29/11/2023 | Yazar: Kaos GL

İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, LGBTİ+ Hakları Komisyonu kurdu: “Devlet ideolojisi tarafından desteklenen her türlü nefret tüm yaşam alanlarına daha hızlı yayılıyor.”

İHD Mersin LGBTİ+ Hakları Komisyonu kuruldu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi, LGBTİ+ Hakları Komisyonu kurdu.

Komisyon kuruluşunu “Devlet ideolojisi tarafından desteklenen her türlü nefret aile içine, okullara, üniversitelere, kafelere, sinemalara, parklara, sokaklara, kısacası tüm yaşam alanlarına daha hızlı yayılıyor. Şehrimizde nefret ideolojisi istemiyoruz!” diyerek duyurdu:

“Coğrafyamızda baskın devlet ideolojisi cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleri, yöneticilerin desteklemediği bir görüş, hoş karşılanmayan bir eylem ya da toplumsal normlardan ‘sapma’ gibi ele alıyor ve bunu protesto eden açıklamalarda bulunuyor. Fakat biz biliyoruz ve dile getiriyoruz ki insan olmayı protesto edemezsiniz, bu 'protesto hakkı' değil nefret suçu ve ayrımcılıktır!

Geçtiğimiz aylarda RTÜK kararıyla LGBTİ+'lara karşı nefret örgütlemek adına televizyonlarda yayınlanması amaçlanan bir kamu spotu hazırlanmıştı. Akabinde 17 Eylül'de Saraçhane'de yapılan miting de nefretin örgütlenmesine bir örnek olarak hafızalarımızda yer etti. Devlet ideolojisinin yayılması ile beraber homofobi, transfobi insan hakları ihlallerinin üst sıralarında yer almaya başladı. Mersin’de de her sene olduğu gibi bu sene de Onur Haftası etkinlikleri yasaklanmıştı. Yine geçtiğimiz günlerde Mersin Kadın Platformu’nun, Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü dolayısıyla düzenlediği yürüyüş polis müdahalesine maruz kaldı. Gözaltına alınmak istenen LGBTİ+’lar kitlenin mücadelesi sonrasında serbest bırakıldı.

Her geçen gün artan nefret saldırılarının, nefret mitinglerine, nefret örgütlenmelerine dönüştüğü, devlet tarafından alenen desteklendiği günümüz pratikleri toplumsal hoşgörüye bir saldırı niteliği taşıyor. Bu tür eylemler nefreti körüklemeye, şiddeti arttırıp olağanlaştırmaya zemin hazırlıyor.

Coğrafyamız genelinde olduğu gibi şehrimizde de yoğunlaşan ve kitleselleşen ihlaller Şubemizce LGBTİ+ Hakları Komisyonunun kurulması ihtiyacını doğurmuştur. Yaşadığımız şehirde nefret söylemi, nefret ideolojisi istemiyoruz. Biz biliyoruz ki devlet ideolojisi tarafından desteklenen her türlü nefret aile içine, okullara, üniversitelere, kafelere, sinemalara, parklara, sokaklara, kısacası tüm yaşam alanlarına daha hızlı yayılıyor. Coğrafyamızda ve özellikle şehrimizde nefretin ve hoşgörüsüzlüğün yayılmasını istemiyoruz.

LGBTİ+ Hakları Komisyonu olarak sistemli bir ihlal mağduru haline gelen LGBTİ+’lara yönelik toplumsal nefretin yayılmasını engellemek adına farkındalık çalışmaları yürütecek ve hiçbir hak ihlaline sessiz kalmayarak her türlü nefret suçu ihlalinin takipçisi olarak ihlallerin giderilmesini şiar edineceğiz.”

LGBTİ+ Hakları Komisyonları hakkında

Derneğin ilk LGBTİ+ Hakları Komisyonu, İstanbul Şubesinde 30 Ocak 2022 tarihinde kuruldu.

Komisyon’un kuruluş deklarasyonunda örgütlenme ve güçlenme vurgusu yapıldı:

“Türkiye’de ve dünyada yaşayan her LGBTİ+’nın uğradığı hak ihlalleri, dünyanın her yerinde aynı zihniyetle beslenen cis-patriyarkanın ördüğü, koruduğu ve beslediği nefret sarmalının sonucudur. Bu sarmal her geçen gün hayatlarımıza biraz daha sirayet ediyor, yaşadığımız alandaki çemberi biraz daha daraltıyor. Bu ülkede milyonlarız, birbirinden vazgeçmeye niyeti olmayanlarız, her şeye rağmen güvenli alanlarımızı var ediyor, örgütleniyor, güçleniyor ve iyileşiyoruz.”

İHD İstanbul LGBTİ+ Hakları Komisyonu’nun aynı yıl 10 – 17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında gerçekleştirdiği “Hapishanelerde LGBTİ+ Mahpusların Sorunları ve Sağlık Hakkı” panelinde konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, LGBTİ+ komisyonlarının tüm şubelerde kurulması gerektiğine değindi:

“Bütün şubelerimizde olması gereken LGBTİ+ Komisyonu sadece İstanbul şubemizde var. Oysa heteroseksizmin ırkçılıktan hiçbir farkı yok. Mesela trans kadınlara Kabahatler Kanununa göre ceza kesiliyor, bu cezalara sebep olarak ‘çevreyi kirletmek, çevreye zarar vermek’ gibi ifadeler yazılıyor. Bu, açıkça ırkçılıktır. Devlet dili o kadar ötekileştirici ve nefret üretici bir yerde ki bu topluma yayılıyor. Bu yüzden şiddetin politik olduğunu söylüyoruz. Nitekim son dönemde nefretin örgütlenişine de çok yakından şahit oluyoruz.”


Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam