24/09/2012 | Yazar: Kaos GL

Performans Sanatçısı ve yaşam koçu K. Arascan Dönmez ile yeni performansı "Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım"ı konuştuk.

‘Bir Tek Kendimi Isırıyorum, Kimse Korkmasın’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Performans Sanatçısı ve yaşam koçu K. Arascan Dönmez ile yeni performansı "Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım"ı konuştuk.
 
İkinci işiniz "Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım" ne üzerine bir oyun ve adını nereden alıyor?
Kendi aslı ile aslolanlar arasındaki ilişkiye ilk defa derinlemesine bakan ve 14 Şubat Sevgililer Günü hayatından tüm kadınları çıkarıp bundan sonrasına "Aslım" ile devam edecek olan bir aşkzede erkek, sahnede görülen bu. Adı şuradan geliyor:
Aldığı kararın akabinde mutfağa giriyor ve bugüne kadar defalarca denediği ama yapmayı bir türlü beceremediği domatesli pilavı tekrar denemek istiyor. Pilav olursa, arka odada onun komutuyla mutfağa çağrılmayı bekleyen "Aslım"a seslenip, "hadi gel domatesli pilav yapalım, ardında..." diyecek. "Ardında" diyerek ne kastettiğini pilavın pişmesine yakın anlıyor seyirci. "Aslım" için Aslı diye bir kız var, onun sonuna "m" harfi koymuş ve "Aslım" yapmış diyen de oldu, bu bir canlı, zaten sahnede de "voger" var diyen de, karakterin kendi aslı, özü diyen de... Hepsine de benden evet ama siz ve sizin gibi pek çok seyirci için de ancak üçüncü performansta anlaşılır olan durum izleyenleri için en çok ne buna bakmak gerekir. Karakterin "kendisi" mi, evde bakmakta olduğu "köpeği" mi yoksa bir "kadın" mı?
 
Oleg Kulik’i seçme sebebiniz nedir?
Oleg Kulik’i seçmemin sebebi Anti Kapitalist Ekolojist Dünya görüşüne sahip olması. Özellikle 1980’lerde gelişen bu görüş bir yanda insanlar arasında uygarlığın yarattığı bir eşitsizlik ve yabancılaşmayı diğer yanda da doğanın dengesinin insanlar tarafından bozulması ve insanla diğer canlılar arasındaki eşitsizliğin yaratacağı sonuçları tartışır. Sanatçı Oleg Kulik için de "eko anarşist" tanımı yapılabilir. Çünkü Kulik’te mistik bir doğaseverlik yok, insan-batı ve uygarlık merkezli dengeler oluşumuna tamamen karşı. Benim bu performanstaki söylememim finalde Kulik’in "Geleceğin Ailesi" isimli çalışmasından yola çıkarak şudur: "Şimdinin ailesi" benim için bitmiştir.
 
Oleg Kulik "Geleceğin Ailesi" ile ne anlatıyor?
Kulik’i bir çok kişi bu performans sayesinde tanıyor. Herkes dosyalarla hazırlık yapmış olarak geliyor performansa oysaki ben küçüktüm ama bugün onu benden öğrenenler o tarihte yine benden çok büyüktü, çoktan bilmiş olmaları gerekirdi. Kulik, 1997 İstanbul Bianeli’nde Darphane’deydi. "Geleceğin Ailesi" adını taşıyan çalışmasında ortaya koyduğu yeni bir dünya anlayışının tohumlarını atmıştı... Kulik’in dünyasında insanlar hayvanların efendisi değil. İnsanlar ile hayvanlar arasında tam eşitliğin savunucusu Kulik, estetik üretime farklı biyolojik türlerin katkısını eklediğimizde yeni bir Rönesans’ın ve bugün hayal edemeyeceğiniz ölçüde bir estetik patlamanın yaşanacağına, inanıyor. Moskova’da, hayvan haklarını savunan bir parti kuran ve kendisini bu partinin lideri ilan eden Oleg Kulik, hayvanların bir gün parlamentoda mutlaka temsil edileceğini de söylüyor.
 
