18/05/2021 | Yazar: Yıldız Tar

Sivil Alan Araştırmaları Derneği’nin raporuna göre LGBTİ+ öğrenciler, hükümet yanlısı yayın organlarında bir kez bile pozitif ya da nötr bir dille temsil edilmedi!

Medyada LGBTİ+ öğrenciler: En baskın tema “sapkınlık”, gökkuşağı bayrağına “paçavra” diyorlar! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Yıldız Tar / Kaos GL, ODTÜ Onur Yürüyüşü, 2018

““LGBT, yok öyle bir şey”. Türkiye’de LGBTİ+’lara yönelik süren ayrımcılık, nefret söylemi, hedef gösterme, saldırılar ve nefret cinayetleri gündemden düşmezken Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan bu sözleri dinledik.”

Bu cümleler Sivil Alan Araştırmaları Derneği’nin öğrenci aktivizmine dair haberleri taradıkları medya raporlarının ikincisinin girişinden.

Gazeteci Beyza Kural’ın kaleme aldığı, Prof. Dr. Burak Özçetin’in danışmanlığını yaptığı raporda LGBTİ+ öğrencilerin hükümet yanlısı yayın organlarında nasıl temsil edildikleri ve ele alındıkları incelendi.

Dernek, 4 Ocak-31 Mart 2021 tarihleri arasında A Haber, Akşam, Yeni Şafak, Takvim, Sabah ve Yeni Akit ve Akit Tv’de LGBTİ+ öğrencilerin yer aldığı haberleri taradı ve 86 haber topladı.

Bir tane bile pozitif ya da nötr haber bulunamadı

Raporda ortaya çıkan en çarpıcı sonuç; haberlerin tamamının negatif olması. Araştırmacılar taradıkları haberlerde hak odaklı, ayrımcılık ve nefret söylemi içermeyen, LGBTİ+ öğrencilerin sözlerine yer veren pozitif haberlerin yanı sıra; nötr kategorisinde yayınlanacak bir haber dahi bulamadı!

En baskın tema ise “sapkınlık”. Bu temayı “provokasyon, terör, saygısızlık ve suç” takip ediyor. Raporda, haberlerin “sapkın” tariflemesiyle de yetinmediği LGBTİ+’ları bir “tehdit unsuru” olarak yansıttığına da mercek tutuluyor.

Raporda öne çıkan bir diğer sonuç, “LGBTİ+” tanımının 86 haberden sadece dördünde yer alması. Haberler bunun yerine “LGBT üyeleri”, “LGBT’li”, “LGBT’ci”, “sapkın Lutiler”, “eşcinsel sapkın”, “LGBTİ’li sapkın”, “sapkın azgın”, “LGBTİ’li azgınlar”, “azgın azınlık”, “Vandal” ve “LGBT militanları” ifadelerini kullandı.

medyada-lgbti-ogrenciler-en-baskin-tema-sapkinlik-gokkusagi-bayragina-pacavra-diyorlar-1

Gökkuşağı bayrağı diyemeyen medya “paçavra” diye hedef gösteriyor

Diğer yandan rapora göre, LGBTİ+ bayrağı haberlerde değersizleştirilerek ve kriminalize edilerek yer aldı. “Paçavra”, “bez parçaları”, “Sapkın Lutilerin sözde bayrağı” gökkuşağı bayrağı yerine gazetelerin kullandığı kelimelerden sadece birkaçı.

LGBTİ+ öğrenciler ile birlikte LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü, üniversite dışındaki LGBTİ+ alanında çalışan dernekler ve destek açıklaması yapanlar da hedef gösterildi. Araştırmacılar haberlerde cinsel yönelimi “sapkınlık”, “inanca aykırılık” ile tanımlama çabaları, “milli değerler”, “aileyi koruma”, “eşcinselliği yayma” vurgularıyla da sıkça karşılaştı.

Medyada LGBTİ+’lar hakkında en az LGBTİ+’lar konuştu

Peki LGBTİ+ öğrenciler ya da örgütler medyada yer alabildi mi? Rapor bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“İncelediğimiz haberlerde sözüne yer verilenler hükümet temsilcileri, LGBTİ+’ları hedef alan kişi ya da kurumlar olduğunda açıklamalarının olduğu gibi alıntılanıp destekler biçimde yansıtıldığını gördük. LGBTİ+ öğrenciler, LGBTİ+ dernekleri, LGBTİ+ hakları için desteklerini açıklayan kişi ya da kurumların sözlerine yer verildiğinde ise nefret söylemi ve hedef gösterme yaygındı.”

Rapora ulaşmak için tıklayın!

Medyada genel durum: LGBTİ+ düşmanlığı tesadüf değil, organize!

Sivil Alan Araştırmaları Derneği’nin raporu kısa bir dönemde hükümet yanlısı medyanın diline odaklansa da; medyanın genel durumu da benzer.

medyada-lgbti-ogrenciler-en-baskin-tema-sapkinlik-gokkusagi-bayragina-pacavra-diyorlar-2

Kaos GL Derneği’nin LGBTİ+’ların gazetelerde nasıl yer aldığına ilişkin 2020 Medya İzleme Raporu’na göre; nefret söylemi ve ayrımcı dil oranı yüzde 61, medyadaki LGBTİ+ düşmanlığı siyasetle el ele gidiyor, organize nefret kampanyaları yükselişte!

