27/09/2021 | Yazar: Yıldız Tar
Bartu’nun Kuir Günler’i, Arel Talu’nun tek boynuzlu atları, Gizem Karagöz’ün küçük kuirlikleri ve Semih Özkarakaş’ın çizgili drag şovu tekmili birden Kuirfest’teydi: Ressam olursan aç kalırsan denilen çocuklar büyüdü ve artık kuir çizerler!
“#Gönlüm10dadır” temasıyla bu yıl onuncu defa düzenlenen Pembe Hayat KuirFest’in Ankara programı sona erdi.
23-26 Eylül’de film gösterimleri, söyleşiler, parti ve sürprizleriyle Ankara’ya kuir esintiler taşıyan festivalin kapanış filmi, “Şöyle Böyle Çizgiler”di. Dün (26 Eylül) Goethe Enstitüsü’nde seyirciyle buluşan filmin ardından Türkiye’den kuir çizerlerle söyleşi de yapıldı.
Kaos GL’den Aslı Alpar’ın kolaylaştırdığı söyleşide KaosGL.org çizerleri Arel Talu, Bartu, Gizem Karagöz ve Semih Özkarakaş, o biçim çizgilerini anlattı.
Kalp Çarpıntısı’na sansür
Soru cevap şeklinde ilerleyen söyleşiyi Alpar, Kalp Çarpıntısı kitabına sansürü hatırlatarak başladı. “Kuir çizgileri poşete soktukları bir ortamda bu söyleşiyi yapıyoruz” diyen Alpar, KaosGL.org’un Temaşa isimli çizgili köşesinden bahsetti.
“Çizmeye başladığım zamanlarda her yerde sadece cis hetero erkeklerin hikayelerinin anlatıldığı hikayeler vardı” diyen Alpar, anaakım karikatür yayıncılığında hâlâ kuir çizerlerin yer alamadığını vurguladı. Kuir çizerlerin sosyal medyada ya da bağımsız yayınlarda yer alabildiğini de söyleyen Alpar, “Bu sebeple KaosGL.org’ta olabildiğince çok ve çeşitli sese, çizgiye yer vermeye çalışıyoruz” dedi.
Alpar, Alison Bechdel’in Türkiye’de daha çok feminist sinemacı olarak bilindiğini ama kendisinin aynı zamanda lezbiyen bir karikatürist de olduğunu hatırlatarak, “İlk lezbiyen karikatürlere imza atan bir çizerin çizer olduğunu bile çok geç öğrenebilmemiz durumumuzu özetliyor” ifadelerini kullandı.
Sesini duyurmak için çizmek
Girişin ardından çizerler Alpar’ın çizime nasıl başladıklarına ilişkin sorusunu yanıtladı. Arel Talu, animeler ve Disney’in çizgili filmlerinden ilham alarak “kendini bildi bileli çizdiğini” söylerken; Özkarakaş ise çizgilerle hikayesini şöyle anlattı:
“Çizime nasıl başladığım hakkında hiçbir fikrim yok açıkçası. Neredeyse üç yıl olacak ve ben alaylı bir çizerim. Çocukken ressam olmak istiyordum ama endişeli liberal ailem ‘ressam olup aç mı kalacaksın’ diyerek engellediler beni. Bursa, sokağın çok gözetim altında tutulduğu bir yer ve ben aktivizm adına ne yapacağımı bilmediğim bir dönemde çizime başladım. Sesimi böylece dijitalle duyurabileceğimi fark ettim.”
“Ressam olursan aç kalırsın”
Karagöz de Özkarakaş gibi ailesinin kendisine ressam olursa aç kalacağını söylediklerini belirtti:
“Bunu dedikleri zaman parayla ilişkim de hiç olmadığı için resim yaparsam akşam yemeğine erişimim kısıtlanacak diye düşünmüştüm.”
Bartu, Kuir Günler 67, KaosGL.org
KaosGL.org’taki “Kuir Günler” köşesinin çizeri Bartu, Alpar’ın çizim ve mücadele üzerine sorusunu, “Bir şeyleri değiştirmek için çiziyorum” diye yanıtladı ve ekledi:
“Açıldıkça kuir çizgilerim ortaya çıkmaya başladı”
“Bazen yüz yüze ya da yazılı anlatamadığım şeyleri çizerek anlatabiliyorum. Çizerek birilerine, bir yerlere daha fazla ulaşabildiğimi fark ettim. Açılmaya başladıkça kuir çizgilerim ortaya çıkmaya başladı ve mücadelemin bir parçasına dönüştü.”
“Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum” diyerek sözü devam ettiren Özkarakaş ise, “Çizime bıyığımla başladım. Popüler kültürdeki ikonik anları, Madonna aşkımı, Bihter Ziyagil’i çizerken biraz da kendimle birleştirmek istedim. Aslında ben çizgilerle drag şov yapıyorum. Gerçek hayatta da yapabilirdim ama çizimde death drop yapmak çok daha kolay” dedi.
Talu, küçükken lezbiyen sahneler çizdiğini, takip ettiği DC Comics’te olmayan karakterleri kendisinin yarattığını anlatarak konuşmasını sürdürdü:
“Olmasını istediğim tipler vardı, güçlülerdi, ya da büyü yapabiliyorlardı. Diğer kuir çizerleri de görmeye başlayınca, bunu ben de yapabilirim deyip atladım açıkçası.”
Arel Talu, KaosGL.org için stok görsel
“Belki de şimdi bir başkasına iyi hissettirir”
Karagöz, kuir çizgiler denilince illa konusu kuir olan işleri anlamamak gerektiğini de vurguladı:
“Kuirlikle hiç alakası olmayan çizimler de yapmam gerekiyor hayatımı sürdürebilmek için. Ve o çizimlere küçük kuir dokunuşlar yapmayı çok seviyorum. Çoğumuz kendimizi yalnız hissettiğimiz, en ufak bir yerde bile bir iz aradığımız dönemlerden geçtik. O zamanlar yakalayabildiğim o küçük kuirlikler bana çok iyi hissettiriyordu. Ben de şimdi de belki bir başkasının dikkatini çeker ve ona iyi hissettirir diye o eklemeleri yapıyorum.”
Gizem Karagöz / KaosGL.org için stok görsel
“Biricik olan politiktir!”
Bartu, bir dönem Bayan Yanı dergisinde çalıştığını ve o dönemde komik olma kaygısı yaşadığını da aktardı. Bartu’ya göre, insan kendinden bir şey görünce gülebiliyor ve Bartu kuir çizgilerini komik olma sınırına sokmuyor. Tam da Bartu’nun bıraktığı yerden Arel, kuir düşüncenin insanların günlük yaşamına bir kitapla, bir sanat eseriyle, bir karikatürle girebileceğini de ekledi.
Söyleşinin sonun Özkarakaş, Biricikseksüel’in “özel olan politiktir” şiarına eklemesini hatırlattı: “Biricik olan politiktir!”
Kuirfest İstanbul’da devam edecek!
Kuirfest, 30 Eylül’de İstanbul’da yolculuğuna devam edecek. 3 Ekim’e kadar bu sefer kuir esintiler İstanbul’u esir alacak.
10. Pembe Hayat KuirFest, İstanbul programını büyük bir etkinlikle açacak. 30 Eylül’de Jilet Sebahat işbirliği ile düzenlenecek olan KuirFest Pavyon, birçok sanatçıyı ağırlayacak. Komalı Gömlek, Babykilla, Kika ve Ecrin Bolkar’ın sahne alacağı gece de bir de sürpriz bir isim bulunuyor: Güllü! 90’lı yıllardan bu yana fantezi ve arabesk müzikleriyle müzik sektöründe önemli bir yeri olan ünlü sanatçı Güllü, festival sahnesinde lubunya dinleyicileriyle buluşacak!
Festivalin İstanbul etkinlik programı ise şöyle:
İstanbul Etkinlikleri
OTURUM: KT FİLM YAPIMCILIĞI LTD. ŞTİ.
1 Ekim Cuma, Institut Français
Oturum boyunca, üretim modelleri, casting, fon bulma ve kuir ve trans filmlerin çekim ve üretimi üzere odaklanacağız. Ayrıca, kuir ve trans sinemanın geleceği, kuir ve trans temsiller ve sınırlılıkları ve de, kuir ve trans film yapımcılarının karşılaştıkları zorluklar üzerine deneyim aktarımı yapıp konuşacağız.
KuirFest ekibinden Arya Zencefil’in kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilecek söyleşide Lyle Kash, Ekin Çalışır ve Aslıhan Örün konuşmacı olarak yer alacak.
