12/11/2008 | Yazar: Orhan A



Zaman gazetesinden ironik ve iddialı bir reklam serisi: ‘Yaftalamadan düşünün!’ Peki, uzun saçlı bir genç gördüğümüzde onun ‘satanist’ olduğunu düşündüğümüzü size kim söyledi? Eşcinselleri, ‘sapık’ ve ‘ahlaksız’ diye yaftalamaktan da vazgeçecek misiniz?

Eşcinselliği ‘sapıklık’ ve ‘ahlaksızlık’ şeklinde yaftalayan bazı yazarlarıyla dikkatimizi çeken Zaman gazetesi, ilginç bir reklam kampanyası başlattı: ‘Yaftalamadan düşünün!’ Peki, şimdiye dek bunu ne kadar başarabildiler? İşte bizlere yaftalamadan düşünmeyi öğretecek olan Zaman’dan birkaç yazı:

Zaman gazetesi’nde ‘(Din'in içi nasıl boşaltılır?) ‘Gay-Lesbiyen öğrenci kulübü’’ (20.04.07) başlıklı yazısında Bilgi Üniversitesi’nde kurulan Gökkuşağı LGBT Kulübü’nün açılmasını ve buna izin veren kurumların ‘demokrat’ tavrını eleştiren Alev Alatlı, dini referanslar vererek ‘eşcinselliğin’ tüm dinlerce nasıl yasaklandığını anlatıyor ve hemcinsel ilişkinin nasıl bu denli ‘normal’ göründüğünü anlamadığı söylüyor. Dünyadaki LGBTT hareketinin geldiği noktaya değinen Alatlı, LGBTT bireylere karşı oluşan olumlu değişimden duyduğu kaygıyı dillendirirken homofobisini dizginleyemiyor. ‘Normal’ denen şeyin ne olduğunu bir kere daha sorgulama ihtiyacı duyduğumuz yazısı bir yana ‘Lesbiyen’ yazmaktaki ısrarı bile ‘domateslik’. (Lambda, 2007)

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=529898

‘Eşkıya mı, Hamam mı?’ (25.09.97) başlıklı yazıda Oscar adaylığı seçimlerinde Hamam filmini genel ahlaka uygun bulmadıkları için eleyen Kültür Bakanlığı jürisini eleştiren sinemacılarla alay ediliyor. Ardından çağdaşlık kavramının yanlış bir tanımlaması üzerinden de ‘homoseksüellik’ ile ‘ahlak’ karşı karşıya getirilip; eşcinseller ‘ahlaksızlıkla’ itham ediliyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=482574&keyfield=65C59F63696E73656C2C20686F6D6F73656B73C3BC656C

Tuncer Çetinkaya’nın ‘'Aile sağlığı' diye liseliye eşcinselliği anlatıyorlar’ (16.03.2007) başlıklı haberinde ‘Aile sağlığı' adı altında 'eşcinsellik' gibi konuların anlatılması, sapık eğilimlerin normalmiş gibi sunulması, tepkilerin temelinde yer alıyor’ biçimindeki ifadelere yer verilmiş. Eşcinselliğin ‘sapıklık’ olarak nitelendiği bir örnek daha...

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=513984&keyfield=65C59F63696E73656C2C20686F6D6F73656B73C3BC656C

Ali Bulaç Zaman’daki ‘Eşcinseller, evlilik ve başörtüsü’ (01.06.05) başlıklı yazısında evliliği ‘kadın ve erkeğin üreme amacıyla bir araya gelmesi’ olarak nitelendirirken; eşcinsel evlilikler için ‘ahlaki ve mantıksal açıdan tutarsızdır’ diyor ve durumu evlilik kurumunun ‘istismarı’ şeklinde eleştiriyor. Eşcinsel bireylerin evlenme hakkına yönelik homofobik bir bakış açısı...

http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=178756&keyfield=65C59F63696E73656C

