12/01/2016 | Yazar: Yıldız Tar

Kaos GL’den dev hizmet: LGBT bloglarını araştırdık, sizler için 7+1 tanesini derledik, hem de konulu!

Kaos GL’den dev hizmet: LGBT bloglarını araştırdık, sizler için 7+1 tanesini derledik, hem de konulu! Aşk, ter, gözyaşı, hırs, öfke, sevinç, haset… Hepsi burada!

Blog, yani sanal alemin günlüğü. Blogger da bu günlüğü tutan kişiler. Bloglar hayatımızın o kadar parçası oldu ki köşe yazarlarının pabuçları dama bile atılabilir. Bazı köşe yazarları çoktan blogger olmaya başladı bile.

Blog dünyası kendine has kuralları olan, egzotik bir yer. Büyük bir habercilik başarısına imza atıp o dünyayı keşfettik. Ne badireler atlattık bir bilseniz! Somurtkan bloggerlardan, XXX fotolu sayfalara bu gözler neler gördü neler…

Egzotik şakası bir yana birçok blog bugünlerde bilgi alma, hayatını paylaşma, kendine benzerleri bulma, benzemeyenlerle karşılaşma, tartışma, kavga etme işlevini fazlasıyla yerine getiriyor. Klasik anlatı formları eskidikçe, eskilerin hikaye anlatıcılığını anımsatan ama kendi dilini oluşturan bloglar daha da önem kazanıyor. Öyle ki bloggerların, bazı ülkelerde devrim yaptıkları söyleniyor. Yine bazı ülkelerde iktidara muhalif bloggerlar tutuklanıyor, basın özgürlüğü denen kavramın sınırları genişliyor.

Biz de hiç üşenmedik, günü geldi uykusuz kaldık ve KaosGL.org okurları için Türkçe yayın yapan LGBT içerikli blogları araştırdık. Seçtiğimiz 7+1 tanesini de bu yazıda bir araya getirdik. Daha fazlasını görmek isteyenleri blogların bloğu LGBT Blog sayfasına, “Oraya bakarım da hele bir şu seçilenleri göreyim” diyenleri ise aşağıya bekleriz. Korkmayın, bloggerlar ısırmaz! (Siz istemediğiniz sürece)

1. Gay Kedi

Bu yazıyı hazırlayan editörünüz olan bendenizin en sevdiği bloglar arasında yer alan Gay Kedi artık bir efsaneye dönüşmüş durumda. Öyle ki hakkında sözlüklerde başlıklar mı açılmadı, yazarını bulmak için “Lubunya Seferleri” mi düzenlenmedi. Gay Kedi en son 2014 yılında güncellenmiş ve yazarı sırra kadem basmış olsa da hâlâ bir vaha.

Bulgaristan göçmeni, İstanbul'da kendi halinde, ailesiyle yasayan bir geyin gündelik hayatı üzerine sıklıkla eğlenceli bazen de duygusal yazılarından oluşan Gay Kedi, ilişkilerine değinmeden de geçemiyor. Son aşkıyla en son yazdığına göre 7 yılı deviren Gay Kedi’nin neden artık yazmadığı bilinmiyor. Aşkı bulan bloggerlığı bırakıyormuş diyorlar ama bilemeyiz belki bu yazıdan sonra bizi kendisinden mahrum bırakmayı bitirir sevgili Gay Kedi.

Gay Kedi’nin en sevdiğim yazısı ise babasına açılma hikayesini konu alıyor:

“Gayler genelde ilk annesine ya da kız kardeşlerine falan söyler ama kız kardeşim yoktu annem bir depresyon geçiriyordu, sanırım menapoz dönemi falandı... Gözüme babamı kestirdim... benim merhametli böcek bile öldüremeyen, melek babam. Ama söylemek hiç kolay değildi bir kaç gün etrafında dolaştığımı ve bir kaç kez başbaşa kaldığımız halde söylemekten vazgeçtiğimi hatırlıyorum...”

Babasına nasıl açıldığını, filmler ve kitaplarla ilgili alıntıları merak edenleri şuraya alabiliriz: gaykedi.blogspot.com/

2. bir biseksüelin karmaşık hikayesi

Adı üstünde bir biseksüelimiz var ve onun karmaşık hikayelerini okuyoruz. 2009’dan beri yazan bir biseksüelin karmaşık hikayesi (bbkh) bazen sevinç bazen kalp acısıyla dolu birçok gününe okurları davet ediyor. bbkh bir yandan biseksüelliğini paylaşıyor, bir yandan da ilişkilerini anlatıyor. Bu blogta çok fazla politik cümle, aktivizm ya da doğruyu bulmayı beklemeyin. Biraz heyecan, biraz gözyaşı, bol bol samimiyet arıyorsanız doğru yerdesiniz.

