22/12/2023 | Yazar: Gözde Demirbilek

Bu sonbaharda ikinci yaşını kutlayarak 50. bölümünü yayınlayan #ÜzerineBirŞeyler podcast’ten Nesli ve Fulden’e kayıt ve yayına dair merak ettiklerimizi sorduk.

“İçimizden geleni ertelemektense, iyi ki yaparak öğrenmişiz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Lubunyaların ve kadınların seslerine ses katmaya talip podcast serisi #ÜzerineBirŞeyler, Ekim ayının sonunda 50. bölümünü yayınladı.

“Öyle sadece belirli konularda da değil, politikadan dizilere, teknolojiden mizaha, kültürden spora, hayatın her alanında” üzerine söyleyecekleri olan Nesli ve Fulden ile bölümlerin kayıt ve yayın aşamalarını konuştuk.

Sorularıma ve sevgili Nesli ve Fulden’in motive edici cevaplarına geçmeden önce #ÜzerineBirŞeyler üzerine sorularımın neden daha çok hazırlık aşamasına odaklandığıyla ilgili bir şeyler paylaşmak istiyorum. Bundan yaklaşık 2 yıl önce, yani #ÜzerineBirŞeyler’in de ilk bölümlerini yayınladığı zamanlarda kendime bir WhatsApp grubu kurarak adını “Monolograpi” yaptım. Grup fotoğrafında da üzerinde “Yarim o dilindeki laf değil, nice to have ama must değil” yazan bir tabela vardı. Zaman zaman terk edilen grupları da modifiye edip kullanmaya başlar ve bazılarını kullanamayarak unuturum. “Monolograpi” pek öyle olmadı, kendime hiç dinlemediğim uzunluklarda kayıtlar almaya başladım. Bu kayıtlardan podcast serisi hayaline giden yolda birkaç kez sohbet geçmişini bilinçli olarak silmek ve dinlerken performansımın değiştiğini fark etmek gibi kritik aksaklıklar sebebiyle yayın aşamasına doğru bir adım atamamış oldum. Yine de kayıt süreci deneyimlerim düşünsel zeminde tahmin edemeyeceğim şeyler düşündürdü bana bu sebeple o kayıtları istediğim gibi düzenleyip yayınlamadığım için derin bir üzüntü duymuyorum ve düzenlemek üzere duyulabilecek kayıtları yeniden alabileceğimi düşünüyorum içten içe. Tüm bu sebeplerle, hem başlama cesaretlerini hem de devam ettirme azimlerini vurgulayarak #ÜzerineBirŞeyler’in ikinci yaşını ve 50. bölümünü yürekten kutluyorum.


Gelelim Nesli ve Fulden’in sorularıma verdiği cevaplara... Keyifli okumalar!

Sizi #ÜzerineBirŞeyler podcastte bir araya getiren ne oldu?

Nesli: Birbirimizi neredeyse 15 yıldır tanıyoruz, birlikte büyüdük diyebiliriz. #ÜzerineBirŞeyler podcast de aslında bu bir aradalığımızdan çıktı diyebilirim. Birlikte çok eğlenen, hayata dair konuşan, düşündüklerimizi paylaşan ama bir o kadar da birbiriyle takışan iki kişiyiz. Birimizin beyaz dediğine diğeri siyah der genelde, bu tartışmalarımızdan da epey öğreniriz. Pandemi zamanı boş vaktimiz boldu tabii, birbirimize bak şöyle bir gelişme olmuş okusana, şöyle bir şey tartışılıyormuş haberin var mı gibi mesajlar atıp üzerine konuşuyorduk. Fulden de “Bunu neden kamusallaştırmıyoruz, neden bizim sesimiz de duyulmasın, neden kadın ve LGBTİ+ bakışıyla bir şeyler söylemeyelim?” dedi. Tabii ki bu fikre bayıldım, Fuldenciğim hemen ismini buldu, hayatın her alanı #ÜzerineBirŞeyler söylemek üzere Instagram’dan paylaşımlar yapmaya başladık. Paylaştıklarımız, ilgimizi çeken yazılar, bültenler, gelişmelerdi ve bu bunlara ilişkin kendi yorumumuzu ekliyorduk. Sonrasında ise Newslab Gazetecilik Kuluçka Programı’na başvurarak #ÜzerineBirŞeylerf fikrini bir podcaste çevirdik. İyi ki de böyle yaptık.

Fulden: Nesli’nin anlattığı #ÜzerineBirŞeyler podcastin kronolojik hikâyesi. Bir de bunun kişisel tarihimizde tekabül ettiği yer var. Ben #ÜzerineBirŞeyler podcasti kendi özgüvenimi kazanma projesi olarak görüyorum. “Yeter ya” dediğim, benim fikrimin ya da hayata bakışımın merak bile edilmediği bir yerde ben hayatı böyle görüyorum deme cüretim olarak görüyorum. Sadece belirli konulara dair fikrimin sorulduğu bir dünyada hayır ben hayatın bir alanına dair, her alanına dair çok şükür fikir ve zikir sahibiyim demek için başlamak istedim #ÜzerineBirŞeyler podcastte. Önce podcast bile yoktu aklımızda, Newslab’in kuluçkası ile podcastin aslında bize çok uygun olduğuna karar verdik. İlk başta öylesine bir Instagram hashtagiydi, hesabı bile hemen açmadık. Biraz gözümü karartıp neyse ne diye başladığımız yolda vardığımız noktanın 50 bölümünü devirmiş bir podcast olmasından dolayı da çok mutluyum.

Bölüm kayıtlarını alırken hangi durumlarda zorlanıyorsunuz?

Nesli: Aslında ilk başlarda her şey zordu. Nasıl kayıt alacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz, konseptimizi oturtmamışız. Haliyle ilk bölümlerin kaydında çok zorlandık. Mesela ilk bölümü 3 kere kaydettik. Son hali bile çok içimize sinmemişti ama ilk bölümün günahı olmaz diyerek yayımladık. Sanırım ilk 10 bölüm boyunca önce bir prova alıp sonra bölümün gerçek kaydına geçiyorduk. Dışarıdan bakıldığında kolay geliyor podcast yapmak, bize de öyle geliyordu, ne var işte normal sohbetimizi kaydedeceğiz diyorduk. Ama mikrofon başına geçip akıcı bir şekilde bölüm kaydetmek o kadar da kolay bir şey değilmiş, biz de yapmaya başlayınca gördük. Kendi kendimize başlattığımız bir işte her şeyi önceden tasarlayıp mükemmel olmasını beklemek çok gerçekçi bir beklenti değilmiş. İçimizden geleni ertelemektense, iyi ki yaparak öğrenmişiz.

Fulden: Kayıt alırken zorlandığımız kötü günleri çok şükür geride bıraktık, şimdi sırada daha kötü günler var. Aslında zorlanmayı kötü olarak görmüyorum ama sürekli kendimize zorlanacak şeyler çıkarıyoruz. Evet ilk bölümlerde kayıt almak bile zordu. Yaptık, alıştık. Sonra konuları daha gündelik bir şekilde nasıl konuşabiliriz dedik, çünkü daha didaktik bir tonla başlamıştık. Yaptık, alıştık. Sonra gündemi nasıl daha iyi yakalarız, nasıl kadın ve lgbti+’ların dert ettiklerini konu ederiz dedik. Yaptıkça alıştık. Önümüzde bizi yeni zorluklar bekliyor, daha çok insanın dinlediği, dinlerken bu kadar korkunç zamanların arasında biraz nefes alıp oh be dediği, güçlendiği, kendisini iyi hissettiği bir yayın oluşturmayı hedefliyoruz 3. sezonda. Yaptıkça alışacağız, umarım:)

Kayıt alırken konuşmanın kesildiği ya da ilerleyemediğiniz noktalarda nasıl yöntemler izliyorsunuz?

