27/04/2021 | Yazar: Belgin Günay

İnterseks dosyamızda konuğumuz kendi deyimiyle “belalı civciv” Yasemin. Yasemin’le interseks olmayı, çocukluğunu, bugününü ve yaşlanmayı konuştuk: Biraz belirsizlik, biraz heyecan, filtresiz bir dil ve sömürü, şiddet ve ayrımcılığın olmadığı bir dünya hayali…

Yasemin: Kendimi en çok belalı civcive benzetiyorum Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İnterseks yoldaşım ve “sendromdaşım” Yasemin ile güzel bir röportaj yaptık. Aslında biz de henüz birbirimizi yakından tanımıyoruz ama kendisi sorularımı cevaplama nezaketini gösterdi. İnterseks birbirinden çok farklı genetik, hormonal, fiziksel ve başka durumları altında toplayan bir şemsiye terim. İntersekslerin ortak noktaları bedensel olmaktan çok geçmişteki ortak deneyimlerde ve ortak travmalarda bulunuyor ancak bazen böyle aynı bedensel duruma sahip olduğumuz insanlarla da karşılaşabiliyoruz. Birbirimize ses vermek, paylaşmak, birbirimizi desteklemek her şekilde çok değerli.

“En çok kendimi o ‘belalı civciv’ ismiyle bilinen görsele benzetiyorum. Pamuk gibi yumuşacık biriyim ama aynı zamanda ayrımcılık ve şiddete karşı pençelerimi çıkarmaya her an hazırım” diyor. Ben de kendisine “Şiddetin ne hoş, ne güzel şefkatin” diye Levent Yüksel’in şarkı sözüyle cevap verip yaşımı belli ederken, Yasemin’in adıyla bundan sonra interseks aktivizminde çok daha sık karşılaşacağınıza eminim.            

Pandemide ilaçlara erişim

Pandemi hayatını nasıl etkiledi?

Oldukça olumsuz. Zaten var olan yalnızlık hissim, pandemi sürecinde sosyal destek sistemlerime ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimimin sekteye uğraması ve artan LGBTİ+ nefreti gündemi ile birleşince, pandemi ve sosyal izolasyon çok kolay bir süreç olmadı. Ancak evden çalışabildiğim ve geçinebildiğim için, tek yaşama imkanım ile risk grubumdaki sevdiklerimle mesafeli durup onları zor bir duruma sokmadığım için nispeten şanslı ve ayrıcalıklı bir konumdayım da diyebilirim.

Pandemi nedeniyle bir interseks olarak bununla ilgili ihtiyaçların noktasında (hormon ilaçları vs.) ya da genel tıbbi ihtiyaçların noktasında bir erişim zorluğu yaşadın mı?

Ergenliğimden beri kullandığım hormon ilaçlarının (şu anda da yalnızca 26 yaşındayım) veya muadillerinin bir süredir Türkiye'de satışı yoktu. Bir senelik toplamı yalnızca 20 küsur İngiliz Sterlini veya Avro'ya bir şekilde temin edebiliyordum ve cebimden karşılayabiliyordum. Ancak pandemide bu pek kolay olmadı: kısa bir süre kullanamadım ve fiziksel ağrılarım oldu. Ardından tekrar 1 senelik bir ilaç teminim oldu ve hala 4,5 aylık ilacım bulunuyor. Pandemide ilaçlar zor temin edildiği için 1-2 ay içerisinde tekrar temin etme yollarını araştırmaya başlayacağım. Ancak artık insanlar yurtdışından Türkiye'ye geldiği için tekrar ilaçsız kalacağımı düşünmüyorum.

Gelir ve çalışma durumunda pandemi nedeniyle bir değişim oldu mu?

Pandemide işsiz kalmamanın yanı sıra yeni bir iş imkanım da oldu. Pandemi sırasında iş değiştirdim ve hem uzaktan çalışmaya başladım, hem de gelirimde hafif bir artış oldu. Hem LGBTİ+ alanında çalışmanın, hem bir süredir bu alanda emek vermenin, hem benim çalışmalarımı gözlemleyen insanların desteğinin, hem de şansımın birleştiğini düşünüyorum. Yine de hem LGBTİ+ hakları alanında hem başka alanlarda işsiz kalan/olmaya devam eden çok fazla kişi de gözlemledim. Umarım onlar da emeklerinin karşılığını alıp daha rahat geçinmeye başlarlar.