Baştan uyarayım bbkh’nin netflix dizileri gibi kendine bağlama özelliği var. Hiç farkında olmadan yeni yazısını beklerken heyecanlanabilir, hatta belki kendisine öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan aşık bile olabilirsiniz. Son zamanlarda az ve öz yazılarından anladığımız kadarıyla zor bir dönemden geçen bbkh’ye selamlarımızı iletiyor ve “N’oldu o İtalyan” diye sorarak sizleri şuraya alıyoruz: http://biseksuel.blogspot.com/

“neyse geldi, bindi arabaya. önce dışarda yemek ısmarlamayı düşündüm ama sonra kendim birşeyler hazırlarsam daha mutlu olur diye düşündüm. neyse ki dolabı daha iki gün öncesinde doldurmuştum. bi de alışveriş işkencesi yaşatmadım adama :) birlikte yemek yaptık, salataya yardım etti. çalışırken onu izledim biraz. dayanamadım, sarıldım. öptüm kokladım. o sırada biraz yakınlaştık. ama açlık herşeyden güçlü bir his benim için :) yemek sonrası sahile indik. oturup tatlı yedik biryerde. sonra tekrar eve geçtik. sonrası kendiliğinden gelişti. sabaha kadar uyanıktık sanırım :) seks ya da başka şeyler bir yana bunca zaman sonra birine sarılıp uyudum. en güzeli buydu. pazar günü haliyle biraz geç kalktık. kahvaltı falan derken, evden çıkmamız ikiyi buldu. sonrasında birkaç görmesi gereken yeri gösterdim ve derken akşam oldu. arabada öpe koklaya bindirdim uçağa.

“içim ezildi o giderken. herşeyden önce çok düzgün bir adamdı karşımdaki. yalansız dolansız, dümdüz bi adam.”

3. Şeker Oğlan

Aman Şeker Oğlan yandım Şeker Oğlan, senin yüzünden sürekli film izler oldum, damda yatan oğlan…

Şeker Oğlan da blog camiasının tanınmış ve önde gelen isimlerinden biri. Film mi izlemek istiyorsunuz? Şeker Oğlan bilir. Gey bara gidesiniz geldi mekan mı arıyorsunuz? Kesin Şeker Oğlan daha önce gitmiştir. Azıcık ‘cinsel içerikli’ yazılar mı okuyasınız var? Şeker Oğlan yazmıştır muhakkak.

Biraz fikir versin diye “Kullanmasını Bilmeyene PENİS Verme Sen Ya Rabbim!” yazısından ufak bir alıntı:

“Uzunca bir zamandır cinsel hayatım askıda bekliyordu. Majör depresyondan yeni yeni çıkmaya başlayan ben libidomdaki artış neticesinde “SERPME kahvaltı” tabelalarını “SPERM kahvaltı” şeklinde okumaya başlamıştım. 56 aydır da elime erkek eli değmediği için seks yapma vaktinin geldiğini düşünüp icraata geçmeye karar verdim. Uzun lafın kısası geçen hafta birisiyle cinsi bir münasebetimiz oldu. Başta her şey yolundaydı. Güzel güzel öpüşüyor, ateşli ateşli sevişiyorduk.”

Şeker Oğlan şurada ikamet ediyor. Çekinmeyin, okuyun, yorum yapın: http://seker-oglan.blogspot.com/

4. Bir Lezbiyenin Günlüğü

Hem yaşıtım hem memleketlim (Bursa’nın etrafı dumanlı dağlar aman aman) Aslı, ‘biraz erotik’ bazen komik, sık sık öfkeli serzenişleriyle blog alemde lezbiyenlikle ilgili bir şeyler arayanların ilk adreslerinden. Kendisini şöyle tanıtıyor:

“Evet, ilk olarak beni merak ederek tıkladığınız için teşekkür ederim. Süslü laflarla pek anlatmayı beceremem o zaman direk lafa giriyorum.

İsmim Aslı.

Bursa, 1990 doğumluyum. Kendimi bildim bileli hem cinslerimden hoşlanıyorum. Bunun nedenini de açıklamak gerekirse Türkiye erkeğinin durumu ortada. Ne yazık ki her biri itici geliyor. Hoş başka ülkede olsaydım bu tercihim değişir miydi onu bilmiyorum fakat Türkiye’de ve bu hayatımdaki durum böyle.

Ailemi soracak olursanız onlarla bir sorun yaşamıyorum. Tercihlerime saygı duyuyorlar ve artık torun torba sahibi olmaktan vazgeçtiler. Hayatımı belki de en çok kolaylaştıran da bu oldu aslında. Bu arada blog üzerinden lütfen erkekler sarkıntılık yapmasın. Zira takılmayacaksınız. Bayanlara her zaman iltimas var :)

Genel olarak yaptığım bir şey yok. Genelde kızlarla dışarıda takılmayı seviyoruz. Bu blog, kişisel blog olarak hayatıma dair şeyleri paylaştığım bir platform. Evet biraz erotik dediğinizi duyar gibiyim. Ama erotizmi sevmeyen var mı?

Umarım keyif alırsınız.