Nesli: Her zaman bir yayın akışımız oluyor. Konuyu nasıl konuşacağımızı, nelerden bahsedeceğimizi önceden hazırlıyoruz. Bu yüzden ilerleyemediğimiz, tıkandığımız noktalar pek olmuyor kayıt esnasında. Konuk aldığımız bölümlerde elbette akışı konuğun kendisi oluşturuyor, biz önceden birkaç sohbeti açacak sorular belirliyoruz. O kadar harika konuklar aldık ki, hep çok güzel bir sohbet oldu. Esasen akışı oluştururken tıkanabiliyoruz, daha doğrusu bakış açımızı nasıl oturtacağımızı uzun uzun konuştuğumuz oluyor. Bazen ele aldığımız konuyu değiştirebiliyoruz örneğin.

Fulden: Öncesinde çok çalışmak, uzun uzun tartışarak hazırlık yapmak ilerlememizi sağlıyor aslında. Yayında tıkanmak bir yana, “Aaa keşke şunu da söyleseydim” diye kapatıyoruz bazen.

Bölümleri önceden yazar mısınız yoksa nasıl akarsa onu gördüğünüz bir ortak etkinlik olarak yaşanıyor mu?

Nesli: Bölümleri hazırlamamız en az bir haftayı bulan bir süreç. Gündemi takip ediyoruz, neyi ele almak istediğimizi ve bu konuyu ana akım bir bakış ile değil de nasıl kadın ve LGBTİ+ bakışıyla yorumlayabiliriz diye karar veriyoruz. Sonra araştırmalarımızı yapıp birbirimizle paylaşıyoruz. Bazen bu kısım biraz hararetli geçebiliyor. Her konuda aynı düşünmüyoruz çünkü. Sonrasında bir noktada ortaklaştıktan sonra Fulden bir akış hazırlıyor. Sonrasında ben üstünden geçiyorum, değişikliklerimi ve yorumlarımı yapıyorum. Böylece bölümün akışını son hale getirmiş oluyoruz. Kayıtta takip ettiğimiz bir akış var yani ama bu her cümlesi, noktası virgülü belli bir akış değil. Bazen konu dağılıyor, toparlıyoruz ama muhakkak hazırladığımız akışı tamamlamış oluyoruz. 

Fulden: Önceden yaptığımız hazırlığın önemli bir bölümü, ele aldığımız konuyu kadın ve LGBTİ+ bakışıyla yeniden ele alma çabası oluyor. Bu çabanın içinde iki kişinin oturup bilgi vermek yerine görüşünü paylaştığı, bunu da keyifli, mümkünse güldüren bir şekilde yapabilmek de var. Buyurgan, beylik laflar eden bir tonu olmamasına çalışıyoruz. Buna özellikle dikkat ediyorum, hatta bazen Nesli’nin cümlelerine müdahale ediyorum kayıtta, bu cümleyi başka türlü kur dediğim oluyor. #ÜzerineBirŞeyler podcastin birine bir şey öğreten bir konumda olmasından kaçınıyoruz çünkü.

Kayıt aldıktan sonra “Bu kısımları çıkaralım” dediğiniz kısımlar oluyor mu? Çıkarma sebepleriniz kişisel olarak aynı fikirde kalmamış olmanın dışında ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve sansür mekanizmaları da oluyor mu?

Nesli: Böyle bir şeyle hiç karşılaşmadık sanırım. Yani benim kurguda çıkardığım yerler oluyor ama bu genelde anlatımı sadeleştirmek ya da anlatılanı daha anlaşılır kılmak için yaptığım editoryal hareketler oluyor.

