23/01/2024 | Yazar: Pınar Eldemir

Bilgi sadece güç değil, aynı zamanda güçlenmektir de ve biz hem kendimizin hem de birbirimizin hikayesini yazmaya devam edeceğiz.

Queer deneyim haberciliği ve yerel medyanın önemi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Gündelik yaşantınıza baktığınız zaman özellikle haber okuma alışkanlığınız olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa haberlere maruz mu kalıyorsunuz? Sizce neye haber deniyor? Nelerin haberi yapılıyor? Nelerin haberi yapılmıyor? Haberleri kim kimin için yapıyor? Bu ve bunun gibi insanın aklını kurcalayan soruları sormaya devam edebilirim zira haber kavramı tıpkı siyaset gibi son derece toplumla ve bireylerle iç içe geçmiş, hem zaman/mekân üzerinden belirlenen ve hem de zaman/mekândan bağımsız bir kavram. Ben bu yazımda queer deneyimin bilgisinden ve queer deneyimin yerel medyadaki öneminden bahsetmek istiyorum. Haydi başlayalım.

Queer deneyimin bilgisi

Gazeteler, internet siteleri ve sosyal medya platformlarının sayısını takip etmekte güçlük çektiğimiz bu günlerde haberlerin içeriğine baktığımız zaman da sadece bazı konularda haber yapıldığını görebiliyoruz. Bununla birlikte de bazı konulardan da özellikle bahsedilmiyor. Örneğin, yıllardır kendi halkına uyguladığı şiddet ve adaletsizlik ile meşhur bir hükümet düşünün. Bu hükümetin vekillerinin ülkelerinde kutlanan bir dini bayramda kendi seçmenlerinin evine gidip o evlerin sofralarındaki yemekleri yemesi bitmek bilmeyen bir şekilde haberleştirilebiliyor; ama aynı haberlerde kamulaştırma adı altında insanların topraklarına el konulmasından ve haklarının gasp edilmesinden ya da deprem sonrası insanların gerçekten nelere ihtiyacı olduğundan bahsedildiğini görmüyoruz. 

Aynı gazete ve televizyon kanalları LGBTİ+’lar ve kadınlar için son derece düşmanca bir dil benimseyerek hesabını vermek istemedikleri konularda satırlarının arasına bizleri serpiştirip seslendiği kesimi işlemeye çalışıyor ve bunu da öyle alttan alta yapmıyor. Televizyon kanallarıyla, gazetelerin ilk sayfalarıyla ve hukukun bizzat kendisiyle yapıyor bunu. Aynı ülkenin muhalefeti de çoğunlukla “aman tadımız kaçmasın” tavrını benimseyerek bizi gördükleri yerde hayalet görmüş gibi davranıyor. Çünkü muhalefetin çoğunluğuna göre biz, uğraşmaları gereken bir konuyuz. Oysa medyada yaygın bir şekilde olmayan ve ama son derece gerçek olan deneyimlerimiz var ve queer bir perspektif ile geliştirilen bir habercilik en temel haklarımızdan birisi. Bu konu önemli çünkü kimliklerimiz yüzünden farklı biçim ve ölçülerde temel hak ve özgürlüklerimizden mahrum bırakılıyoruz.

Haber kavramı özünde bir konu, olay, kişi, yer, zaman ya da bir kavram hakkında edindiğimiz yeni bilgiler bütünü anlamına geliyor. Haber yoluyla merak ettiğimiz ve bir şekilde bağ kurabildiğimiz konular hakkında daha önce bilmediğimiz bilgiler edinebilir ve bu sayede de aslında gördüğümüz ve yaşadığımız bazı şeylere bizden başkalarının da tanıklık ettiğini ve deneyimlediğini görürüz. Bu yolla da içsel, bireysel, toplumsal ve politik olarak güçlenebiliriz. Örneğin, varlığından haberdar olmadığımız insanların aslında var olduğunu görüp her şeyin sorumlusunun insan olduğunu söyleyen o iğneli düzene baş kaldırabiliriz. 18 yıl süren Eryaman-Esat davasını her duruşma günü ısrarla takip etmeye devam edebilir, her duruşmaya gidip süreci haberleştirebilir ve sonunda da sevgili Aslı Alpar’ın haberinde olduğu gibi “Eryaman-Esat Davası’nda 4 sanığa 62 yıl hapis!” başlıklı bir haber yazabiliriz[1]. Sonra da belki polisten gördüğü şiddet için dava açmayı düşünen bir aktivisti ya da tacize uğradığı için yaşadıklarını kamulaştırmak ve ilgili kişileri resmi olarak şikâyet etmek isteyen bir üniversite öğrencisini bu haber yoluyla cesaretlendirebiliriz.

