01/03/2023 | Yazar: Kaos GL

ÜniKuir; uzaktan eğitim kararının LGBTİ+’ları karşı karşıya bıraktıklarını, “Kampüsten Uzakta” dosyasında öğrenciler ve akademisyenlerle birlikte ele alıyor.

“Yüz yüze eğitim, öğrencilerin mevcut sosyal destek mekanizmalarını etkin bir şekilde kullanabilmelerinin tek yolu” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Üniversiteli Kuir Araştırmaları ve LGBTİ+ Dayanışma Derneği (ÜniKuir), Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) “uzaktan eğitim” kararının ardından; “Kampüsten Uzakta” serisiyle LGBTİ+’ların YÖK kararın ardından neler yaşadıklarını, uzaktan eğitimi nasıl değerlendirdiklerini ve bir lubunya olarak aile evine dönmenin kendileri için ne anlam ifade ettiğini paylaşmaya başladı.

“Devletin yurttaşlara sunmak zorunda olduğu eğitim ve barınma, birinden birini tercih etmeye mahkum bırakılacak haklar değildir. Öğrencilere yurtlarını geri verin, depremzedelere en uygun şartlarda yaşam alanları sağlayın. Tek bir yol bile denemeden aldığınız bu karardan hemen, bugün dönün!” talebini yineleyen dernek dosyada akademinin öğrenciler dışındaki bileşenlerinden kararı yorumlamalarının isteneceğini de duyurdu.

TIKLAYIN – “Bilgisayarlarımızın üstündeki stickerlara kadar her şeyi gizlemek zorunda kaldık”

TIKLAYIN – “Bir hafta içinde iki kez yurttan atılmak çok yıpratıcı bir süreçti”

“Kampüsten Uzakta” dosyasının üçüncü anlatıcısı Ar. Gör. Gökhan Kabacaoğlu oldu:

“Öğrencileri barınma krizinin orta yerine bırakan yurtların boşaltılmasını ve uzaktan eğitim kararını bu kez bir akademisyen, Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında çalışan Gökhan Kabacaoğlu değerlendiriyor. Hacettepe Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Kabacaoğlu değerlendirmesine, Türkiye’deki eğitim alanındaki çarpıklığı sorgulayarak başlıyor:

‘Öncelikle Türkiye’de eğitimin öteden beri bilimsel ilkeler doğrultusunda ele alınmadığı ve profesyonel bir alan olarak görülmediği tespitini yapmak gerek. Amiyane tabirle ipini koparanın eğitimci sıfatını kendine yakıştırabildiği, eğitim üzerine ahkam kesebildiği ve hatta eğitim politikaları ve uygulamalarıyla ilgili karar verici konuma gelebildiği bir ülkede yaşıyoruz. Eğitim alanı, bilimsellik ve profesyonellik ilkelerinden uzak insanların elinde gerçek etki yaratabilecek bir araçtan ziyade ‘-mış gibi yapmanın’ yeterli görüldüğü alelade bir uğraşı halini alıyor. Dolayısıyla eğitimin niteliğinin önemsenmediği bu tür kararların kolaylıkla alınabilmesi sürpriz değil.

Üniversite, öğrencilerin çok çeşitli açılardan uyum sürecine ihtiyaç duydukları bir ortam. Zira üniversiteye başladığınızda, aldığınız eğitimin içeriğinden bir arada olduğunuz insanlara, fiziksel çevrenizden rutinlerinize kadar hayatınızdaki pek çok unsur radikal bir biçimde değişiyor. Yüz yüze eğitimin sık ve uzun sürelerle kesintiye uğraması bu uyum sürecini baltalayan bir etkiye sahip. Aynı zamanda kampüs yaşamından uzak kalmak öğrencilerin motivasyonunu da oldukça olumsuz etkiliyor. Bu olumsuz etkiler bazı öğrenciler için yüz yüze eğitime geri dönüldüğünde dahi uzunca bir süre devam edebiliyor. Tüm bunları pandemi sırasında ve sonrasında ilk elden deneyimledik. Uzaktan eğitim kararına bu seviyede karşı çıkılmasında bu olumsuz deneyimin de büyük etkisi var.’”

Gökhan Kabacaoğlu'nun paylaştıklarının tamamını buradan okuyabilirsiniz.


Etiketler: yaşam, eğitim
İstihdam