30/01/2022 | Yazar: Aslı Alpar
LGBTİ+ aktivistler iklim krizini Ankara’da düzenlenen İklim Krizi Çalıştay’ında konuşuyor. Çalıştayın ikinci günü ikinci oturumunda Özge Özgün anlattı:
17 Mayıs Derneği ve Kaos GL Derneği’nin düzenlediği İklim Krizi Çalıştayı bugün (30 Ocak) ikinci gününde.
Çalıştay’ın ikinci günü ikinci oturumundaysa Özge Özgün “Kuir Feminizm ve Ekoloji” üzerine konuştu.
Özge Özgün konuşmasına 2013 yılında kaybettiğimiz Türkiye'nin ilk trans erkek inisiyatifi Voltrans kurucularından AliGül’ün “Feminizm zannedildiği gibi erkek düşmanı değildir ama heteronormatif ve ataerkil sistem kendini kadın ve erkek ikiliği üzerinden yürüttüğü için feminizm de bazı stratejilerini bu ikilik üzerinden geliştirmiştir” sözleriyle başladı.
“Cinsiyetçilik, homofobi, tücülük, transfobi… Tüm öğretilmiş ayrımcılık biçimleri birbirini besliyor”
İnsan merkezciliğin tarihsel kökeniyle anlatan Özgün, “İnsanın doğanın üzerindeki tahakkümü çok daha gerilere gitse de modern batı düşüncesinde, sanayi devrimiyle birlikte hem nicelik hem de nitelik açısından en geniş sınırlara ulaştığını söyleyebiliriz. İnsan dışı hayvanların acı ve duygularının olduğu bu dönemde yok sayıldı. Hayvanlar çiftliklere hapsedildi ve makineye dönüştürüldü” dedi.
Şiddetin haklılaştırılarak kabul edilir hale getirildiğini söyleyen Özgün, “Kadın ve çocuklar insan kabul edilmiyor, LGBTİ+’lar norm dışı varsayıldığı için en temel haklarına ulaşamıyor. Özetle cinsiyetçilik, homofobi, tücülük, transfobi… Tüm öğretilmiş ayrımcılık biçimleri birbirini besliyor. İnsan merkezcilikle başlayan, diğer ayrımcılıklara da kaynak olan türcülüğü konuşmuyoruz.
Tüm ikiliklerin ötesinde…
Hayvan özgürlüğü neden kuir bir tahayyüldür sorusuna; “Feminizm kuir olmak zorunda. En başta insan kimliği diğer hayvanları dışarıda bırakılarak kuruluyor. Yani insanlığı hayvanları ötekileştirerek kuruyoruz. İnsanlığı insan hayvan ikiliğini doğallaştırarak kabul ediyoruz. Bu ikiliği reddetmenin kuir hareketin özünü oluşturuyor” yanıtını veren Özgün özgürlük mücadelesinde başkasının özgürlüğünü, en temel haklarının elinden alınamayacağını ekledi.
“Queer ekoloji özcülüğü reddeder doğallık kavramını sorgular. Doğanın kendisinin hali hazırda kuirdir, kendiliğindendir. Çok eşli çok aşklı… Elbette bunlar yine bizim kendi algımızla ortaya koyduğumuz bir konu, bunu da unutmamak gerekiyor” diyen Özgün konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Gündelik yaşamı değiştirmek ve değişime kendimizden başlamak; bu iki kelimenin hepimizi harekete geçirmesini umuyorum.”
Çalıştay, “Neler yapabiliriz” başlıklı forumla sona erecek.
Kılavuza buradan erişebilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, ekoloji
