22/06/2023 | Yazar: Gözde Demirbilek
Dünyanın yaşayan en para zengini insanı olan Elon Musk’a göre Twitter’da “cis” ve “cisgender” kelimelerini kullanmak hakaret.

Dünyanın yaşayan en para zengini olan Elon Musk, gücünü transfobiyi yükseltmek için kullanmaya devam ediyor.
Musk dün sabah, 2022 yılının Nisan ayında 44 milyar dolara satın aldığı sosyal medya platform devi Twitter’da “cis” ve “cisgender” kelimelerini kullanmanın hakaret olarak kabul edildiğini söyledi. Üstelik bunu, ideolojinin toplum üzerindeki etkisine ve çocukların korunmasına odaklandığını iddia eden bir terapistin paylaştığı tweet üzerine söyledi.
James Esses isimli terapist “cis” kelimesini reddettiği için translar tarafından yığınla mesaj aldığı iddiasında bir tweet attı:
“Dün ‘cis’ kelimesini reddettiğimi ve bu kelimeyle anılmak istemediğimi belirten bir tweet attıktan sonra, trans aktivistlerin bana ‘cissy’ diye hitap ettiği ve beğensem de beğenmesem de ‘cis’ olduğumu söyleyen yığınla mesaj aldım. Bir de bu durumun tersine döndüğünü hayal edin.”
Aslında sosyal medya platformlarını kullanan bir transsanız hayal etmenize gerek yoktur; James Esses’in yeni bir durum gibi hayal ettirmek istediği tablo, transların sosyal medya platformlarında çeşitli görselleştirme ve benzetmelerle maruz kaldığı zorbalığın ta kendisidir.
James Esses’in tweetine Onur Ayı’nın başlamasıyla birlikte transfobik medya ürünlerini ücretsiz tanıtmaya başlayan Elon Musk’tan şöyle bir cevap geldi:
“Herhangi bir hesaba karşı tekrarlayan ve hedef alan taciz, taciz eden hesapların geçici süreliğine askıya alınmasına sebep olur. ‘Cis’ veya ‘cisgender’ kelimeleri bu platformda hakaret olarak kabul edilir.”
“Cis” ne demektir?
Tıpkı heteroseksüellerin dünyanın kendilerinden ibaret olmadığını fark ettiklerinde kendilerini “heteroseksüel değil normal” olarak tanımlamaları gibi cisgender kişilerin “cis” kelimesini kabul etmediklerini, dahası “hakaret” olarak adlandırdıklarını görmek şaşırtıcı değil.
‘Cis’i açıklamadan önce ‘trans’ kelimesine (bizde trans önceliklidir ablacığım, natrans ondan sonra gelir), TransTech Social Enterprises’ın kurucusu Angelica Ross’un “transgender” kelimesinin tarihini anlattığı videoda söylediklerine bakalım:
“‘Trans’ın Latincede basitçe ‘karşıya geçen’ olduğunu açıklamak için harika bir zaman gibi görünüyor, ‘aynı tarafta’ anlamına gelen ‘cis’in aksine. Örneğin, transparan kelimesi Latince ‘parere’den gelir ve hep birlikte diğer taraftan görünmek anlamına gelir. Aynı zamanda şeffaf anlamı taşır.
Peki, söz konusu cinsiyet olduğunda bu ne anlama gelir? Oldukça basit: Ya trans şemsiyesi altına girersiniz ya da cis olursunuz. ‘Transgender’ pek çok anlama gelebilir, dolayısıyla şemsiye terimdir; cis tek bir anlama gelir, yani doğumda size atanan iki cinsiyetten kadın veya erkek ile uyumlu olmaktır.”
Ben, non-binary bir trans olarak Angelica Ross’un bu tanımını yeterli ve yerinde buluyorum:
“Sonuçta, ‘transgender’ hem bir kavramı hem de bir dizi belirli kimliği ifade eden bir kelimedir. Günümüzdeki en geniş kullanımında trans, atanan cinsiyetin sınırlarını aşmak anlamına gelir.”
Onur Ayı bitmez canikom
Sosyal medya platformu devini satın aldıktan sonra transfobik paylaşımlarını cinsel yönelim aktivistleri ile cinsiyet kimliği aktivistlerinin ayrılması gerektiği çağrılarıyla sürdüren Elon Musk, Onur Ayı başlarken aşırı sağ – muhafazakar medya şirketi The Daily Wire’ın “toplumsal cinsiyet ideolojisi karşıtı” (Yukarıda, hatırlarsınız, James Esses de ‘ideoloji etkisinden çocukları koruma’ iddiası taşıyordu) “What is a Woman?” belgeselini 144 milyon takipçisine tanıttı.
Belgesel ile ilgili söyleyecek çok bir şey yok çünkü izlemedim. 90 dakika boyunca kadının ne olduğunu transfobik yönlendirmelerle anlatan bir videoyu izlemek yerine trans arkadaşlarımın kendilerini anlattığı videoları 90. kez izlemeyi tercih ederim (aynı zamanda yönelirim). Ancak, bu belgeselin aşırı sağ – muhafazakar bir şirket tarafından yapıldığı bilgisi yeterli gelmiyorsa biraz da belgeselin anlatıcısı Matt Walsh’ın transları görüşme öncesi müttefik gibi kandırarak kayda aldığına, cinsiyeti onaylayan bakımın sadece çocuklar için değil tüm yaştan insanlar için yasaklanması gerektiğini düşündüğüne, köleliği yanlış insanlar tarafından yapıldığı için yanlış bulduğuna, yerli halkların hasta edilerek soykırım edilmesini desteklediğine ve hatta bu soykırımı tarihin en şanlı başarısı olarak gördüğüne değinebiliriz.
Matt Walsh’ın queerlere açtığı savaşta fobik medya içeriği üretimi için transları nasıl kandırdığına ayrıntılı değinmemize gerek yok. The Daily Wire’ın da merkezi olan ABD’de sadece bu yıl 450’nin üzerinde trans düşmanı yasa geçmişken, Türkiye’den Twitter kullanıcıları olarak başımızdaki türlü belalarla uğraşırken Elon Musk’ı engellemek ve yazdıklarını görmemek elbette kafa sağlığımız için oldukça haklı bir seçenektir.
Sonuçta ben de bu yazıyı oldukça alık bir lubunya olarak nefrete ayık kalabilmek için yazdım. Belki de Twitter’dan görüp okuduğunuz bu yazı, o platformdan kaldırılır – belki birkaç yıla Elon Musk kimin ebeveynliğini üstlenmeye giriştiğini hatırlar ben bu yazıyı hatırlatan başka bir yazı yazarım (bu işler belli olmaz).
Belli olan tek bir şey var, translara güveniyorum; birlikte yaşamı savunurken yaşamımızın devamı için ne istediğimizi biz konuşabiliriz. Yarın öbür gün Twitter gider, başka bir yer gelir (zaten elindeki bunca güce rağmen nefret söylemini engellemeyi beceremeyen bir platformun sözde kapsayıcı politikaları vitrindir). Travesti çocuğuyuz, her yerde konuşur her yerde paylaşmaya devam ederiz.
Haydi görüşürüz.
Etiketler: medya