Araştırma sonuçlarına göre yazılı basındaki metinlerin sadece yüzde 39’u (1366) hak haberciliği kapsamında değerlendirilebilir. Bütün metinlerin yarısından fazlasını (yüzde 61) oluşturan 2093 metin ise hak haberciliğine aykırı bulundu:

“Özetle; 2020 yılı yazılı basında LGBTİ+ kimlik ve varoluşunun “ahlaksızlık”, “hastalık”, “sapkınlık”, “suç” ve “günah” olarak gösterildiği bir yıl oldu. Yazılı basında ayrımcı dil çok sık bir biçimde kullanıldı. Metinlerin yarısından fazlası ayrımcıydı.”

Raporda bu durum şöyle açıklanıyor:

“Medyadaki LGBTİ+ karşıtlığı ve düşmanlığı, tesadüfi değil. Gerek bu raporda gerekse de diğer izleme faaliyetlerimizde belli dönemlerde kamu otoritelerinin, bakanların, Cumhurbaşkanı’nın ve üst düzey kamu görevlilerinin LGBTİ+’ları hedef alan açıklamalarına paralel bir şekilde medyada çok hızlı bir şekilde düşmanlaştırma politikalarının devreye sokulduğunu fark ediyoruz. LGBTİ+’ları düşmanlaştırmak için en çok kullanılan stratejiler arasında itibarsızlaştırma, LGBTİ+ örgütlerini ve LGBTİ+’ları “marjinal”, “toplum dışı unsurlar” olarak gösterme, LGBTİ+’ları gündeme göre “Batı kaynaklı” olarak işaretleyip LGBTİ+ olmanın kendisini dışsal bir meseleye dönüştürme, LGBTİ+’ları bir kutuplaştırma aracına dönüştürme eğilimleri öne çıkıyor. Medyada tekelleşme, sansür ve gazetecilerin tutuklanması, yargılanması gibi gerçeklerle birlikte düşünüldüğünde; LGBTİ+ karşıtlığını yayın politikasına dönüştürmüş bir blok ile karşı karşıyayız. Bütün bu sorunlara ilaveten, özellikle son yıllarda “aile” ve “din” kavramları üzerinden soyut karşıtlıklar hem LGBTİ+ karşıtı blok medya hem de Hükümet tarafından farklı vesilelerle gündeme getiriliyor. LGBTİ+’lar ile din, eşyanın doğasına aykırı bir şekilde birbirine karşıt iki ayrı olgu gibi sunuluyor. Benzeri bir yaklaşım özellikle İstanbul Sözleşmesi etrafında şekillenen karalama kampanyalarında “aile” kavramı üzerinden karşımıza çıkıyor. LGBTİ+ karşıtlığını yayın politikasına dönüştüren medya kurumları, hem siyasetçilerin LGBTİ+ karşıtı açıklama ve uygulamalarını meşrulaştırmayı kendisine görev addediyor hem de siyasetçilere LGBTİ+ karşıtı açıklamalar yapmalarını tavsiye (!) ediyor.

“Toplumdaki LGBTİ+ algısını değiştirmek, LGBTİ+ düşmanlığını ve nefreti yaygınlaştırmak için kamu görevlilerinin açıklama ve uygulamalarının yanı sıra; Hükümet yanlısı medya kurumları da sistematik ve organize karalama kampanyaları düzenliyor. Adeta LGBTİ+’lara karşı ideolojik ve politik bir mücadele yürütülüyor. Bu haliyle, içinden geçtiğimiz süreçte LGBTİ+’ları hedef alan nefret söylemini salt konu hakkında bilgi sahibi olmama ya da hata yapma ile açıklayamayız. Gerek medya izleme çalışmaları gerek kamunun uygulamaları, LGBTİ+ karşıtlığının bilinçli, ideolojik bir tutumun gereği görerek sistematik bir yaklaşım olduğunu gösteriyor. LGBTİ+ karşıtlığı, bir yandan da toplumsal cinsiyet eşitliğine dönük baskıcı uygulamalar ile el ele ilerliyor. Bu durum, medyada da yansımasını buluyor. “LGBTİ+ aktivizmi ve feminizm” düşmanlaştırılarak; mücadeleler itibarsızlaştırmaya çalışılıyor. Ülke genelinde yayın yapan LGBTİ+ karşıtı medyanın haberleri katlanarak ve çoğalarak yerel medyaya da sirayet ediyor. Gazeteler; aynı gazetenin farklı isimlerine dönüşüyor. Pandemi devam ederken, Diyanet’in hutbesi ile güçlenen bu LGBTİ+ karşıtı iklim, olağanüstü halin LGBTİ+’lar açısından devam ettiğini gösteriyor.”

TIKLAYIN – 2020 Medya İzleme Raporu


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları
İstihdam