27/10/2020 | Yazar: Ares Berfan Hür

“Mesele cinsiyet ve yönelim, çekim olduğunda şunu anlamak gerek: Bu işin net sınırları yok. Size tam uyan bir kimlik bulmak zaman alır, tabii size uygun bir kimlik bulabilirseniz.”

“Bu hayatı olduğumuz gibi yaşamaktan daha güzel hiçbir şey yok” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Transmaskülenlik dosyamızın altıncı ve son konuğu ABD’den Neco anlatıyor…

Bize kendinden bahseder misin?

Adım Neco, Nec ve Nece de diyorlar. 27 yaşındayım. New York eyalet çevresinde yaşıyorum. Massachusetts’te büyüdüm. Nişanlım ve kedilerimizle yaşıyorum. Nişanlım, kendi deyimiyle “delilercesine panseksüel”. Natrans bir kadın. 3 yılı aşkın süredir birlikteyiz. LGBTİ+ ve insan hakları konusunda tutkuluyum. Kendimi nasıl tanımladığım sorana göre değişiyor. Kuir alanlarda kendi cinsiyet ve yönelim deneyimimi ifade eden spesifik terimler ve farklı şekillerde uyduğunu düşündüğüm diğer kelimeleri kullanıyorum. Günlük yaşamda demipanseksüel*, nonbinary/akışkan erkek olarak açığım. Güvende hissedemediğim veya anlaşılmadığımı düşündüğüm ortamlarda biseksüel trans erkeğim diyorum. Kullandığım zamirler de ortama bağlı. Her yerde he/him kullanıyorum. Sosyalleştiğim yerlerde he/him ve they/them kullanıyorum. Kuir mekanlardaysa they/them ve xe/xem/xyrs**.

Bize biraz memleketinden ve yaşadığın yerden bahseder misin?

ABD Kaliforniya doğumluyum. Fakat 3 yaşında annemle taşındığımızdan Kaliforniya’yı hatırlamıyorum. 3 yaşımdan 21 yaşıma kadar Massachusetts’te büyüdüm. 21 yaşında New York’a taşındım. Hayatımı değiştirmem gerekiyordu. Kimileri problemlerimden kaçtığımı söylese de taşınmak uzun vadede bana çok şey kattı: yeni yerler farklı alanlar, farklı insanlar, farklı etkileşimler, yani çıkarılacak çeşit çeşit ders ve üstüme yağacak birçok farklı nimet... Hem taşınmasam nişanlımla da tanışamazdım. Massachusetts’e geri dönmeyi denedim, memleketimi özlüyorum, ama mali açıdan dikiş tutturamadık. Belki bir gün gelecekte, bu adımı atmaya hazır olunca...

Seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

Bana her anlamda destek olan annem ve anneannemle büyüdüm, sevgi dolu bir evdi. Çocukluğum kötü geçmedi, en azından baştan ayağa rezalet değildi. Okulda zorbalığa maruz kaldım, hem yumruklarıyla hem de sözleriyle beni yaraladılar. Çok uzun süre bu dünyadaki değerimi kabul etmekte zorlandım. Gençliğim boyunca özgüvensizdim. Kuir kimliğimi keşfetmeden önce dahi intiharı düşündüğüm anlar, günler, aylar, yıllar oldu. Başa çıkmak için müzik dinledim, yazdım, çizdim. Yıllar geçtikçe güçlendim ve bugün olduğum kişiyi şekillendirmeye başladım.

Ergenliğimin ilk yıllarında kuir kimliğimi keşfetmeye koyuldum. 15 yaşında biseksüel olarak açıldım, ama 14 yaşındayken bazı arkadaşlarıma açılmıştım zaten. Sonraki yıllarda lezbiyen veya biseksüel, biseksüel veya panseksüel, laço veya laçogacı arasında kaldım. Laço ve laçogacı (stud ve sfemme) bizde daha çok görünüşü ifade etmek için kulllanılır, ama benim akışkan cinsiyetimi keşfetmemi kolaylaştırdı.

18 yaşındayken natrans kadın olmadığımı hissettim ama drag king makyajı yapıp çok ters tepki görünce bastırdım. Birkaç yıl sonrasında uzak mesafeli bir ilişkide olduğum kız arkadaşıma konuyu açtım ama katiyen kabul etmedi. Hayatım boyunca feminen yanıma dalıp çıktım, dalıp çıktım... Feminenlikten nefret etmiyordum, kötü bir şey olarak da görmüyordum ama “kadın olmak” bir şekilde bana ters geliyordu.

