06/10/2021 | Yazar: Yıldız Tar
Av. Kerem Dikmen: İyi hal indirimi ya da haksız tahrik indirimi olmadığı için sevindik. Buna sevinmemiz bile nasıl bir ülkede olduğumuzu gösteriyor.
Hande Buse Şeker, İzmir’de yaşayan, geçimini seks işçiliğiyle sağlayan bir trans kadındı. Volkan Hicret isimli polis memuru görevde olmadığı sırada, polis silahıyla Hande Buse Şeker’i 9 Ocak 2019’da Şeker’in Alsancak’taki evinde öldürdü. Polis memuru Volkan Hicret, Şeker’i öldürdü, gasp etti, cinsel saldırıda bulundu ve evdeki arkadaşını ise yaraladı.
Katil polis Volkan Hicret hakkında İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava bir süre kapalı görüldü. Avukatların itirazı ve tepkiler üzerine kapalılık kararı kaldırıldı. Sekizinci duruşmada, 26 Kasım 2020’de karar açıklandı.
Volkan Hicret hakkında kasten öldürme suçundan müebbet, nitelikli cinsel saldırı suçundan 21 yıl, nitelikli yağma suçundan 3 kez 5 yıl 6 ay, yaralama suçundan 2 kez 9 ay, kişinin hatırasına hakaret suçundan 2 yıl hapis cezasına hükmedildi.
Mahkeme, Hicret’in haksız tahrik ve iyi hal indirimi taleplerini reddetti. Öte yandan Şeker’in avukatlarının ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talebi de reddedilmiş oldu. Bunun üzerine Şeker’in avukatları kararı istinafa taşıdı.
TIKLAYIN – Hande Buse Şeker davasının zaman çizelgesi
Genç LGBTİ+ Derneği’nin cezanın yeterli olmaması sebebiyle başvurduğu istinaf sürecinin sonucunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi tarafından dosyada verilen hüküm bozuldu. Mahkeme; sanığa nitelikli kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talebini kabul etmezken cinsel saldırı, yağma ve yaralama suçlarından verilen cezaların artırılmasını istedi ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasını yasaya aykırı buldu.
Dosya, 7 Ekim 2021 günü saat 10:30’da İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak duruşmada yeniden açılacak ve Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği karar değerlendirilecek.
Şeker’in Avukatlarından Kerem Dikmen ile, istinaf başvurularının kabul edilmesini konuştuk. Av. Dikmen, nefret cinayetinde verilen cezanın en üst sınır olan ağırlaştırılmış müebbet hapis olması gerektiğini vurgulayarak, “Bölge Adliye Mahkemesi’ne eksik ceza tayin edildiğini söyledik. Hande Buse Şeker katliamı çok mağdurlu, çok unsurlu, birden fazla suçun aynı anda gerçekleştiği, bir suç makinesi tarafından işlenen bir katliam. Bölge Adliye Mahkemesi kasten öldürme suçundan verilen cezayı yerinde buldu ama yaralama, yağma ve cinsel saldırı suçlarından verilen cezaları yeterli bulmadı” dedi.
Av. Dikmen, ortada çok açık bir şekilde nefret cinayeti varken ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı:
“Hande Buse Şeker cinayeti tüylerimizi ürperten bütün unsurları barındırmasına rağmen sanık ağırlaştırılmış müebbet yerine müebbetle cezalandırıldı. Bunun faile ve topluma verdiği bir mesaj var. Bu mesaj düzeltilmezse, adalet yerini bulmayacak. İçindeki bulunduğumuz koşullarda iyi hal indirimi ya da haksız tahrik indirimi olmadığı için sevindik. Buna sevinmemiz bile nasıl bir ülkede olduğumuzu gösteriyor. Cezasızlık deyince sadece beraat verilmesi akla gelmemeli. Mağdur lehine ceza adaleti sağlanmadığında da cezasızlık olgusu ile karşılaşıyoruz.”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları
