23/09/2017 | Yazar: Yıldız Tar

‘LGBTİ+larla ilgili yanlış sorulara cevaplar’ yazı dizimiz, ‘Biseksüellik kararsızlık mı?’ sorusuyla devam ediyor.

‘Biseksüellik kararsızlık mı?’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“LGBTİ+larla ilgili yanlış sorulara cevaplar” yazı dizimiz, “Biseksüellik kararsızlık mı?” sorusuyla devam ediyor.

“Artık bu soru da gelmesin canım” denilen her sorunun mütemadiyen sorulduğu, hakkında sürekli şehir efsaneleri üretilen bir topluluk LGBTİ+lar. Öyle ki bazen aynı soruya bin kere cevap verilse de yetmiyor.

Bütün bu sorulardan usanmadık, en çok karşılaşılanları derledik. Her birine tek tek yanıt aramaya koyulduk.

“LGBTİ+larla ilgili yanlış sorulara cevaplar” yazı dizimizin ikinci sorusu 23 Eylül Biseksüel Görünürlük Günü’nün anlam ve önemine binaen: Biseksüellik kararsızlık mı?

Biseksüellik nedir?

Soruya geçmeden önce biseksüelliğin ne olduğuna bakmakta fayda var. Ne ola ki bu biseksüellik hakikaten!?

Biseksüellik tıpkı eşcinsellik ya da heteroseksüellik gibi bir cinsel yönelim. Biseksüellik, en özet haliyle bir kişinin iki ve daha fazla cinsiyetten kişilerden duygusal ve/veya cinsel olarak hoşlanması. İçindeki ve tanımındaki bi, her ne kadar ikili cinsiyet rejimine dayalı gibi gözükse de birçok biseksüel kendilerini “çeşitli cinsiyetlerden kişilerden hoşlanıyorum” diye de ifade edebiliyor.

Biseksüel bir kişi, her cinsiyetten kişilere de aynı ölçüde ilgi duymayabilir ve bu ilginin derecesi zaman içinde değişebilir. Ve yine biseksüellerin biseksüelliklerini ispatlamak için akla gelebilecek her cinsiyetten kişiyle cinsel ilişkiye girip bunu cümle aleme duyurması gerekmez. Her cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinde olduğu gibi: Beyan esastır!

Hem kararsız, hem doyumsuz!

Sorumuza dönersek, biseksüeller hem eşcinseller hem de heteroseksüeller tarafından “kararsız” ve “doyumsuz” olmakla adeta itham ediliyorlar. Biz de “kararsızlığın” hiç de kötü bir şey olmayabileceğini de aklımızda tutarak bu soruyu biseksüel aktivistlere yönelttik: Canım ya, sen kararsız mısın?

“Bu soruyu daha çok lubunya arkadaşlarım soruyor”

İlk konuğumuz Emre Demir. Emre “kendi biseksüelliğini” “cinsiyet gözetmeme hali” olarak tanımlayanlardan:

“Çevreme açılırken biseksüel veya daha pratik -ve bazı durumlarda politik- olduğu için gey olarak açılıyorum. “Kendi biseksüelliğimi” anlatırken de iki cinsiyetten hoşlanma hali değil, ilgi duyurken cinsiyet gözetmeme hali olarak tanımlıyorum. Her iki açılma halinde de sorun yaşamayacağım konforu sağladıktan sonra açıldığım için “hetero”lar tarafından bu soruya veya eleştiriye maruz kalmadım fakat biliyorsun ki LGBTİ+ hareketin gullümlü fobisi vardır. Bu kararsız eleştirisine sıkça lubunya arkadaşlarım tarafından maruz bırakıldım. Hiçbiri sert ve ciddi değildi ancak gerçeklerdi, hissettim…

“Bu sorunun cevabını düşünmedim. Bu soruya genelde cevap da vermiyorum. Cevabı olduğunu da düşünmüyorum. Eşcinseller ya da heterolar birlikte olacakları kişiye karar verirken ne kadar kararlılarsa ben de o kadar kararlıyım sanırım. Tek bir cinsiyetten hoşlanıyor olmayı yani ihtimali birkaç milyar azaltmayı karar vermiş olarak görmek ahmaklık olur sanırım. Yani, kararsız değiliz sadece ihtimalleri değerlendiriyoruz.”

“Önyargılar arasında kalan biseksüellik…”

İkinci konuğumuz Cihan ise “biseksüellik bir arada kalmışlıksa eğer diyor ve devam ediyor:

“Biseksüellik; bişey, ama ney? Sapıklık, 'hem ona hem buna, oh ne güzel dünya' modu, insanların doğarken sahip olduğu cinsel yönelim ya da arada kalmışlık....