“En çok derslerde olumsuz etkilendiğimi hatırlıyorum”

İnterseks olmak okul hayatını nasıl etkiledi?
İlginçtir en çok derslerde olumsuz etkilendiğimi, hatta tetiklendiğimi hatırlıyorum. Her zaman sadece iki cinsiyet olduğu öğretildi. Biyoloji derslerinde hep ikili cinsiyet sistemi ve üreme odaklı bir eğitimimiz oldu. Gerçekten rahatsız hissettiğimi hala çok net hatırlarım. Bunun yanı sıra henüz 15-16 yaşlarında olan biri olarak cesaretimi toplayıp lise dersinde kendi kromozom varyasyonumu anlattığımda, “Bakın öğretmenim her zaman sizin öğrettiğiniz gibi olmuyor, mesela bakın bende böyle bir durum var” dediğimde, lise öğretmenimizden “Hayır, bu mümkün değil, bizi oyalama” gibi bir cevap almıştım. Hem de İstanbul’da bilindik bir koleje gitmekteydim.

Arkadaşlarım beni farklı olarak gözlemliyordu ve ufak bir arkadaş çevrem vardı. Ancak sol gözümün şaşı olması, aseksüel spektrumunda olup romantik önemsememem, sosyal durumlarda gerginlik hissetmem vb. durumların da bunda etkisi olduğundan eminim. İki yaşında kozmetik tıbbi müdahaleye maruz bırakılmamdan ve çocukluktan beri hormon “tedavisi” uygulanmasından dolayı rahatça kız/kadın atanabilen biriydim her zaman. Bu yüzden “Acaba bu kişi hangi cinsiyetten?” gibi bir “rahatsızlık” hissi gözlemlemedim hiç etrafımdakilerde. Yine de 3 yaşından beri toplumsal cinsiyet normlarına uymadığımı ve bunun kesinlikle sosyalleşmemi olumsuz etkilediğini ve insanların bu “tuhaflığımı” hem yüzüme hem de kendi aralarında yargıladığını biliyorum.

“Kendimi ‘azınlık fazla mesaisi’ yaparken buldum”

İnterseks olmak iş hayatını nasıl etkiledi?

Kendimi “azınlık fazla mesaisi” yaparken buldum. Çok fazla kişiye neden “Hanım” veya “Bey” olmadığımı açıklamam gerekti. Özellikle akademide çalıştığım dönemde ya bilgilendirici bir roldeydim ya da ayrımcılığa uğranan ve dinlenmeyen bir konumdaydım. Her türlüsü epey yorucuydu. Ardından LGBTİ+ alanında tam zamanlı çalışmaya başladığımda biraz daha rahatlık hissettiğimi hatırlıyorum. LGBTİ+ hareketi her zaman interseksleri dahil etmese de kimseye “İnterseks nedir?” demek zorunda kalmıyordum. Sadece “İnterseksler de var, unutmayalım” demek durumunda kalabiliyordum. Bu bile benim için maalesef olumlu bir gelişmeydi.

İnterseks olmak özel hayatını ve ilişkilerini nasıl etkiledi?

Ailem interseks olma durumumu benden sakladığı için onlarla ilişkim maalesef kesinlikle olumsuz etkilendi. Bunun yanı sıra insanlara kısır/üremeden “yoksun” vs. olduğumu söylediğimde neredeyse her zaman aşağıdan bakan bir acıma duygusu ve çocuk sahibi olma yöntemleri ile ilgili önerilerle geldiler. Söylemediğim zaman ise herkes bir kadın olduğumu, cis (interseks ve/veya trans olmayan) bir erkekle evleneceğimi ve çocuk sahibi olacağımı varsaydı. Bu tepkiler benim için yorucu oldu.

Bir interseks olarak özel hayat kavramı senin için ne ifade ediyor?

İnsanların benim hakkımda herhangi bir atamada/varsayımda bulunmaması ve uygun yakınlığımız ve ortam olmayan durumlarda kişisel sorular sormaması anlamına geliyor.

Ekonomik durumun nasıl? Bu konuda kişisel çabalarından bahseder misin?

26 yaşındayım. Yaklaşık 22-23 yaşlarımdan bu yana kendim geçiniyorum. Atanmış ailemi sevsem de ilişkimizde her zaman güvende hissetmediğim için ekonomik durumum konusunda çok çabaladım ve kendim geçinebileceğim ve ailem ile yaşamamı gerektirmeyecek eğitim ve meslek yollarını ön plana çıkaracak şekilde kararlar verdim. 18 yaşından itibaren çalışmaya başladım. Ardından lisansüstü ders ve araştırma asistanı ve sınav gözetmeni olarak gelir elde edeceğim yüksek lisans programını seçtim. Ardından aslında alanım olmayan medya sektöründe çalışarak geçindim. Elbette çeşitli ayrıcalıklarım vardı ancak kendim geçinebilmek için de özellikle çok çabaladım.

Eğitim durumun nedir?

