12/04/2021 | Yazar: Kaos GL

Geçtiğimiz yıllarda LGBTİ+ çalışanların ayrımcılık, nefret, dışlama, aşağılama ve dedikoduyla karşılaştığını ortaya koyan istihdam araştırmasının 2021 anketi başladı!

Özel Sektör ve Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu 2021 Araştırması başladı! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Derneği, LGBTİ+ çalışanların Türkiye’de özel sektör ve kamu istihdamındaki durumunu anlamak ve emek gücüne tam, eşit ve özgür katılımlarının sağlanma çabalarına katkı sunmak amacıyla hazırlanacak 2021 raporu için anket çalışmasına başladı. Çalışma; Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi ile birlikte yürütülüyor.

Türkiye'de Özel Sektör ve Kamu Çalışanı LGBTİ+'ların Durumu 2021 Araştırması; özel sektörün ve sivil toplumun farkındalık artırma ve kapasite geliştirme etkinliklerine bilgi zemini oluşturacak. LGBTİ+ çalışanları kapsayan özel istihdam ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının geliştirilmesi için harcanan çabalara destek olacak.

Derneğin senelik olarak yaptığı araştırma sonuçları özel sektör, kamu, sendikalar, meslek odaları ve siyasetçilere dönük savunuculuk faaliyetlerinde önemli rol oynuyor. Çalışma her yıl Türkiye’de LGBTİ+’ların istihdam alanında yaşadığı sorunların yanı sıra çözüm önerilerini de içeriyor. Araştırma kapsamında bu yıl sorulara COVID-19 pandemisinin etkisi de eklendi.

Ankete katılmak için tıklayın.

2020 araştırma sonuçları: LGBTİ+ çalışanlar ayrımcılık, nefret, dışlama, aşağılama ve dedikoduyla karşılaşıyor

ozel-sektor-ve-kamu-calisani-lgbti-larin-durumu-2021-arastirmasi-basladi-1

İstihdamda LGBTİ+’ların durumunu araştıran çalışmanın 2020 sonuçları “Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” başlıklı iki raporda kamuoyu ile paylaşıldı.

Araştırma sonuçlarına göre LGBTİ+ çalışanlar ayrımcılık, dışlama, aşağılama, dedikodu ve nefret söylemiyle karşılaşıyor. İşini kaybetme ve daha ağır bedeller ödeme korkusuyla haklarını arayamıyor.

Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu 2020 araştırmasına göre işyerinde cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve interseks durumuna ilişkin tamamen açık olabilen kişilerin oranı sadece yüzde 14,8. Özel sektörde açık olamama hali süregiden bir ayrımcılığa dönüşüyor. Açık olamamak ağır psikolojik etkilere yol açıyor. Araştırmaya katılan hiçbir çalışan yaşadığı ayrımcılığı sendika ya da meslek örgütlerine bildiremedi. Araştırma, LGBTİ+’ların ekonomik ve sosyal haklarının sendikaların önceliği olmadığını ortaya koyuyor. Özel sektörde LGBTİ+ çalışanların yüzde 36,9’u işyerinde nefret söylemine maruz bırakılıyor. Raporda işyerinde nefret söylemine maruz bırakılan LGBTİ+’ların tanıklıklarına da yer veriliyor. O tanıklıklardan bazıları şöyle:

“Önceki “değişik” müşterilerden bahsedilirken trans bir birey ve lezbiyen bir çiftle dalga geçildi.” (Sağlık sektöründe çalışan lezbiyen kadın)

 “Online bir toplantı sırasında bir erkek çalışan takım çalışması kapsamında kendi takımındaki kişiye “partneri” diye yazdı ve anında konuşma baloncuğuna ifade olarak “bok” işareti konuldu. Ardından “şaşırma” emojileri eklendi ve bir anda bütün yazışmalar gülme şeklinde oldu. O erkek çalışan da kendini hemen düzeltmek zorunda kaldı.” (Sivil toplum alanında çalışan gey gueer)

“Bir trans birey ile ilgili olarak yapılan yersiz espri üzerine lgbti+ dostu görünümünde ince ayarlar verdim ve bunu anlaşılabilmek adına manipülatif bir şekilde sürdürüyorum.” (Tekstil sektöründe çalışan biseksüel kadın)

Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu 2020 araştırmasına göre LGBTİ+ çalışanların sadece yüzde 3,4’ü işyerinde açık olabiliyor. Açık olamamanın kendisi bir ayrımcılıkken bir yandan bu durum örgütlenmeyi de engelliyor. Kimliği bütünüyle gizlemek ayrımcılığa uğramak kadar ağır sonuçlara yol açıyor. Ayrımcılık riski ortadan kalkmadan kapalılık stratejisinden vazgeçilemiyor. LGBTİ+ kamu çalışanları ayrımcılığa karşı resmi kanallara güvenmiyor. LGBTİ+ kamu çalışanları, üyesi oldukları sendikalarda da açık davranamıyor, sendikalar yeterli güveni oluşturamıyor.

Katılımcıların yüzde 56,6’sı işyerinde LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemiyle karşılaştı. LGBTİ+’lara nefret söylemi kamuda ağır bir tablo yaratıyor. Raporda ayrımcılık ve nefret söylemi örnekleri katılımcıların kendi ifadeleriyle de aktarılıyor. O tanıklıklardan bazıları şöyle:

“Cuma namazına giden arkadaşlarım namazdan sonra verilen hutbenin ne kadar doğru olduğunu konuştular hutbe konusu da LGBTİ+ bireylerin onursuz olmasıydı.” (Mühendis/mimar olarak çalışan heteroseksüel trans erkek)

“Gey olduğunu düşündükleri bir kişi hakkında “nonoş, yumuşak” gibi tabirler kullanarak kendi aralarında o kişiyi aşağıladılar.” (Sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan lezbiyen kadın)

“Kibar ve nazik olanlar hakkında alay ederek kimliği üzerinde dedikodu yayılıyor. Maskülen bir kadın arkadaşımız için ise erkek gibi deyip kimse onunla konuşmak istemiyor.” (Asistan olarak çalışan gey erkek)

Özel sektörde de kamuda da LGBTİ+ çalışanların temel talebi ise mevzuatta ayrımcılık yasağı. Özel sektör çalışanı katılımcıların büyük bölümü ayrımcılığa karşı alınması gereken başlıca önlem olarak ulusal mevzuatta ayrımcılık yasağı seçeneğini işaretledi. İkinci sıklıkla işaretlenen seçenek hükümetin sorumluluk ve liderlik üstlenmesi oldu. Üçüncü tercih olarak ise toplumsal farkındalık kampanyaları seçeneği öne çıkıyor. Kamu çalışanı araştırmasında ise LGBTİ+ hakları konusunda alınması gereken “yasal önlemler” kategorisi öne çıkıyor. Mevzuatın evrensel insan hakları kriterlerine göre güncellenmesi taleplerini, sırasıyla “hükümetin sorumluluk ve liderlik üstlenmesi” ve “kurum içi mevzuatta ayrımcılık yasağı”na ilişkin talepler izliyor. Kurum içi eğitim, kurum yöneticilerinin açıklama, tutum ve davranışları, toplumsal farkındalık kampanyaları, emsal mahkeme kararları, örgütlü mücadele ve dayanışma ağları dile getirilen diğer önlemler arasında.


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
nefret