06/04/2017 | Yazar: Fırat Varatyan

İşte Kaos GL’de lubun astroloji köşesini de hazırlayan Mert Güzel’in ütopyası…

Tepemizde karanlık bir bulut görünüyor, yağmuru ıslatmaz korkmayın. Gündemin karın ağrıları bizde birer sancı tadı alıyorken, muhtaç olduğumuz gullüm kendini aratıyorken, gülmeyi unuturken başka bir dünya için savaşıp elimizdekileri korumanın derdine düşmüşken, hayallerimizin, inancımızın, neşemizin, en politik orospuluklar ve zırıllıklarımızın, gülüşlerimizin saklandığı diyarları unutur olmuşuz.

Hal böyleyken lubunyanın boş duranı da koli kesmeyeni de makbul değildir diyerek işe bir el atalım dedik. Birbirimizin hayalindeki o başka dünyalara birer liman kurup ihtiyaç anında en yakın limana yelken açınız levhasını da orta yere asmaya karar verdik.

Artık ütopyalarımızın, dünyalarımızın, limanlarımızın sıralı tam listesini buraya düşürmeye başlıyoruz. İçimizdeki aydınlık bu havadaki karanlığı parçalayacak elbet ama unutur gibi olduğumuz dünyalarımıza bir göz kırpıp; umudun beynimizde olduğunu, biz gitmeden de bir yere gitmeyeceğini hatırlatıp, benim de bir dünyam var elbet dediğiniz ütopyalarınızı yazıp yazıp göndermenizi isteriz.

Sevgi, esenlik ve bol miktarda cicilik dileklerimizle…

Bizimle ütopyasını paylaşan beşinci konuğumuz Bursa’dan Mert Güzel. İşte Kaos GL’de lubun astroloji köşesini de hazırlayan Mert Güzel’in ütopyası…

Yağmurlu bir Nisan akşamında doğdum.

Merhaba, ben Mert Güzel.

Elimden geldiğince burada olmaya çalışıyorum. Varlığıma duyulan bir nefret var. Laf aramızda, ben biraz sakallı ve suratsız bir kadınım. Çocukken çok korkardım. Korkudan kartların arasına saklandım. On dört yaşındaydım tarotu ilk elime aldığımda. Örneğin, bir köy kurdum ''denge'' kartının içine. Nefret, savaş, şiddet yoktu bu köyde. Nehirlerde yıkanıyor, et yerine meyveler tüketiyordu insanlar. Cinsiyet, ayıp, günah ya da sınıf yoktu. Yalnızca içmek ve dans etmek vardı...

Bütün karanlığın yanı sıra en çok erik çiçeklerini severim.

Lisede yitirdim tek tanrı inancımı, tanrı inancımı. Kartlar başka tanrılar çıkardı çünkü karşıma. Tanrılar ise burçları... Burçları ''yıldızlar'' kartının içine koydum mesela. Tarotton, astrolojiden ve tanrılardan konuşan ucube bir çocuktum. Büyücü, Ermiş, Şeytan; Akrep, Koç, Aslan; Zeus, Hera, Ares dedim ergenliğim boyunca.

Bir ara fena halde aşık oldum. Şiirler yazdım. ''Aşıklar'' kartına yazdım şiirleri. Hatırlıyorum da, bir ara geberircesine aşık oldum ben.

Sonuç pozitif. Eskiden lubunyalar dünyada bir kendileri var bir de Zeki Müren var sanırmış. HIV+ tanımı aldığımda bir ben varım bir de Freddie Mercury var sanıyordum. Tanımı ve Freddie Mercury'i ''yıkılan kule'' kartına koydum. Bir ara tam AIDS oluyordum, ucundan döndüm aktivist oldum. Sonra kendimi ''dünya'' kartına koydum.

Diğer ütopyalar:

Ütopyalar: Süleyman Bölükbaş’ın Ütopik Manifesto’su

Ütopyalar: Ozan’ın sade, basit insanı!

Ütopyalar: Ayhan’ın ilmek ilmek ördüğü bahar ve balkonu

Ütopyalar: Rosida’nın C13-53 ve B207’den Girit’e hayalleri


Etiketler: yaşam
nefret