Kulik ve duruşu, genelden ayrılan yapısı sizi düşündürmüş ve bu performansı yapmanızı sağlatmış.
Bence Fransız filozof Facoult’un dediği "insanlar da yeni üretim yoktur, zamanın değerlerine uyarak eskiyi taklit ederler ve o materyallerin yenisini alırlar" noktasındayız. Ben de tam burada gözünü insandan çeken doğaya ve iki ya da dört ayaklı fark etmez diğer canlılara çevirmiş durumdayım. Hayvan, insanın hakkından geliyor ve gelecektir diyenim.
 
Oleg Kulik, 1995 yılında Moskova’da köpek formuna girerek, "Ben Amerika’yı ısırıyorum, Amerika da beni" adlı enstalasyon performansında boynunda bir tasma ile köpek gibi havlamıştı. Üstelik çırılçıplak ve günlerce... Siz bu performansla kimi ısırıyorsunuz?
Bir tencere domatesli pilav ile bencilliklerimize, kibirlerimize, samimiyetsizliğimize, kaba sabalığımıza ve tatminsizliklerimize bakıyorum. Ve ülkemin çoğu konuda ne kadar çaresiz ve sersefil durumda oluşuna. En çok kendimi ısırıyorum, kimse korkmasın ve kimse de artık beni ısırmasın. Isırmaya çalışanlar var... O ilk adımı atmaya çalışanlar. Cahil-cübela takımı hepsi. Bir-iki soytarı işte o kadar. Bana neden performansın sonunda Kulik’in yaptığını yapıyorsun diye sormaya çalışanlar. Gönderme yapma dediğimiz şeyden bir haberler... Oleg Kulik’in de köpek formuna girerek gerçekleştirdiği performans o yıllarda akıllara Beuys’u getirmişti. 1974 yılıda Newyork Galerisi’nde vahşi bir kurtla beş gün boyunca birlikte yaşayan ve Amerikan hükümetinin yanlış politikalarını eleştirdiği performansını. Benim performansım "Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım" da bütün bilmeyenlere Oleg Kulik’i öğretsin, biliyorum diyenlere de bir kez daha hatırlatsın istedim.
 
‘Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım’da pilav bir türlü pişemiyor. 50.hafta pişecek diyorsunuz. Gerçekten yapamadığınız için mi, yoksa metnin bir gereği mi?
Aslında portakallı pilav da rakipsizim. Domatesli de çuvallıyorum biraz. Metnin gereği elbette. Bir hafta çok iyi pişti, ne altı tuttu ne de tadı kötüydü ama tuzsuzdu. O haftaki ruh halime bağlı olarak değişiyor pilavın tadı ve rengi ve salondaki seyircinin ortak enerjisi. Yansın diyenler çoğunluktaysa unutuyorum repliklere dalıp, yanıyor. Ay bir pişse de yesek diyenler çoğunluktaysa afiyetle yenecek hale geliyor. 50 hafta boyunca bir fiil gelenlerin de içinde olacağı bir kitap da çıkacak. Hem ilk işim Ağustosta Karla Dans hem de Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım akademisyenlerin metin okumaları ile kitap olacak ve arkadan gelen performansçılara kapı açacak.
 
Metin&Performans: Arascan Dönmez
Video: Gaye Hekimoğlu
Destek: İstanbul Bilgi Üniversitesi
 
Performansın o çok konuşulan girişi:
 
"Birazdan her şey bitecek, beni polis arabasına tıkıp götürecekler. Belki yerleri yalatacaklar belki de yerden yüksekte bir yerleri... Bir köpekle aynı evde kaldım, bir domatesli pilav yaptım, zıkkımlandım diye... En esaslı yasa mütekabiliyet yasasıdır diyen o sufiye kulak kesilmedim diye, gelin lan götürün beni. Hav hav hav hav hav hav hav..."
 
“Hadi Gel Domatesli Pilav Yapalım” Ekim itibariyle farklı alternatif tiyatro mekanlarında meraklısıyla buluşacak. Erken rezervasyon ve katılım için: 0530 234 63 10
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam