taki evlerimizden bizi atmak istiyorlar” diyor.
Polis, çoğu durumda resmî olarak gözaltı işlemi yapmadan bilgi alma tutanağı tutuyor ve kadınları alıkoyuyor. Son yıllarda Bayram Sokak’ta neler oluyor? KaosGL.org haberlerinden derledik…
Korona tedbiri bahaneli gözaltı
Trans kadınların senelerdir yaşadığı Bayram Sokak’a polis baskısı son yıllarda arttı. Polis geçtiğimiz yıl Kasım ayında ‘korona tedbirleri’ diyerek 18 trans kadını gözaltına aldı. Polis, 9 Kasım 2020’de gece saatlerinde İstanbul Beyoğlu Bayram Sokak’ta yaşayan 18 trans kadını evlerinden gözaltına aldı. Trans kadınlar “fuhuşa yer temin ettikleri ve aracılık ettikleri” iddiasıyla evlerinden alınarak Taksim Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldü. Polis kadınları gözaltına alırken, “korona tedbirlerini” gerekçe gösterdi. Olay yeri tutanağında ise korona tedbirleri yer almadı. Tutanakta, “sokağın haftalardır izlemeye alındığı, ihbarlar olduğu” söyleniyor. Gözaltına alınan kadınlar sabah saatlerinde ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Gece boyunca gözaltına alınan kadınlara ifadelerine eşlik eden SPoD’tan Av. Hatice Demir, “Şüpheli dahi olmayan 18 trans kadını pandemide gece vakti gözaltına alıp saatlerce küçücük odalarda beklettiler” diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
“Bekçileri öne sürerek zaten baskı vardı”
O dönem görüşlerine başvurduğumuz Beyrut ise, yaşadıklarını KaosGL.org’a şöyle anlatmıştı:
“Bize ‘korona tedbirleri dolayısıyla’ gözaltına alındığımızı söylediler. Üç farklı binadan 18 kızdık. Hepimizi gözaltına aldılar. İki saate yakın hepimiz aynı odadaydık. Sonra avukat gelince bizi odalara bölüştürdüler. Sabaha kadar gözaltındaydık. Bekçileri öne sürerek yapılan bir baskı zaten vardı. Sokakta bekçiler rutin dışında aynı yerde saatlerce bekleyip, gelen gideni dövüyorlar. Bu da bizi etkiliyor tabi. Ne olacağını bilmiyoruz.”
“Transların güvenli alanlarına saldırmak…”
Polisin keyfî gözaltısına Pembe Hayat da “Biz bu hikâyeyi biliyor, failleri tanıyoruz” diyerek tepki gösterdi:
“Barınmanın translar için en temel problemlerden biri olduğu herkesin malumudur. Hâlihazırda böyle yakıcı bir problem varken transların senelerdir dayanışma içinde kurdukları güvenli alanlara saldırmak hikâyenin altında yatan motivasyonu teşhir etmektedir.”
HDP’den Gülüm polis baskısını Meclis’e taşıdı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de; LGBTİ+’lara yargı ve polis şiddetini, Bayram Sokak’ta 18 trans kadının ‘korona tedbirleri’ denerek gözaltına alınmasını eleştirdi:
“Daha dün Taksim’de 18 trans kadının ‘bilginize başvuracağız’ gerekçesiyle yaşadıkları yerler basıldı, evlerinden gözaltına alındılar, bütün geceyi karakolda küçük bir odada pandemi koşullarında geçirdiler. Gerekçe ‘bilgilerine başvurmak’. Bilgisine başvuracağınız kişileri bu şekilde nasıl gözaltına alırsınız?”
Bir ay geçmeden ikinci gözaltı!
Keyfî gözaltının üzerinden bir ay geçmeden, Aralık 2020’de polis kadınları tekrar gözaltına aldı. Sokağa giriş çıkışları kapattı ve evleri mühürledi. 9 kadın pandeminin ortasında evsiz kalmış oldu. Av. Levent Pişkin’in KaosGL.org’a aktardıklarına göre, “fuhuş yaptıkları iddiasıyla” trans kadınlar bir ayda ikinci kez gözaltına alınmış oldu. Av. Pişkin, seks işçiliği yapmak diye bir suçun olmadığını da belirterek süreci ve yaşananları şöyle değerlendirdi:
“İlk olarak aslında bu işlem gözaltı işlemi olamaz. Ortada ne bir suç ne de suç isnadı var. Bilgilerine başvurmak için akşam vakti evlerinden alınıyor trans kadınlar. Bu hukuka uygun bir işlem değildir. Polisin bilgi alma gibi bir yetkisi de yoktur. Bilgi alma adı altında ifade almaya çalıştılar. Gözaltına alınan kadınların aktardıklarına göre polis sokaktan geçen iki erkeği evlerine itiyor ve onların ifadeleri üzerinden bir işlem uyguluyor. Ortada ciddi bir haksızlık var. Polis bir önceki baskından bu yana müşteri olduğu iddia edilen 21 kişiden ifade almış. Bu ifadeler üzerinden bir senaryo oluşturuluyor ve polisin bu uygulaması sonucu pandeminin tam ortasında 9 kadın evsiz kalmış oldu. Gözaltının ardından eşyalarını almak için evlerine döndük ve polisin sokağı bantlarla kapattığına şahit olduk. Polisin verdiği bilgiye göre yarın evler de mühürlenecek ancak buna ilişkin bize iletilmiş bir İl Hıfzısıhha Kurulu kararı da bulunmuyor. Öte yandan polis, ‘geçiminizi neyle sağlıyorsunuz’ gibi bir soru da iletti ve polis bu soruyu da soramaz. Bu özel hayatın gizliliğini ihlal anlamı taşır çünkü soruşturmayla ilintili bir konu da değil.”
Onur Yürüyüşü sonrası tekrar gözaltı!
Polis, son olarak İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü sonrası Bayram Sokak’taki kadınları tekrar gözaltına aldı. Kararı evlerde yaşayanlara sadece telefondan gösteren polis, evlerin boşaltılması için avukatları beklemedi. Ertesi gün mühürler kalktı.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, barınma