“Biseksüellik, bir arada kalmışlıksa eğer, bu ara heteroseksüel ve eşcinsel camianın oluşturduğu bir yığın ön yargının arasıdır. LGBTİ mücadele ile tanışmadan ve daha hiç bir heteroseksüele açılmadan kadınlarla da erkeklerle de ilişki yaşıyor ve ikisinde de her hangi bir eksiklik ya da tuhaflık yaşamıyordum. Lakin hemcinsime de aşık olduğum için bunu temkinli yaşarken, karşı cinse aşık olduğumda daha cüretkar olabiliyordum. Sosyal medya da ilişki statüsünü güncellediğimde-bir dönem çok meşhurdu - eğer bir kadın ise etiketleme yaparken, eğer bir erkek ise soranlara gizemli davranıp 'biri' diyordum.

“Biseksüeller, genel itibariyle tekinsiz ne yapacağı belli olmayan kişi ya da kişiler olarak görülüyor. Bu durumu partnerinin, hem heteroseksüel hem de eşcinsel arkadaşlarının ve de ailenin yaklaşımında görebiliyorsun. 'Onlara delik olsun da...' yaklaşımı ve daha nicesi birer ciddi nefret söylemi.

“Genelde algı şu şekilde; biseksüel erkekler ya da kadınlar sevgililerini mutlaka karşı cinsle aldatırlar. Örneğin benim bir kadın ile ilişkim var ise mutlaka ara sıra erkekler ile birlikte oluyorumdur. Aldatmak her türlü ilişki de yaşanan, herhangi bir cinsel yönelime bağlı olmayan bir durum. Biseksüellik bu noktada bir cinsel yönelim ya da aşkın iki cinse de açık olmasından ziyade cinsel açlık ya da ne istediğini bilememezlik olarak algılanıyor. Bu algı heteroseksüeller içinde olduğu gibi şaşırtıcı şekilde LGBTİ camia içinde de oldukça geniş yer buluyor.

“Biseksüellik de kendi içinde de bir yelpaze barındırıyor. Ağırlıklı hem cinsi ile birlikte olanlar, ağırlıklı karşı cins ile birlikte olanlar veya ikisine de ortalama aynı mesafede olanlar var. Yani her alanda olduğu gibi burada da tek bir renk yok. Zaten sınırlar ve tanımlamalar böyle durumlarda boşa düşüyor. Ben hep şunu söylüyorum, aklı başında iki insan birbirine aşık olabilir, sevişebilir... Bunda bir sapıklık ya da arada kalmışlık aramaya gerek yok. Rızasız bir ilişki yok, geriye de söylenecek çok bir söz yok. Zaten bana kalırsa bu tanımlar ileride daha çok birbirine girecek ve çok net alanlardan bahsedemeyecek duruma geleceğiz.

“Valla ne diyeyim Bifobinize lânet, dayanışmanıza sağlık!”

Yaldır yaldır biseksüel

Bu soruya cevap ararken son cümleler, Gözde Demirbilek’in 2014’te KaosGL.org’a yazdığı bir yazıdan gelsin:

“biseksüel biri olarak ben de kendimi bu gereksiz sorgulamaya itmiştim. 4 yıl gibi bir süredir hayatıma sadece kadınlar giriyordu ben biseksüel değil de lezbiyen miydim, biseksüelliğimin sallantılı “erkeklerden hoşlanma” tarafını tamamıyla kaybetmiş miydim soruları aklımı karıştırıyordu. bazen kendimizi çok iyi bildiğimiz halde kavramsal olarak bir şeye baktığımızda “buna oturmuyorum” kaygısı taşırız. “sallantılı” kelimesi tam olarak bunu işaret ediyor. erkeklere nadiren hoşlantı duyuşum vaktiyle beni de “aslında lezbiyenim ve kendimi mi bastırıyorum?” sorusuna itmiş olsa da bir cinsiyetle daha fazla romantik ve cinsel pratik yaşamış olmak, biseksüelliğimizi düşürmez. başka bir ifadeyle, çoğunlukçu kaygılar güdüp çoğulcu taraflarını örseleme birtanem.

“netlik” inanılmaz tartışmalı bi konu. eşcinsellik ve heteroseksüellik, tanım bazında bir noktadan öteki noktaya düz bir doğru gibi kitlelerce “net” olarak tanımlanırken, biseksüellerin bir noktadan geçen sonsuz doğrular oluşu “kafa karışıklığı” olarak görülüyor. bence burada unutmamız gereken şey, bir cinsiyete yönelmenin “netlik” olmadığı, bunun da kafamızı karıştırmasına gerek olmadığı olmalı. tüm bunların ardından, romantik ve cinsel deneyimlerini mukayese ederek “ben aslında şu muyum” sorusuyla kendini darlayan biseksüellere sesleniyorum: SAL BİRAZ.”

Yazı dizisinde yer alan diğer haberler:

“Eşcinsellik hastalık mı?”


Etiketler: yaşam, cinsellik
İstihdam