Kendimi hiçbir zaman çevremdeki kadınlar gibi hissetmedim. “Başka bir şey” gibi hissettim. Trans erkek olduğumu kabullenmekte bu nedenle zorlandım, feminenlik hoşuma gidiyordu, bu yüzden 24 yaşında akışkan olarak açıldım. Sonra biraz araştırınca öğrendim ki ikisi de olabilirim, feminen trans erkekler var. Ama bazen ne kadın ne erkeğim diye hissediyorum. 25 yaşında nonbinary trans erkek olarak açıldım. Toplumsal cinsiyet yelpazesinin “kadın” kısmı dışında her yerinde kendimi buluyorum. Kısa süre sonra aroas+ olduğumu fark ettim, hem demiromantik hem de demiseksüelim. Tüm cinsiyetlerden hoşlandığım için artık kendimi demipanseksüel olarak tanımlıyorum. Mesele cinsiyet ve yönelim, çekim olduğunda şunu anlamak gerek: Bu işin net sınırları yok. Size tam uyan bir kimlik bulmak zaman alır, tabii size uygun bir kimlik bulabilirseniz. Üstünüze tam gelen bir etiket bulamayabilirsiniz, dünyanın sonu değil. İstediğiniz kadar araştırın, keşfedin, sorgulayın. Veya hiç sorgulamayın! Kullandığınız kimlik tanımlarını keyfinize göre değiştirin. Bunlar hakkınızdır.

Transmaskülen olmak yaşamını nasıl etkiliyor?

Çocukluğumdan beri çizim yapmaktan keyif alırım. Belki okuyana tuhaf gelecek ama translığıma dair ilk ipuçlarını burada buldum. Tipik kadın görünümlü karakterleri çizmekte hep zorlanmışımdır. Hep tipik erkek çizdim bu yüzden. Çizgiroman çizeri olmayı hayal ediyordum. Bu hayalim solup gitmiş olmasına rağmen hala çizim yapıyorum. Ve evet, tahmin edebileceğiniz üzere, hala maskülen karakterler çiziyorum.

Yaşadığın yerde karşılaştığın zorluklardan ve güzelliklerden bize bahseder misin?

Akışkan/nonbinary erkek olarak açıldığımdan beri hayatım değişti ve bu değişimi iyiye gidişat olarak yorumluyorum. Bazı günler hayatımı olumlu görmek çok zor oluyor. Ama ben yine de bu hayattaki her şeyi nimet veya ders olarak görmek istiyorum. Çok dost kaybettim. Bir kısmını ben çıkardım hayatımdan. Bazıları kolaydı. Bazıları çok, çok zordu. Hayatımda yeri olan birçok insanla ilişkimi açılmam etkiledi, onların hayatında vazgeçilebilir bir şey haline geldim. Ama şimdi anlıyorum ki bana olduğum halimle saygı duyacak insanları hak ediyorum. Artık kendimi, çevremdekileri koruyabiliyorum. Ayrıca artık biliyorum ki ister platonik ister romantik olsun, sevilmeyi hak eden biriyim. Sosyal uyumum boyunca partnerim bana destek oldu. Zamirlerimi, etiketlerimi, giyim kuşamımı değiştirirken hep yanımdaydı. Disforim çok yüksek seviyede, bu yüzden üst ameliyatı olmak ve testosteron kullanmak istiyorum. Partnerim fiziksel uyum sürecimi destekliyor. Aynı zamanda femby (feminen nonbinary) günlerimde bana makyaj ipuçları da veriyor. Bazen hala içselleştirdiğim şeylerle savaşsam da biliyorum ki bu bir süreç. Yavaş yavaş istediğim noktaya ilerliyorum. Yapabileceğim tek şey aynaya bakıp kendime “Aslansın, yaparsın!” demek.

Okuyuculara ne söylemek istersin?

Her şey hep kolay olmayacak. Hayatında ne noktada olduğuna göre açılmak istemeyeceksin, veya açık kimliğinden vazgeçecek, gerisin geri kapanacaksın. Bazı günler kendini ‘prim yapmak’ için trans olmadığına ikna etmen gerekecek. Bazı günler cehalet, nefret, empati eksikliği nedeniyle dünyaya katlanamayacaksın. Ama unutma ki bazı günler de sana bu çektiklerini unutturacak. Bu hayatı olduğumuz gibi yaşamaktan daha güzel hiçbir şey yok. Görünürlüğün hem kendin için, hem de başkaları için çok önemli.

*Mikroetiket: Anaakım olmayan, çok spesifik deneyimler için kullanılan terimler. Neco’nun kullandığı demipanseksüel mikroetiket sayılabilir.

**Neozamirler: İngilizce konuşan nonbinary mücadele, sadece kadın ve erkeğe yönelik cinsiyetli zamirler (she/he) olması nedeniyle “onlar” anlamındaki “they” zamirini cinsiyetsiz üçüncü tekil şahıs zamiri olarak tekrar kullanmaya başlamanın yanı sıra yeni zamirler de üretti. Bu zamirlere neozamir (neopronoun) adını veriyorlar. Resmi İngilizcede ve zaman zaman günlük kullanımda da kabul görmese de, kullanıcıya bir özgürlük ve güç sağlaması, akla bir cinsiyeti getirmemesi ve ayrıca çok çeşitli olması nedeniyle nonbinaryler bu zamirleri tercih edebiliyor. Bunlardan bazıları xe/xem, ze/zir, fae/faer.


Etiketler: yaşam
nefret