31/01/2024 | Yazar: Yıldız Tar

Ankara Onur Yürüyüşü davasında Av. Karaman, polis şiddetini görmeyen bilirkişi raporunu eleştirdi: “Can Atalay hakkında ihlal kararını dikkate almayan Yargıtay 3. Daire gücünü nereden alıyorsa, Ankara Onur Yürüyüşü’ne saldıran polis de gücünü oradan alıyor.”

“Yargıtay 3. Daire gücünü nereden alıyorsa, Onur Yürüyüşü’ne saldıran polisler de gücünü oradan alıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Hayri Demir

2. Ankara Onur Yürüyüşü’nde darp edilerek gözaltına alınan 42 kişinin yargılandığı davanın altıncı duruşması, bugün (31 Ocak) Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.

Duruşmayı Kaos GL, Kırmızı Şemsiye, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, İHD Ankara LGBTİ+ Komisyonu ve ÜniKuir takip etti.

Gazeteci tanıklar, bir önceki duruşmada 5 Temmuz 2022’de yaşanan polis şiddetini anlatmıştı. Bugün devam eden davada, yargılanan LGBTİ+ aktivistlerinin avukatları bilirkişi raporuna itiraz etti. Mahkeme, görüntüleri tekrardan bilirkişiye göndermeye karar verdi. Dava, 8 Mayıs saat 14’e ertelendi.

Avukatlar, duruşmanın ardından gökkuşağı bayrağıyla fotoğraf çektirmek isterken sivil giyimli kişiler, polis olduklarını iddia ederek engellemeye çalıştı. Avukatlar, kimlik sorduğunda göstermeyen polis memuru, kişisel telefonundan görüntü aldı. Görüntünün silinmesini isteyen avukatların taleplerini ise ciddiye almadı. Bunun üzerine dava avukatları, suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Avukattan Can Atalay kararına tepki

Av. İlayda Doğa Karaman duruşmada, bilirkişi raporunda tarafsız bir inceleme yapılmadığını, adliye çalışanı bir kişinin bilirkişi olarak atandığını belirterek şöyle dedi:

“Bilirkişinin görüntüler üzerinden hazırladığı rapordaki betimlemeleri gerçeği yansıtmayan betimlemelerdir. Bilirkişi, polislerin eylemcileri yere iterek yumrukladığı anları, ‘ellerinden pankartı almaya çalışırken’ diyerek geçmiş. Oysaki, görüntülerde çok açık bir şekilde polislerin eylemcilere şiddeti görünüyor. Ortada polisin darp ederek gözaltına alması varken sanki eylemciler polislere saldırmış gibi yansıtılmış. Haklarında soruşturma açılması ve kovuşturma yürütülmesi gereken polisler iken, herhangi bir somut delil olmadan sadece polis tarafından ayrımcı ve tarafçı bir şekilde hazırlanan fezleke üzerinden, somut gerçekten uzak bir şekilde müvekkillerimiz yargılanıyor.”

TIKLAYIN - Ankara Onur Yürüyüşü’nün gazeteci tanığı Vural: “Hastanelik etmeselerdi karşınızda tanık değil sanık olarak yer alacaktım”

Av. Karaman, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini de hatırlatarak, “Meslektaşımız Can Atalay hakkında verilen ihlal kararlarını dikkate almayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi gücünü nereden alıyorsa; müvekkillerimize saldıran polisler de aynı yerden alıyor” dedi.

Görüntülerin mahkemede izlenmesini talep eden Av. Karaman, polis işkencesinin sadece gözaltı esnasında değil, ifade alınana kadar bekletilirken de sürdüğünü vurguladı.

“Slogansa slogan, biz de korkmuyoruz”

Av. Seher Duygu Çildoğan ise, “Bilirkişi raporu objektif değildir, bilirkişinin kendi dünya görüşünü yansıtan şekilde sübjektif ifadeler içermektedir. Kendi kafasına göre bir şeyler seçip, balon içerisinde yorumlamış. Kahvede arkadaşıyla konuşur gibi rapor hazırlamış” dedi.

Müvekkilinin “Korkmuyoruz” sloganı atmasının bilirkişi raporuna “polise direnme” olarak geçtiğini hatırlatan Av. Çildoğan, “Slogansa slogan, biz de korkmuyoruz” ifadelerini kullandı.

Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda polisin “dağılın” anonsu yapıp yapmadığının belirsiz olduğu belirtiliyor. Ancak raporda bazı polislerin eylemcilerle görüştüğü söyleniyor. Bilirkişi, LGBTİ+ aktivistlerinin “polisin gözaltına almaları esnasında direndikleri ve gözaltına alınmamaya yönelik hareketlerde bulunduklarını” iddia etti.

TIKLAYIN - “Ağzımız, yüzümüz kan içindeyken biber gazı sıktılar”

İddianameden: İBDA-C sloganı atanlar “vatandaş”, Onur Yürüyüşü ise “sözde”

42 kişinin 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet, hakaret, basit yaralama, görevi yaptırmamak için direnme gibi bir dizi suçtan yargılandığı davanın iddianamesi önce reddedilse de, Savcılığın itirazı üzerine red kararı kaldırıldı ve dava açılmış oldu.

İddianamede, Ankara Onur Yürüyüşü hakkında “sözde” sıfatı kullanılırken, aynı gün LGBTİ+’lara saldırmak için bir araya gelen İslamcı gruplardan “vatandaş” diye bahsedildi. Gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistleri için ise “Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks (Lgbti+) yapılanmasına müzahir şahıslar tarafından gerçekleştirilen kanuna aykırı eylemler esnasında 42 şüpheli yakalanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Savcı, polis şiddetiyle gözaltına alınan LGBTİ+’ların polise saldırdığını iddia ederken, bir polisin “299,99 TL’ye aldığı kot pantolonun yırtıldığını” da iddianameye ekledi. Kameralara da yansıyan yoğun polis şiddeti ise savcılık iddianamesinde yer almadı.

Öte yandan, Savcı Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan bir kişi hakkında “kanuna aykırı eylemlere katılmayı alışkanlık haline getirdiğinden ve buna bağlı olarak da adli tahkikatlara maruz kaldığından dolayı tanınan” ifadelerini kullanarak fişlemeyi de itiraf etmiş oldu.

İBDA-C yanlısı grupların Onur Yürüyüşü’ne karşı “Akıncılar burada, sapkınlığa geçit yok” sloganları da iddianameye “bazı vatandaşların sloganları” diye girdi.

Ankara Onur Yürüyüşü'nde ne oldu?

İslamcı grupların Hacı Bayram Camii ve Kuğulupark’taki linç ve nefret çağrılarına izin veren polis 5 Temmuz 2022’de 2. Ankara LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne saldırdı.

2. Ankara Onur Yürüyüşü'nün düzenleneceği Kuğulu Parkın etrafı yürüyüş öncesi polis araçlarıyla çevrelendi. Gazeteciler alandan zorla uzaklaştırıldı. "Şova izin vermeyeceğiz" diyerek parktaki LGBTİ+'ları dışarı çıkardı.

LGBTİ+'lar tüm engellemelere rağmen Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi. Tunalı Hilmi Caddesi’ne bağlanan sokaklardan, “Nefrete inat, yaşasın hayat” sloganları yükseldi.

Daha toplanma başlamadan bir LGBTİ+ aktivistini gözaltına alan polis, yoğun biber gazı kullanarak 42 kişiyi gözaltına aldı. Ters kelepçe işkencesi uyguladı. Gözaltına alınanlar Emniyet'teki ifadelerinin ardından 6 Temmuz sabah saatlerinde serbest bırakıldı.

Polis, Mezopotamya Ajansı'ndan gazeteci Emel Vural'ın yüzüne biber gazı sıktı ve KaosGL.org muhabiri Aslı Alpar'a da saldırarak bacağından yaraladı.

LGBTİ+’lar saldırılar öncesi Tunalı Hilmi Caddesi’nde birçok farklı grup halinde yürüdüler. Kennedy Caddesi ve Bestekar Sokak’ta polis darp ederek LGBTİ+’lara saldırdı. Ankara Onur Yürüyüşü basın açıklaması Tunalı Hilmi Caddesi'nde yürünerek okundu. Öte yandan, LGBTİ+ düşmanı İslamcı gruplar da LGBTİ+’lara saldırmaya kalkıştı.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, siyaset, onur yürüyüşü, dava, özel haber
İstihdam