Yüksek lisans tamamladım. Bu süreçte cinsiyet ve yönelim temelli mobbing’e maruz kaldığım için yakın zamanda doktora yapmayı düşünmüyorum.

Mesleğin nedir?

Unvanım uzman psikolog, şu anki pozisyonum ise KaosJel’de İzleme ve Değerlendirme Sorumlusu.

“Biraz belirsizlik, biraz heyecan…”

Bir interseks olarak yaşlanmak senin için ne ifade ediyor?

Biraz belirsizlik. Biraz heyecan. Bilemiyorum. İlerleyen yıllarda daha çok şey ifade edeceğine eminim. Ama daha çocuklukta yaşadıklarımı yeni atlatıyorum, çok bunu düşünemiyorum.

Bir interseks olarak çocukluk senin için ne ifade ediyor?

Hem patolojize edilen interseks kimlikle hem de kör doğduğum için bana öncelikle hastalık, hastane, üzerine titrenme, bir baloncuk içindeymiş gibi kısıtlanarak yetiştirilmeyi hatırlatıyor. Ardından ben 12 yaşına girmeden vefat eden anneannemin sevgisini.

Bir interseks olarak gençlik senin için ne ifade ediyor?

O zamanlar kendi kimliklerimi bilmediğim için tam anlamlandıramadığım bir farklı/değişik/tuhaf olma hissini çağrıştırıyor.

Geleceğe dair hayallerin neler?

Hayatta kalmak, sevdiklerimle keyifli vakit geçirmek. Bir de hem kendimin hem sevdiklerimin mümkün olduğu kadar sağlıklı olması.

Hobilerin, ilgi alanların, yapmaktan hoşlandığın şeyler neler?

Aktivizm sosyali bir insanım: sokak aktivizminden akademik panellere farklı eylemler düzenlemek genelde bana keyif veriyor. Tabi bazen tükenmişlik hissine yol açabiliyor. O yüzden başka şeyler de yapmayı; hem sürdürülebilir bir aktivizm yürütmeyi hem de rahat veya güvende hissetmediğim alanlardan uzaklaşmayı öğrenmeye çalışıyorum. Sanırım sıkıcı bir insanım çünkü en çok yemek yemeyi, su ve soda içmeyi, ılık bir duş almayı, yorganıma sarılarak uyumayı, komedi ve bilgi yarışmaları izlemeyi, Türkçe Pop dinlemeyi ve soğuk espriler yapmayı/duymayı seviyorum. Tabi bir de bunlardan uygun olanları rızası olan sevdiklerimle yapmaktan hoşlanıyorum. Öyle özellikle yaparım dediğim bir becerim yok – ama isterseniz size izlediğim YouTube belgesellerinden veya psikoloji eğitimimden aklımda kalan gereksiz bilgiler, sunabilirim.

Kendini nasıl bir insan olarak tanımlarsın? (utangaç, açık, arkadaş canlısı, evcimen / sokak sever, depresif, neşeli...)

Şimdi ruh sağlığı uzmanı olarak belki bu benzetmeyi yapmamam lazım, ahahah, ama en çok kendimi o “belalı civciv” ismiyle bilinen görsele benzetiyorum. Pamuk gibi yumuşacık biriyim ama aynı zamanda ayrımcılık ve şiddete karşı pençelerimi çıkarmaya her an hazırım. Araştırmacı ve detaylara bakmayı seven bir düşünce yapım var. Pek filtresi olmayan bir dilim var. Bunun dışında ufak ama çok yakın olduğum bir sosyal çevrem var. Kimisi partnerim, kimisi dostum, kimisi seçilmiş ailem, kimisi hepsi birden. Hepsinin yeri çok değerli. Bu zamana kadar onlar sayesinde geldim. Tabi bir de beni toplumun “marjinal” olarak tanımlamasına sebep olacak ondan fazla da kimliğim vardır ahah.

Psikolojik yardım aldın mı? Aldıysan fayda ya da zarar gördün mü? Bu alandaki profesyoneller sana nasıl davrandı?
İki uzmandan psikoterapi aldım. Fayda da gördüm zarar da, ama genellikle fayda gördüm. Uzun dönem gittiğim terapistim Gözde Mumcu Cinek, her psikoterapist insan olduğu için arada sürçü lisan etse beni olumlayıcı ve doğrulayıcı bir noktadan; bana bireysellik ve otonomi kazandıracak ve yaşam kalitemi arttıracak bir şekilde yaklaştı. Deneyimlerime saygı duydu. Söylemlerinde dikkat ettiği çok ufak şeyler bile benim için çok değerli ve iyi hissettiriciydi. Yine “LGBTİ+ dostu” diye araştırarak gittiğim başka bir psikolog maalesef interfobik, orospufobik, femfobik, bi+fobik söylemlerde bulundu ve kendisi ile çok uzun süre devam edemedim.