Fulden: Bazen bölümde şaka yapacağım derken dozumu kaçırıp Fıkralarla Türkiye’ye yaraşır espiriler yapmış bulunuyorum. “Bu gibi sululukları çıkarır mısın?” diye rica ediyorum. Veyahut bir konuya girerken kullandığımız girişi beğenmediğimde “Çıkarır mısın?” diyorum. Bunlar Nesli’nin dediği gibi editoryal müdahaleler. Fakat üzerimizde hiç baskı yok, çok özgürüz diyebilir miyim? Emin değilim. Bunca baskının ortasında fark edemediğimiz pek çok otosansürü kendimize uyguluyoruzdur, bunun #ÜzerineBirŞeyler podcaste dair değil, genel bir hal olduğunu sanıyorum.

“Üzerine Bir Şeyler” söylemeye çekinceli olduğunuz konular var mı peki?

Nesli: Söylemeyi çekinceli bulduğumuz konular pek olmuyor. Ama her ne kadar gündemde olsa da, üzerine bir şeyler söylemek istemediğimiz konular oluyor. Mesela Dilan Polat meselesi üzerine bir şeyler söylememiz çok istendi ama biz bu konuya enerjimizi ayırmak istemedik. Bir gazetecilik faaliyeti gerektiriyor çünkü, mafya ile yoğun ilişkiler var, süreci biz de gazetecilerden takip ediyoruz.

Fulden: Enercimizi demek istedin sanırım Nesli.

Bölümün kaydını aldınız... Yayınlamadan önce dinlediğinizde, dinleyicilerinizin ilk defa dinlediğinde nasıl tepkiler vereceğini hayal ediyor musunuz? Sadece sosyal medya yorumları gibi düşünmeyin,  örneğin dinleyen bir arkadaşınız hakkında "Burada kesin kahkahayı patlatır!" dediğiniz oluyor mu?

Nesli: Oluyor tabii ki, burada insanlar kesin çok eğlenecek diyoruz. Bir de, çok sık yapmasak da sırf bir arkadaşımıza yönelik koyduğumuz şakalar oluyor. Gizli selam yollamak gibi. Ya da bölümde isim vermeden bazı arkadaşlarımızdan bahsediyoruz, o zamanlar da çok eğlenceli oluyor. Kimden bahsettiğimizi bulmaya çalışıyorlar.

Fulden: Ben bunları çok düşünüyorum. Podcast bir mecra olarak çok fazla geribildirim alabildiğimiz, insanların ne düşündüğünü anlayabildiğimiz bir şey değil. Karşımızda bir seyirci yok. Youtube yayını gibi yorum yapılmıyor. Elimizde olan takipçi sayısı, arada yapılan yorumlar gibi göstergeler. O yüzden Şakalarımıza kim güler, buradaki vurgu anlaşıldı mı acaba, bu girişteki örnek alakalı oldu mu yoksa konuyu uzattı mı diye bayağı kafa patlatıyorum. Sonra bölümü dinleyen biriyle konuşurken yokluyorum, şuradaki şakayı nasıl buldun diye. Geribildirimin peşinde koşuyorum. Çünkü mizahi bir dil tutturmak gerçekten zor bir şey, sadece sesimiz var duyulan. İyi yapılmadığında can sıkıcı olabiliyor. O yüzden buradan da seslenelim, beğendiğiniz şakalarımızı yazın, bize güç verin :)

"Podcast programı yapmak istiyorum ancak devam ettirememe çekincesiyle başlayamıyorum" diyen lubunyalara 50. podcast bölümünü yayınlamış bir ikili olarak tavsiyeleriniz ve deneyim paylaşımlarınız neler olur?