Queer deneyim ve yerel medya

Queer deneyimin haberinin yapılmasının gücünü sadece bizi bir araya getirmesinden almadığını düşünüyorum. Evet, bazı haberleri okuyor, güçleniyor ve birbirimizi güçlendiriyor olabiliriz ama aynı zamanda ben bu haberleri homofobi, transfobi, ırkçılık ve kadın düşmanlığına karşı bir nevi kendini savunma sanatı olarak değerlendiriyorum. Örneğin, sadece queer’lerin olduğu bir Facebook grubunda yapılan paylaşımları okudukça yalnızlık hissimiz azalabilir. Bir yorum gözümüze çarpabilir. Başka bir yorum bize günlerce kendimize sorduğumuz bir sorunun cevabını verebilir. Kulaktan kulağa öğrendiklerimizle, sosyal medya gruplarında okuduklarımızla belki de yaşadığımız muhitte yaşayan ve görüştüğü kişilere türlü türlü şiddetler uygulayan insanların varlığından haberdar olabilir ve başkalarını da uyarabiliriz[2].

Peki sizce az önce bahsettiğim konuları herhangi bir gazetede ya da akşam haberlerinde görmemiz mümkün mü? Elbette mümkün ama belki de binde bir ihtimalle. Peki bu değişebilir mi? Elbette. Bu noktada yerel medyanın ve vatandaş gazeteciliğinin ve dolayısıyla da bizim çok önemli bir rolümüz var. Niyetim asla queer deneyimin haberlerdeki görünürlüğü konusunda yaşadığımız çoraklığın sorumlusu olarak bizi tutmak değil. Günümüz medyası bu düzeni sürdürmek için ağzından su aka aka televizyonlara çıkıp iki kelimeyi bir araya getiremeden konuşan ve kendi konumunu sağlama almaya çalışarak toplumu biraz olsun bile umursamayan “büyük” isimlerle dolu.

Böyle bir dünyanın içerisinde elbette bireysel paylaşımlar yapmak ve kulaktan kulağa paylaşımlar yoluyla da bu yolu ve alanı açabiliriz. Ancak yerel medya bu noktada hem arşiv rolüyle hem de yaygınlaştırma gücüyle mücadelemizi ve çabamızı daha da güçlendirebilir. Üniversitelerdeki duyuru panoları, sosyal medya platformlarındaki gruplar, mail grupları, duvar yazıları, sosyal medyada yapılan canlı yayınları ve forumlar yerel medya kanallarından sadece şimdi aklıma gelenleri ve bu kanallar elbette daha çeşitlendirilebilir.

Bu tablo bana son derece karanlık gelse de deneyimlerimizi, bize dair haberleri, mücadelemizi, dava takiplerimizi, trans bir erkeğin mastektomi ameliyatı ile ilgili yapılan bağış çağrısını, bir eylem haberini, Antakya’daki bir yerel üreticinin yeniden satış yapmaya başlamasını, Isparta’daki bir bale okulunun açılışını, non-binary birisinin meslek hayatında yaşadığı bir mücadeleyi ve bu mücadeleyi nasıl göğüslediğini, Rize’deki lezbiyen bir öğretmenin okulunda düzenlediği bir etkinliği ve öğrencileri ile okuma grupları yoluyla toplumsal cinsiyet üzerine konuşabildiğini, biseksüel bir erkeğin yazdığı bir öykü kitabının Yozgat’ta düzenlenecek imza gününü, trans bir kadının Gaziosmanpaşa’da açtığı bir lokantayı, Eryaman-Esat davasını takip eden gazetecilerin dava süreci hakkındaki yorumlarını ve bunun gibi daha pek çok konuyu yazmak, görmek, araştırmak ve okumak bana umut veriyor. 

Umutlu olmak özellikle aydınlık zamanlarda görece daha kolay. Deneyimlerimizi, mücadelemizi ve kendiliğimizi haberler yoluyla görünür kılmak, toplumsallaştırmak ve bunlar üzerine konuşabileceğimiz alanları açabilmek tünelin sonundaki ışığı göremediğimiz o zamanlarda da umutlu olmamızı sağlıyor. Her şeyi yapmaya çalışabilirler. Gazetecileri içeri almaya çalışabilirler. Bizi bizden ve birbirimizden uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapmak için uğraşabilirler ama bizi ne birbirimizden ne de kendimizden uzaklaştıramazlar. Çünkü bilgi sadece güç değil, aynı zamanda güçlenmektir de ve biz hem kendimizin hem de birbirimizin hikayesini yazmaya devam edeceğiz.

queer-deneyim-haberciligi-ve-yerel-medyanin-onemi-1*Bu yazı, Türkiye Avrupa Vakfı’nın yürüttüğü SAHNE projesi kapsamında Avrupa Birliğinin mali desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla yazarın sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.

 



[2] Bence bunun en güzel örneği çeşitli sosyal medya platformlarının “Are we dating the same people?” konulu herkesin alınmadığı kapalı gruplar.


Etiketler: medya, özel haber, sahne projesi, araştırma, inceleme, yorum
İstihdam