Yine iki adet psikiyatriste gittim. İlki yalnızca 10 dakikalık randevu aralıklar verdiği ve beni dinlemediği için onun verdiği ilaçları kullanmakta rahat hissetmedim. Verilen tıbbi önerilerin danışanı anladıktan sonra verilmesi gerektiğine inanıyordum. Bu sebeple ücretsiz gitme imkanım olan diğer psikiyatriste yönlendirilmeyi rica ettim. Kendisi beni dinledi, ama beni anladığını veya interseks kimliği hakkında bilgisi olduğunu hiç hissetmedim. Açıkça ayrımcı bir şey demese de faydalı bulduğum bir şey de demedi, ve birden fazla seansta deneyimlerimi küçümsediği duygusuna kapıldım. Aynı zamanda toplumsal cinsiyet rollerini yeniden üreten ve milliyetçi bazı söylemlerde bulunduğu için tamamen rahat hissedemedim. Şu an başka bir psikiyatriste gitmeyi düşünüyorum.

“Çocukken yaşadığım travmaların hâlâ üzerimde olumsuz ruhsal etkileri olduğunu düşünüyorum”

Post travmatik stres bozukluğu yaşıyor musun / yaşadığını düşünüyor musun? Bilmiyorum. Tıbbın tanı kategorileriyle pek aram yok. Ama çocukken yaşadığım travmaların hala üzerimde olumsuz ruhsal etkileri olduğunu ve hepsini içimde “çözmemim” ömür boyu bir süreç olacağını düşünüyorum.

Umutların ve beklentilerin var mı, neler?

Olmaz olur mu. Tamamen farklı bir dünya umut ediyorum. Varolan dünyayı yıkıp yerine brokoli ekmek istiy- pardon araya ufak vegan şakalar kaçtı ahah. Şaka bir yana bütünleşik kesişimsel bir hak mücadelesine inanıyorum. Sömürü, şiddet ve ayrımcılığın mümkün mertebede olmadığı bir dünya hayal ediyorum. Bu umutla yaşama tutunuyorum.

Arkadaşların daha çok hangi kesimden?

Vegan, anarşist/sosyalist ve LGBTİ+.

Arkadaşlık senin için ne ifade ediyor?

Güven ve huzur.

Hangi interseks durumuna sahipsin? 

Turner sendromu. Spesifik olarak mosaik turner sendromu. Hatta “Mosaik” turner sendromu olduğu için kendimi bir süre “çakma interseks” sanmıştım ama sonra benim de geçerli olduğumu içselleştirmeye başladım.

Hangi tıbbi istismarlara maruz kaldın?

İki yaşındayken gerekli olmayan/kozmetik tıbbi müdahale (gonadal ameliyat). Ergenlik öncesi ve ergenlikte sekiz sene günlük hormon iğneleri. Reşitlikten itibaren hormon ilaçları.

Ameliyat olduğumu ve hormonların hormon ilacı olduğunu, benim “hastalık” sandığım durumun ne olduğunu kendi kişisel belgelerimi ailemden çalıp bakarken 15 yaşına girmek üzereyken öğrendim. Bu durumun interseks olduğunu da bundan birkaç sene sonra anladım. Hormon iğne ve ilaçlarının hep hayatta kalmak için gerekli olduğu söylenmişti ve bebeklikteki tıbbi müdahaleden hiç bahsedilmemişti. Hem müdahaleler hem de bunların gizlenmesi Türkiyeli ve yabancı doktorların önerisi üzerine yapılmıştı. Gerekli olmadığı halde önceden hormon “tedavisine” başladığım için, bırakırsam meydana gelebilecek çeşitli komplikasyonları ve sağlık durumlarını (örn. kemik erimesi) önlemek adına 50li yaşlarıma kadar kullanmaya devam etmek durumundayım. Burada anlayabileceğiniz gibi farklı ülkelerden birçok doktorun, toplumsal normların, eğitim sisteminin ve ailem ortak etkisi var. Ben de 1995 yılında bir ebeveyn olarak farklı kararlar vermeyebilirdim. Ancak artık yavaş yavaş bilinç artıyor ve çok daha fazla kaynağa sahibiz.

Dosyadaki diğer içerikler:

İnterseks Genital Mutilasyonu (IGM) nedir?

Irene Kuzemko’dan Türkiyeli intersekslere: “Yalnız değilsiniz!”

İyi bir ilk adım: Almanya interseks ameliyatlarını yasakladı ancak yasal boşluklar var

İnterseks çocuklara tıbbi müdahaleler çocuk istismarıdır


Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık
İstihdam