Nesli: Sürdürülebilirlik tabi ki çok önemli, çok kolay bir şey herkes yapabilir asla diyemem. Gerçekten emek ve zaman ayrılması gereken bir iş. Ama bir taraftandan daha fazla lubunyanın sesine ihtiyacımız var. Sesinizin duyulduğunu fark ettikçe motivasyonunuz da artıyor, sadece biraz zaman tanımak lazım. Ayrıca zor tarafları var ama YouTube’a video çekmekten çok daha kolay ve maliyetsiz bir iş podcast kaydetmek. Başlangıç için bir bilgisayar, kulaklık ve internet kafi. Yeter ki söyleyecek sözünüz olsun, zaten biz lubunyaların söyleyecek çok sözü var.

Fulden: Ben de hiç yayınlamadığınız bir podcasttense, yayınlayıp devam ettiremediğiniz bir podcastiniz olsun derim. Aman aman meşhur olmayan kadın ve LGBTİ+ yayıncıların çok destek gördüğünü söyleyemeyeceğim. Öyle program yapıyorsunuz diye insanlar kapınıza dizilmiyor, “Aaa iyi ki böyle bir iş yapıyorsun” sözünü duymak için belli bir seviyeye erişmenizi bekleyen çok oluyor. Daha işe başlarken yüreklendiren insan, kurum çok fazla değil yani. Ama size yön veren başarılı ve mükemmel bir şey yapma beklentisi olmasın derim, kendim de bunlara sık sık kapılan biri olarak. Varsın, üç bölüm yapılıp dördüncüsü gelmemiş bir podcast olsun. Ne olacak yani, dünyanın sonu mu? Bunlara takılmayalım (aynaya karşı). Birbirimize cesaret verelim, fikir verelim, dayanışma gösterelim. Biz #ÜzerineBirŞeyler podcast olarak buna her zaman hazırız ve buradayız. Buradayız be buradayız diyenler gibi küründen değil ama, gerçekten buradayız.

Henüz podcast programınızı dinlememiş lubunyalar için bölümlerinizi bir etkinlik eşliğinde dinlemeyi tavsiye edecek olsanız, bu nasıl bir etkinlik olurdu?

Nesli: Hmmm ilginç bir soru, ev işlerini sıkıcılıktan çıkarmak için mesela bulaşık yıkarken dinlemek güzel olabilir.

Fulden: Ben bir şeyler yaparken podcast dinlemeye pek odaklanamıyorum. O yüzden hep yürürken dinliyorum. Malesef benden çıkan en orijinal cevap yürüyüş yaparken dinlenebileceği oldu.

#ÜzerineBirŞeyler olarak takip ettiğiniz, “birbirimizden bahsediyoruz” dediğiniz, önereceğiniz podcast serileri var mı?

Nesli: Bu aralar biraz overdose olduğum için çok podcast dinleyemiyorum :) Ya da dinlerken çok teknik kısımlara odaklandığımı fark ediyorum ve bir anda iş haline geliyor o dinleme süreci. Ama tabii ki sevdiğim podcastler var: Mentalklitoris, Kayıp Eşya Bürosu, Pes podcast (sorunlu kısımları var bu arada), Yine Yeniden Doksanlar, Kobra Kobra şu an aklıma gelenler. Bir de Velvele’nin podcast kanalını da takip etsinler, iki yeni podcast serisi geldi. Benim ve Fulden’in de dahil olduğu, biraz hafıza odaklı seriler.

TIKLAYIN – “Arkadaşlar Arasında” yayında

TIKLAYIN – “Hatıra Defteri” yayında

Fulden: Nesli’nin söylediklerine ek olarak, Hazal Sipahi’nin Yayınlanması Kaydıyla podcastini çok seviyorum. biricikseksüel’in bir serisi oldu onu da severek dinledim. Arada açıp öylesine, pek tanımadığım bir podcast dinlemeye çalışıyorum. Önerileri olan varsa bize Instagram DM’den atsınlar, bakalım tanışalım.

#ÜzerineBirŞeyler’in Instagram sayfasını buradan takip edebilirsiniz.


Etiketler: medya, kültür sanat, yaşam
İstihdam