Belçika'nın Valon Bölgesi Eğitim Bakanlığı'nca homofobiye karşı mücadele amacıyla hazırlanan bir kitapta Mustafa Kemal’in tarihteki ünlü eşcinsel şahsiyetlerden biri olarak gösterilmesini aktaran haber ‘Belçika’dan Atatürk’e edepsiz yakıştırma’ (28.07.2007) başlığıyla sunuluyor. Böylece eşcinsellik ‘edepsizlikle’ özdeşleştirilmiş oluyor. Aynı konuda 29 Mart 2007’de çıkan haberin başlığındaysa ‘hakaret ayıbı’ ibaresi kullanılıyor.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=519834&keyfield=65C59F63696E73656C

Zaman gazetesi’nde şimdiye kadar yayınlanan bütün bu aşağılayıcı haber örneklerinin ve ele almadıklarımızın yanı sıra yeni reklam serisi için seçtikleri imajların kısa bir analizini yapmayı da ne kadar sığ bir stereotipleştirme / yaftalama örneği sergilediklerini göstermek adına faydalı buluyorum.

Solda uzun saçlı bir genç, kaşının kenarına kondurulmuş ‘satanist’ etiketiyle uzaklara bakıyor. Uzun saçlı bir genç gördüğümüzde onun satanist olduğunu düşündüğümüzü size kim söyledi? Biz böyle düşünmüyoruz, ya siz?

En sağda orta yaşlı, kır saçlı, kirli sakallı bir adam kocaman açılmış gözlerindeki anlamsız bakışlarla ve sıkı sıkı kapatılmış dudaklarının altındaki ‘yobaz’ etiketiyle karşımızda. Samanyolu TV’nin bilgilendirici televizyon filmi oyuncularından biri mi acaba? Yine de o etiketi oraya biz koymadık.

Son olarak ortada şık ceketli, çok etiketli bir bey görüyoruz ki; onun diğer karakterlerden farklı olarak kendinden emin bir ifade veren gözlükleriyle seyircinin gözünün ta içine bakması önemli bir ayrıntı. Bu ayrıntının bize düşündürebileceği bir nokta ise ortadaki karakter ile reklamı yapılan medya grubu arasındaki olası özdeşlikler. Zaten bu karakterin diğerleriyle kıyaslandığında yaftalanmaktan pek de muzdarip değilmiş gibi göründüğünü söyleyebiliriz.

Peki ama nedir bu yaftalamama derdi? Yaftalamak ile anlamak, anlamlandırmak arasındaki farka işaret etmek için şu örneğe bakalım; birileri tüm eylemleri ve düşünceleriyle emperyalizmi savunuyor ve biz de onlara ‘emperyalist’ diyoruz; yani ne olduklarını söylüyoruz, düşüncelerini anlıyoruz. Bunda ne sorun var acaba? Aynı reklam filminde yeşil gömlekli bir gence ‘anarşist’ etiketi yapıştırılmış bir kare de var. Bir insan anarşist olamaz mı yani? Anarşistlik illa da bir ‘hakaret’ olarak mı kullanılır? Ayrıca neden ‘anarşist’ etiketiyle ‘düşman’ etiketini aynı gencin üzerine koyuyorlar? Bunlar hep bir arada mıdır? Daha da önemlisi yaftalamamak hususunda bu kadar samimiyseler neden bir LGBTT bireyi de filme alıp üstüne daha önce haberlerinde yaptıkları gibi ‘sapık’ ya da ‘ahlaksız’ yazmamışlar?

Ha doğru ya onlara göre gerçekleri söylemek yaftalamak anlamına geliyor, hakaret etmekse hakikatin sözcülüğü! Bekleyelim ve görelim yaftalamadan düşünmeyi öğrenmişler mi, yoksa hâlâ homofobik olarak yaftalanmayı hakediyorlar mı?

İlgili Bağlantılar:

http://fotogaleri.samanyoluhaber.com/galeri/1920

http://fotogaleri.samanyoluhaber.com/galeri/1920/2

http://fotogaleri.samanyoluhaber.com/galeri/1920/3


Etiketler: medya
2024