05/10/2021 | Yazar: Yıldız Tar

ODTÜ Onur Yürüyüşü davasının 8 Ekim’deki duruşması öncesi yargılanan aktivistler Melike Balkan ve Özgür Gür ile konuştuk: Delil yetersizliğinden değil onur yürüyüşü düzenlemek bir hak olduğu için beraat talep ediyoruz. O beraati hep beraber almak istiyoruz!

Yargılananlar mezun oldu ama ODTÜ davası bitemedi: O beraati beraber almak istiyoruz! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Uluslararası Af Örgütü

“Benim artık ODTÜ ile hiçbir ilişkim olmamasına, mezun olmama ve hatta pandemi sürecinde mezun olarak kampüse girememe rağmen ODTÜ ile bir davam var.”

Bu cümleler, 2019’da ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alındıktan sonra hakkında dava açılan Melike Balkan’a ait.

ODTÜ’den 18 öğrenci ve bir akademisyenin 10 Mayıs 2019’da ODTÜ Onur Yürüyüşü’ne katıldıkları gerekçesiyle yargılandığı dava bitmek bilmiyor. İki yıldan uzun süredir LGBTİ+ aktivistleri Ankara Adliyesi’ni mesken tutmak zorunda kaldı.

Uzayan dava sürecinin bir sonraki duruşması Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 8 Ekim’de görülecek. Karar çıkıp çıkmayacağı ise belirsiz.

Savcılık mütalaasında Aralarında Balkan’ın da olduğu 13 kişinin “kanuna aykırı olan gösteri yürüyüşüne katıldıkları ve kolluk görevlilerince birçok uyarı ve zor kullanmaya rağmen dağılmadıkları” suçlamasıyla cezalandırılmasını istiyor.

Davanın bir sonraki duruşması öncesi Balkan ve savcının cezalandırılmasını talep ettiği bir diğer aktivist olan Özgür Gür’le konuştuk.

Balkan ve Gür, öğrenciyken gözaltına alındılar, dava açıldı, o arada mezun oldular, ÜniKuir Derneği'ni kurdular. Dava ise hâlâ bitmedi. Şimdi ÜniKuir Derneği’nde “Ay bir rahat ver, beraat ver” diyerek beraatlerini talep ediyorlar.

yargilananlar-mezun-oldu-ama-odtu-davasi-bitemedi-o-beraati-beraber-almak-istiyoruz-1

“Yargılanan neredeyse herkes mezun oldu ama bu dava bitmedi, bitmiyor”

“Bir üç yıl daha da sürebilir diye korkum var, üst mahkemeler derken bu işler yıllar yıllar sürüyor” diyerek dava sürecinin uzamasının yıpratıcı olduğunu söyleyen Gür’e göre, bu iki yıllık dava sürecinin tek olumlu sayılabilecek yanı LGBTİ+’lara ayrımcılığı gündeme getirebilmiş olmaları. Balkan da Gür’ün dediklerine katılıyor ve “Yargılanan neredeyse herkes mezun oldu ama bu dava bitmedi, bitmiyor. Her duruşmada erteleme. Hepimiz yorulduk, hepimiz sıkıldık” diyor.

Balkan ve Gür yargılanan 19 kişiden sadece ikisi. Gür, “Şu an ortaya çıkıp konuşan ikimiz olsak da çok daha fazla kişi mağdur edildi” diyerek davanın birçok kişinin hayatını etkilediğini vurguluyor.

Dava devam ederken Türkiye Hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) bağımsız uzman ve özel raportörlerinin yazdığı polis saldırısı, LGBTİ+ aktivistlerine açılan davalar ve Türkiye’deki LGBTİ+ haklarına ilişkin mektubuna yanıt verdi. Hükümet, 9 Nisan 2020’de verdiği yanıtta ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün 2019 yılında Rektörlük tarafından yasaklandığını, Valilik ile ilgisi olmadığını, polisin Rektörlüğün talebiyle kampüse girdiğini söylerken; polis şiddeti, keyfî gözaltı ve yargılamayı inkar etti.