Sevgiyle kalın…”

https://birlezbiyeningunlugu.wordpress.com/

5. veyve

“Hep blogspot hep wordpress, biraz çağı yakala, tumblr’dan bahset” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman sizleri veyvemilaketu ile tanıştırayım. Bloggerlığın kitabını yazan bu biseksüel arkadaşımız son zamanlarda ‘evli çift’ yaşantısı ile hayranlarını üzse de (beni üzüyor) blog dendi mi akla gelen ilk isimlerden.

veyve; eve asılan geyik desenli halı, bir miktar Anadolu kokusu, “arka sokaklar” şarkısını queer perspektiften yorumlamak isteyen bir düşündürürken güldürme makinası…

“yakarsa dünyayı birbirine sürtünen vajinalar yakar be dostlarım.” diyelim ve sizleri veyvenin gelin kaynana yarışması tadında bloguna alalım: http://veyvemilaketu.tumblr.com/

6. bir tırtılın değişim günlüğü

İstanbul, Ankara, Ege ve ülkemizin başka güzide köşeleri tırtıl’ın günlüğünde. Minik tırtıl çok geziyor, gezdikçe de yazıyor. Yetmiyor kendisine gelen sorulardan yazı çıkartıyor.

Azıcık mekan bakayım, tırtıl’ın sürükleyici diliyle yazdıklarından feyz alayım diyenler, bu blog kaçmaz: http://bir-tirtil.blogspot.com/

“Dün Facebook hesabım üzerinden miskin miskin nette gezinirken bir arkadaşımın “Sizce pasif olmak nasıl bir duygu, düşüncelerinizi alabilir miyim?” mesajı ile karşılaştım. Orada olabildiğince anlatmaya çalıştım ancak bu sorunun yanıtının bir post olmasının daha doğru olacağını düşündüm ve şimdi okuduğunuz bu satırları yazmaya başladım.”

7. Gayyor

Aynı zamanda Kaos GL yazarı da olan Emre Korlu’nun bloğu gayyor, eşcinsel bir trans erkeğin gözünden hayatı konu ediniyor. Çok yakından tanıdığınız yazarımızı tanıtmaya gerek yok belki ama o güzelim öykülerini bir de bloğundan okuyalım diyenler için: http://gayyor.blogspot.com/

“Hikâyelerimiz gittikçe kısalıyor mu? Kapının kapanıp açılması kadar ufacık bir an da mı olup bitiyor yitişler? Dalında daha güzel deyip bırakmak yerine koparılıp anı defterinin arasında bile saklanmıyor mu bazı güller?

Birkaç adım öteden katilin ayak izleri gözükür; uykudayken kolay öldürülürsün, ayaktayken zor...

Bazı katiller seksten sonra katletmeyi marifet sayar, bazıları ise daha yolun başında öpüşürken...

Yani, güller kelebeklerden önce ölür.”

+1: Ali Bey’e sevgiler: Hikayeci!

Listemizin kapanışı bir ciğer hikayesi. Hepimizin ciğeri Ali Bey’in seneler süren uğraşı: Hikayeci. Ali’yi kanserden kaybettik, bir lokma bir hırka bol muhabbet Ali Bey’den bize miras Hikayeci kaldı.

Hikayeci, cinsel şiddetten trans olma hallerine, hastane maceralarından iç dökmelere farklılıkları yok eden ikili cinsiyet (kadın/erkek) sistemine dil çıkarmanın Ali’cesi. Hikayeci öyle güzel bir şeydi ki onun için, hastanedeyken bile arkadaşları onun yazılarını girmeye devam etti. Bir beden gitti, bir ruh ve hikayeler kaldı bize…

http://hikayeci.livejournal.com/

“Ameliyat günü geldi, çattı! Aligül Arıkan olarak kayıt edildim. Öğleden sonra bir gibi alacaklardı. Odaya taşındık. Duyan geldi. Çok kalabalık. Şamata, gullüm gidiyor. Hastane kıyafetlerini giydim. Mavi renk. Jinekologa açılmak iyi oldu. Prof da, hastane personeli de gayet terbiyeli davrandı. Bazısı kayıtlardaki K (kadın) dikkate alıyordu. Bu yüzden Hanfendi, Aligül Hanım diyenler oldu ama çoğunluk dikkat edince (daha doğrusu dikkat ettirilince) çok da rahatsız olmadım. İlk defa TC kimlik no gereken yerde Aligül ismini kullanmıştım. Ters bir durum olsa, “kimlik” kanıtlamak gerekse ne olur düşünmedim değil. Fakat hastane kayıtlarına TC kimliğindeki isim, cinsiyet geçtiği için sorun olmazdı. Gönülden ise “geçişin hangi aşamasında olursam olayım, hatta hiç başlamamış olayım, devlet beyanıma göre versin erkek kimliğini” geçiyor. Aslında devletin vereceği mavi kimliği (erkek cinsiyeti), devletin kurumlarını ve onun verdiği kimliği tanıyan kurumları ikna etmek için ihtiyaç duyuyorum.”


Etiketler: yaşam
nefret