SÖYLEŞİ: ELEŞTİREL ERKEKLİK: TRANS MASKÜLEN DENEYİMLER
2 Ekim Cumartesi, Institut Français
Etkinlikte trans deneyimler içinde maskülen spektrumda adımlar atanların kimlik inşası sürecinde yaşadıkları zorluklar paylaşılacak; erillikle ayrı, toplumla ayrı verilen mücadeleler, varoluşsal sancılar konuşulacaktır. Eleştirel erkeklik çalışmalarının son yıllarda artmasıyla birlikte toksik maskülinite ve kırılgan erkeklikten uzak, başka erkekliklerin varlığının sesinin yükseldiği bir döneme girilmektedir. Panelde bu soruların cevaplarını aramanın yanı sıra, trans maskülen deneyimlerin toplumsal erkeklikle yaşadıkları temaslar, mücadeleler; toplumsal erkekliğe uyma baskısı, uymak istenmediği/ uyulmadığı anlarda beliren korkuları, kaygıları; erkeklik tanımlarımız / hayalimizdeki erkeklikler tartışılıyor ve paylaşılıyor olacaktır.
Söyleşiye Esmi Göko Akyel kolaylaştırıcılık yapacak ve Merih Beler, Ecmel ve Umut Derin Eroğlan konuşmacı olarak katılacak.
SUNUM: MİNÇO AĞRISI ÜZERİNE
2 Ekim Cumartesi, Institut Français
Kuir Diziler seçkisinde yer alan tek dizi olan Minço Ağrısı üzerine Saadat Munir’in eşsiz sunumu izleyenleri bekliyor olacak!
SÖYLEŞİ: CİNSİYET KİMLİKLERİ
2 Ekim Cumartesi, Feminist Mekan
Monika Treut da İstanbul programına dahil oluyor ve 2 Ekim Cumartesi günü Feminist Mekan’da düzenlenecek söyleşi ile sevenleriyle buluşuyor.
SÖYLEŞİ: HAYALİMDEKİ SAHNELER / FİLM EKİBİ İLE SÖYLEŞİ
2 Ekim Cumartesi, Institut Français
Metin Akdemir’in Hayalimdeki Sahneler film gösteriminin ardından film ekibi bir araya geliyor ve söyleşiyor. Üstelik bu söyleşi yönetmenin komünite ile İstanbul’daki ilk söyleşisi olacak.
SÖYLEŞİ: PATRİDA / FİLM EKİBİ İLE SÖYLEŞİ
3 Ekim Pazar, Institut Français
Yönetmen Ayça Damgacı ve Tümay Göktepe’nin Patrida’sını bu kez de İstanbul’da izliyoruz ve film ekibi ile unutulmaz bir söyleşiye imza atıyoruz.
ATÖLYE: VOGUE!
3 Ekim Pazar, The Circle
60'ların sonlarında New York'ta doğan voguing, sistemik ırkçılığa karşı direnişteki siyah ve Latin LGBTİ+ topluluğun bizzat kendileri için yarattıkları, balo kültürünün dans biçimi. Çeşitli yapısal baskıların kesiştiği noktada, balo kültürü, kendine daha güvenli bir değer biçme, intikam alma, kutlama, onaylama, yaratma ve tabii ki dayanıklılık mekânı inşa etti. Bugün bu kültürün sürdürdüğü aynı politik ruh, renkli* LGBTİ+ bireylerin parlamasına adanmış bir mekân ve zaman! Uluslararası Gorgeous Gucci Evi'nin Parisli vaftiz annesi Habibitch ile birlikte, artık « Oldway » şeklinde adlandırılan « Pop Dip and Spin » kategorisi olan orijinal voguing biçiminin temellerini öğreniyoruz.
ATÖLYE: K’NIN SESİ / Kadınların & Kuirlerin Sesinden Podcast Üretimi
2 Ekim Cumartesi, Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi
Kadınların, kuirleri hikayelerinin merkeze alındığı podcast kanalı K’nın Sesi, üç boyutlu ses tasarımı ile hazırlanmış ses tiyatrosu oyunları yapıyor. 10. Pembe Hayat KuirFest kapsamında bu oyunlardan biri olan “Kırık Bir Jilet Parçası” üzerine bir dinleme/paylaşım ve podcast fikir geliştirme atölyesi gerçekleştirilecek.
Etiketler: kültür sanat