“Ben yapmadım, Miki yaptı” diye özetlenebilecek bu cevabı Balkan yine de önemli buluyor. “Hükümet, BM ile olan ilişkisinde LGBTİ+’larla ilgili sorulara cevap vermemeyi tercih ediyor. Bu yanıtta ise ciddi ciddi oturup düşünülmüş bir metin var. Bakın LGBTİ+’lar zaten anayasaya göre eşit, şu yıllarda yürüyüş yapabildiler diyor ama yasaklı, saldırılan yürüyüşlerden bahsetmiyor” diyen Balkan, bir yandan da Hükümet’in bu cevabıyla Valilik yasağına karşılık üniversitelerin özerkliğini kabul ettiğini düşünüyor.

Dava sürerken yasak kararı iptal edildi

LGBTİ+ hak savunucularının yargılaması sürerken Ankara 7. İdare Mahkemesi 9. ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü yasağına ilişkin davada da kararını verdi. Mahkeme, ODTÜ Rektörlüğü’nün 9. ODTÜ LGBTİ+ Onur Yürüyüşü yasağını iptal etti. Bu karar ile Ankara Valiliği’nin Kasım 2017’de OHAL Kanunu’na dayanarak ilan ettiği süresiz LGBTİ+ etkinlik yasağının sürdüğünü iddia ederek yürüyüşü yasaklayan Rektörlüğün kararını hukuka aykırı buldu. 

Balkan, bu kararı da hatırlatarak “Biz beraat talep etmekten bile sıkıldık çünkü tabii ki beraat verecekler” diyor. Ortada suç olmadığını, polis şiddetinin videolarla ispatlandığını söyleyen Balkan, “Bir kez daha duruşmaya gitmek istemiyoruz” diye de ekliyor.

Gür ise, bu iki yıllık süreçte dayanışmanın gücünü gördüklerini belirtiyor. “Dava boyunca Türkiye’deki ve dünyadaki LGBTİ+ ve insan hakları aktivistleri mahkemeye sizi izliyoruz demiş oldu. Bu çok güçlendirici bana kalırsa. Savunmaların bile tamamlanamadığı bir yerde biz mahkeme salonunda saatlerce hem ODTÜ onur yürüyüşünde yaşananları hem de hayatımızın her alanında yaşananları anlatabildik” diyor.

“Mahkemenin işini yapıp işkence yapan polisleri tespit ettik”

Balkan da yalnız kalmadıklarını hatırlatıyor:

“Hiç yalnız kalmadık bu süreçte. Yanıma baktığımda hep birileri vardı iyi hissettiren. Biz başından itibaren polis şiddetinin farkındaydık. Gözaltına alındıktan sonra hastanede de her şey ortadaydı, videolar da ortada. Biz mahkemede hangi polislerin şiddet uyguladığını bulmaya çalıştık. Araştırılması için istemde bulunmamıza rağmen kabul etmedi. Saatlerce polislerin isimlerini bulmaya çalıştık. İşkence olduğu bir durumda polislerin bu işkencesinin soruşturulması taleplerimiz cevapsız kaldı. Yaptıkları şiddetin yanına kaldıklarını gördüler. Biz ne kadar elimizden geleni yapıp mahkemenin işini yapsak da hiçbir işe yaramadığını gördük.”

“O beraati beraber almak istiyoruz”

Balkan da Gür de ilk günden beri savunmalarında Onur Yürüyüşü’nde olduklarını ve bunun bir suç olmadığını söylüyor. Bunun da çok önemli olduğu fikrindeler çünkü “delil yetersizliğinden” değil, onur yürüyüşü düzenlemek bir hak olduğu için beraat etmek istiyorlar. 8 Ekim’deki duruşmada da böyle bir karar bekliyorlar. Gür, “O beraati alıp çıkacağız” derken Balkan ekliyor:

“Sadece bizim iyi hissetmemiz için değil Türkiye’deki bütün lubunyalar olarak bir arada olduğumuzu gösterebilmek ve dayanışabilmek için herkesi 8 Ekim saat 10.00’da duruşmaya davet ediyoruz. Beraati beraber almak, onur yürüyüşünün suç olmamasını kutlamak ve bundan sonraki onur yürüyüşlerini düzenleyecekler için de o mahkeme salonundan beraatle çıkmak istiyoruz.”




Etiketler: insan hakları, nefret suçları, eğitim, kent hakkı
İstihdam