08/11/2021 | Yazar: Kaos GL
Çağrılmasa da Yakup’tu o. Kim ne derse desin, o kendini kendi içini biliyordu.
İnterseks aktivistler Türkiye’de interseks hareketine bir yol haritası çıkarmak adına, 9-12 Eylül 2021 tarihlerinde Ayvalık’ta buluştu. 17 Mayıs Derneği ve İnter Dayanışma'nın örgütlediği kampta interseks aktivistler, Yıldız Tar’la birlikte hikayelerini yazdı. 26 Ekim İnterseks Farkındalık Günü ile 8 Kasım İnterseks Dayanışma Günü’nü birleştirdiğimiz kampanyamız kapsamında o hikayeleri sizlerle paylaşıyoruz.
Beşinci hikaye Şerife’den geliyor:
Doktor, karşısında iki büklüm durmuş, başından çıkardığı şapkayı hürmeti gereği göğsüne bastırmış adama nasihat verir gibi konuşuyordu.
Bir koridorun tam ortasındalardı. Bu iki adamı uzaktan izleyen çocuk, kendi kaderi üzerine konuştuklarını biliyordu içten içte.
Kendi kaderi iki adamın elindeydi. Üzerinde beyaz önlükle nasihat veren doktor ve elinde şapkasıyla iki büklüm duran babası…
Kendi kaderine dair ne istediğini hiç sormamışlardı çocuğa. İçindeki duyguları dışarı çıkaramamıştı o da bir türlü.
Nasıl çıkarsındı ki? Çağrılmayan Yakup gibiydi. Kimse onu çağırmamıştı o güne değin.
Hep bir oğlu olsun istemişti baba. Arkasını güçlü tutacak, göğsünü gere gere yanında taşıyacağı oğulları olsun.
Önceki doktorlar çocuğunun erkek olduğunu söylemişti. Baba gururlanmıştı. On dört yıl boyunca kızım mı yoksa oğlum mu diyemediği çocuğuna bundan böyle gururla oğlum diyecekti.
Ama bu doktor başka konuşuyordu. Babanın hayallerini yıkmıştı. Çocuğunun kız olmaya daha yatkın olduğunu söylüyordu.
Neden ve nasıl bunu demişti, ne baba ne de çocuk bilmiyordu.
Doktorun da babanın da bilmediği başka bir şey vardı. Çocuk, zaten erkekti. Kendini bildi bileli erkekti. Çağrılmasa da Yakup’tu o. Kim ne derse desin, o kendini kendi içini biliyordu.
Çocuğu hastaneye yatıracaklardı. Baba, yıllarını verdiği ve yorulduğu bu belirsizlikten bir an önce kurtulmak istiyordu. Çocuğuna vedaya bile benzemeyen bir hoşça kal dedi ve arkasını dönerek uzaklaştı.
Tek kelime etmeyen çocuk, kaderinin ne yönde değişeceğinin belirsizliğiyle koridorda yalnız kalmıştı. Saatlerce tek bir şeye baktı o koridorda. Babasının çıkarken unuttuğu şapkasına…
Sonrası mı? Kestiler, biçtiler, on dördünde işkence ettiler…
Etiketler: kültür sanat, yaşam