05/12/2011 | Yazar: Kaos GL

Türkiye’de ilk kez profesyonel olarak Dip Sahne Oyuncuları tarafından sahnelenen Jean Genet’nin 1958’de yazdığı ‘Zenciler’, 5 Aralık Pazartesi günü Fransız Kültür Merkezi’nde olacak.

Sömürüsüz Bir Dünya Fantazisi ’Zenciler’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Türkiye’de ilk kez profesyonel olarak Dip Sahne Oyuncuları tarafından sahnelenen Jean Genet’nin 1958’de yazdığı “Zenciler”, 5 Aralık Pazartesi günü Fransız Kültür Merkezi’nde olacak.
 
Merkezine “öteki”yi alan ve İçerdiği siyasi ve cinsel göndermeler nedeniyle Türkiye’de daha önce hiçbir profesyonel tiyatro tarafından sahnelenmeye cesaret edilemeyen oyunun çevirisi, Nami Başer’e ait, yönetmeni ise Nilay Erdönmez.  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tiyatro Yüksek Lisans öğrencisi Erdönmez, “Zenciler” oyununu yüksek lisans tezi olarak seçmiş ve oyun üzerine 5 ay çalışmış.
 
Oyunda hem yönetmen hem de oyunca olarak karşımıza çıkan Erdönmez ile ‘zenciler’i konuştuk:
 
‘Zenciler’in Seslenişine Ağız Olmak İstedim
 
 -Oyun Türkiye’de ilk kez profesyonel olarak sahneleniyor? Öncelikle Dip sahne oyuncuları olarak bu oyunu seçme sebebiniz nedir?
“Tiyatronun içinde barındırdığı sanatların içinde ilk sıralarda edebiyat yer alır benim için. Bu metnin de evrenselliği beni en çok cezbeden yönüydü. Bu evrenselliğini de tam olarak düzene ve insana dairliğiyle sağlıyor. Genet ‘Zenciler’i siyah meselesinin dünyada patlak verdiği bi dönemde bu konuya odaklı yazmış ancak metni okuduğunuz anda zaten anlıyorsunuz eserin tüm zamanlara dair bir derdin peşinden gittiğini, zenci sözcüğü artık günümüzde çok fazla şey ifade ediyor,  bir rengi karşılamaktan öte bi sözcük, bi terim. Metnin her yerinde tüm ezilenler adına öyle bir sesleniş var ki buna kulak tıkamak ya da görmezden gelmek imkansız, Genet’nin dünyadaki rengi mavi-mor-siyah-kırmızı-beyaz- tüm zenci doğan ve kalanlar adına dünyaya, yargıya, sultanlara, bürokratlara, bir takım misyonerlere, uşaklaşmışlara seslenişine bir ağız olmak, bu seslenişe ortak olmak istedik diyebilirim. Yalnız bu söylediklerim ajit-prop bi tiyatro anlayışımız olduğu anlamına gelmesin lütfen, edebiyatın zengin içeriklerini içinde barındıran bir metnin altında saklı olan söylemlerden bahsediyorum.”
 
-Siz sahnede aynı zamanda oyuncu olarakta karşımıza çıkıyorsunuz? Hem yönetmen hem oyuncu olmak zor mu?
Kendi adıma zorlukları olduğu kadar kolaylıkları da olduğunu söyleyebilirim. zaman provalar sırasında oyunun dışına çıkıp bakmanız gereken durumlar oluşuyor ya da tam tersi oyunun tamamen içinde olmanız gereken, bu da sizden ve ekipten daha fazla zaman ve sabır istiyor. Ancak benim bir oyuncu değişikliği vesilesi ile kendime bu rolü vermiş olmam, bir çok zorluğu ortadan kaldırdı elbette, çünkü hali hazırda, zaten omurgası çoktan oturmuş ve yönetmeni olmam vesilesi ile zaten aylardır çalışıyor olduğum ve çok da iyi bildiğim bir oyunda ve artık çok da iyi tanıdığım bir karakteri oynuyor oldum ve oynuyorum.    
 
Küçük Burjuva Alışkanlıklarımızla Yüzleştik
 
-Oyun türkiye’de profesyonel anlamda ilk kez sahnelendi. Aldığınız tepkiler nasıl oldu?
Oyunda aslında hepimizin hayatın içinde hep gördüğümüz ama bir takım yabancılaşmalar ya da bir takım küçük burjuva alışkanlıklar sebebiyle görmezden geldiğimiz bir takım durumlarla seyircinin yüzleşmesi durumu yaşanıyor. Bu arada biz de ekip olarak elbette bu kastettiğimiz insanlar gibiyiz sadece prova döneminde değil her oyunda biz de aslında yeniden bir yüzleşme yaşıyoruz. Ancak bu bazen bazı seyircilerin hoşuna gitmiyor olsa gerek. Salonu terk eden grupların olduğu oyunlar oldu. Parayı bunun için vermediğini söyleyenler filan...
 
Son oyun Beyoğlu’nda
5 Aralık Pazartesi günü 19:00’da Fransız Kültür Merkezi’nde gösterilecek oyunun kadrosunda Barış Çelikkol, Bedir Bedir, Can Yılmaz, Hakan Dülger, Direnç Dedeoğlu, Emre Çakman, Neslihan Arslan, Nilay Erdönmez, Yeşim Çapanoğlu, Tuğçe Tanış ve Uğur Arslan yer alıyor. (Nebahat Kübra Akalın/BİrGün)
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam