28/09/2023 | Yazar: Yıldız Tar

2. Ankara Onur Yürüyüşü davasında yargılananlar, polis şiddetini mahkemede anlattı. Dava, 15 Kasım’a ertelendi.

“Ağzımız, yüzümüz kan içindeyken biber gazı sıktılar” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2. Ankara Onur Yürüyüşü’nde darp edilerek gözaltına alınan 42 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün (28 Eylül) Ankara 52. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmayı sanıklar ve avukatlarının yanı sıra 17 Mayıs, Kaos GL, ÜniKuir, GALADER, İnsan Hakları Derneği ve İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi de izledi.

5 Temmuz 2022’de gözaltına alınan 42 kişi hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasında sanıkların beyanlarına devam edildi. Aynı gün polis, İslamcı grupların Hacı Bayram Camii ve Kuğulupark’taki linç ve nefret çağrılarına izin verirken Ankara Onur Yürüyüşü’ne katılanlara saldırmıştı. Yargılanan sanıklar beyanlarında toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarını kullandıklarını, buna rağmen polisin kendilerine saldırdığını yineledi.

"Tarikatlara izin, LGBTİ+'lara biber gazı"

Sanıklardan H.S., kız kardeşiyle birlikte yolda yürürken polisin uyarıda bulunmadan biber gazı ve copla kendilerine saldırdığını söyledi ve ekledi:

“Polis hem benim hem de kız kardeşimin dudağını patlattı. Ağzımız yüzümüz kan içerisindeyken tekrar biber gazı sıktılar, tekrar saldırdılar. Polisler, elimizdeki gökkuşağı bayrağını alarak yere attılar, üzerine bastılar. Bu da onurumuzu kırdı.”

Sanık B.K. da anayasal hakkını kullanarak eyleme gittiğini, polisin ikaz etmeden saldırdığını aktardı. Orantısız güç kullanılarak gözaltına alındığını belirten B.K., beraatini talep etti.

Ankara Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan bir diğer isim Ç.K., “İfade özgürlüğüm kapsamında yürüyüşe katıldım. Polisle beraber esnafın saldırısına uğradım. Herhangi bir uyarı olmadan polis tarafından gözaltına alındım. Polisin şiddeti gözaltı aracında da devam etti” dedi.

Gazetecilik öğrencisi E.G., Onur Yürüyüşü’nü takip etmek ve fotoğraf çekmek için alanda olduğunu söyledi. Polisin kendilerini hiçbir uyarıda bulunmadan gözaltına aldığını hatırlatan E.G., “Biz gözaltındayken parkta bekleyen bir kadının dahi durduk yere gözaltına alındığına şahit oldum” dedi.

Sanık Z.K. ise beyanında “Pek çok tarikat, Onur Yürüyüşü’nü yaptırmamak için aynı yere çağrıda bulunuyordu. Onur Yürüyüşü LGBTİ+’ların varoluşlarını ortaya koydukları bir gündür. Ne yazık ki ülkemizde gözaltılarla, engellemelerle anılıyor. Ben de desteklemek amacıyla Kuğulupark’a doğru giderken daha parka ulaşamadan pek çok insana polisin biber gazıyla müdahale ettiğini gördüm. Ben de darp edilerek gözaltına alındım. Ama aynı gün, aynı saate çağrı yapan tarikat üyelerinin gözaltına alındığını görmedim” ifadelerini kullandı.

Duruşmada bir tanık da dinlendi. Tanık, “Olay günü, bu davanın sanıklarından bir kişi ile tapu akit işlemi yaptık. Kendisini tapu sicil müdürlüğünden alıp annesinin evinin bulunduğu Kuğulupark civarına bıraktım. Ben bıraktığımda annesini bekliyordu” dedi.

Dava, ifadesi alınmayan sanıkların da dinlenmesi için 15 Kasım saat 14.00’e ertelendi.

İddianameden: İBDA-C sloganı atanlar “vatandaş”, Onur Yürüyüşü ise “sözde”

42 kişinin 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet, hakaret, basit yaralama, görevi yaptırmamak için direnme gibi bir dizi suçtan yargılandığı davanın iddianamesi önce reddedilse de, Savcılığın itirazı üzerine red kararı kaldırıldı ve dava açılmış oldu.

İddianamede, Ankara Onur Yürüyüşü hakkında “sözde” sıfatı kullanılırken, aynı gün LGBTİ+’lara saldırmak için bir araya gelen İslamcı gruplardan “vatandaş” diye bahsedildi. Gözaltına alınan LGBTİ+ aktivistleri için ise “Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Trans ve İnterseks (Lgbti+) yapılanmasına müzahir şahıslar tarafından gerçekleştirilen kanuna aykırı eylemler esnasında 42 şüpheli yakalanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Savcı, polis şiddetiyle gözaltına alınan LGBTİ+’ların polise saldırdığını iddia ederken, bir polisin “299,99 TL’ye aldığı kot pantolonun yırtıldığını” da iddianameye ekledi. Kameralara da yansıyan yoğun polis şiddeti ise savcılık iddianamesinde yer almadı.

Öte yandan, Savcı Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan bir kişi hakkında “kanuna aykırı eylemlere katılmayı alışkanlık haline getirdiğinden ve buna bağlı olarak da adli tahkikatlara maruz kaldığından dolayı tanınan” ifadelerini kullanarak fişlemeyi de itiraf etmiş oldu.

İBDA-C yanlısı grupların Onur Yürüyüşü’ne karşı “Akıncılar burada, sapkınlığa geçit yok” sloganları da iddianameye “bazı vatandaşların sloganları” diye girdi.

Ankara Onur Yürüyüşü'nde ne oldu?

İslamcı grupların Hacı Bayram Camii ve Kuğulupark’taki linç ve nefret çağrılarına izin veren polis 5 Temmuz 2022’de 2. Ankara LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne saldırdı.

2. Ankara Onur Yürüyüşü'nün düzenleneceği Kuğulu Parkın etrafı yürüyüş öncesi polis araçlarıyla çevrelendi. Gazeteciler alandan zorla uzaklaştırıldı. "Şova izin vermeyeceğiz" diyerek parktaki LGBTİ+'ları dışarı çıkardı.

LGBTİ+'lar tüm engellemelere rağmen Onur Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi. Tunalı Hilmi Caddesi’ne bağlanan sokaklardan, “Nefrete inat, yaşasın hayat” sloganları yükseldi.

Daha toplanma başlamadan bir LGBTİ+ aktivistini gözaltına alan polis, yoğun biber gazı kullanarak 42 kişiyi gözaltına aldı. Ters kelepçe işkencesi uyguladı. Gözaltına alınanlar Emniyet'teki ifadelerinin ardından 6 Temmuz sabah saatlerinde serbest bırakıldı.

Polis saldırısında Mezopotamya Ajansı'ndan gazeteci Emel Vural'ın yüzüne biber gazı sıkıldı. Polis, KaosGL.org muhabiri Aslı Alpar'a da saldırarak bacağından yaraladı.

LGBTİ+’lar saldırılar öncesi Tunalı Hilmi Caddesi’nde birçok farklı grup halinde yürüdüler. Kennedy Caddesi ve Bestekar Sokak’ta polis darp ederek LGBTİ+’lara saldırdı. Ankara Onur Yürüyüşü basın açıklaması Tunalı Hilmi Caddesi'nde yürünerek okundu. Öte yandan, LGBTİ+ düşmanı İslamcı gruplar da LGBTİ+’lara saldırmaya kalkıştı.


Etiketler: insan hakları, onur yürüyüşü, dava
2024