17/07/2023 | Yazar: Yıldız Tar
Sansür, Huysuz Virjin’i 2000’lerde öldürdü. Seyfi Dursunoğlu ise bundan üç yıl önce hayatını kaybetti. Huysuz’un yalnızlığı, ölümünün ardından sahiplenme yarışına döndü.
Huysuz Virjin karakteriyle tanınan Seyfi Dursunoğlu, bundan üç yıl önce İstanbul'da tedavi gördüğü özel bir hastanede hayatını kaybetti.
87 yaşındaki sanatçı 15 gündür hastanede tedavi altındaydı.
Türkiye eğlence hayatının 50 yılına damgasını vuran Huysuz Virjin’in televizyon ile bağı 2007 yılında Fox TV’de yayınlanan ‘Benimle Dans Eder misin?’ programının 3. sezonunda RTÜK tarafından sansürlenmesinin ardından koparıldı.
Dursunoğlu bu yasak için Hürriyet Kelebek’e verdiği bir röportajında “Türkiye tarafından 40 senedir kabul edilmiş işimi engellemeye ne hakkınız var” demişti.
Huysuz Virjin: Sansürün gölgesinde…
Huysuz Virjin ekranlarımızın en sevilen ve de en çok çeken karakterlerinden biriydi. Seyfi Dursunoğlu’nun yarım asrı aşan sahne ve ekran hayatı sansürlerle boğuşmak, bu sansürlerin gölgesinde hayatta kalmaya çalışmak, yer yer homofobik ve transfobik açıklamalara imza atmak, bütün bunlara rağmen bir lubunya ikonu olarak performansıyla nice yollar açmakla geçti.
17 Temmuz 2020’de hayatını kaybeden Dursunoğlu, hayatının son dönemini Huysuz Virjin’e konulan sahne yasağıyla birlikte ortalıkta pek görünmeden geçirdi. Cenazesine ünlüler akın etti. Huysuz’un yalnızlığı ölümünün ardından sahiplenme yarışına döndü.
Sansür, Huysuz Virjin’i 2000’lerde öldürdü. Seyfi Dursunoğlu ise bundan üç yıl önce hayatını kaybetti. Onlardan bize kalan izler için iki yazı duruyor şuracıkta:
Ayağa kalk, basit bir ikonu uğurlamıyorsun lubunya! – Mati Solak
Huysuz’un yükselişi ve yükselişi – Serdar Soydan
Huysuz Virjin’e getirilen ekran yasağı Can Dündar’ın kaleminden 16 Aralık 2007’de Milliyet gazetesinde gündem oluyor. Can Dündar, “Seyfi Dursunoğlu’na getirilen sansür çocukları korumak için mi yoksa farklılığı yasaklamak, bilinçaltını bastırmak, eleştiriyi susturmak için mi” diye soruyor. Bir yıldır ekranda olamayan Huysuz Virjin’in varoluş mücadelesi Dündar’ın yazısında detaylıca inceleniyor. Dündar bir yandan da “Tarihin Zenneleri” başlığıyla köçeklikten bahsediyor.
Dündar’ın yazısının yayınlandığı dönemde Kaos GL ve Pembe Hayat dernekleri, ekran yasağına tepki gösteriyor: “12 Eylül’de eşcinsel ve transeksüel şarkıcılara uygulanan sahne yasağı şimdi de televizyona mı uyarlanmaya çalışılıyor?”
Dernekler sansürün boyutunu şöyle anlatıyor:
“Yıllardır görüyoruz; heteroseksüel yaşamlar ve kişiler haberlerden magazine pek çok programla ekranda rahatlıkla sunulurken eşcinsel ve transeksüellerin konu olduğu filmlere bile sansür uygulanmakta. Özellikle son birkaç senedir gözle görülür bir engellenmenin olduğu ülkemizde ekranların en çok izlenen programlarının kahramanları Kuşum Aydın ve Bülent Ersoy’a bile eşcinselliği veya transeksüelliği çağrıştırdıkları için uyarılar gelmekte ama konuya dair hiçbir yetkili kurum tarafından resmi açıklama yapılmamakta.
“Son olarak, geçen senenin en çok izlenen programlarından biri olan “Benimle Dans Eder misin?”in sunucusu Huysuz Virjin, yeni yayın döneminde perukasını ve elbisesini çıkarmak zorunda bırakıldı. Türkiye’de TV izleyicisinin Huysuz Virjin’le bütünleştirdiği Seyfi Dursunoğlu, gizli sansüre boyun eğip sanatını feda ederek, ekranda gördüğümüz herhangi birine dönüştü.”
Açıklamada Dursunoğlu’na da kamuoyunu aydınlatma çağrısı yapılıyor: “Yıllardır “Huysuz Virjin” adıyla yaptığınız televizyon sunumları ile gösterilerden neden vazgeçtiniz? Baskı, yasak ve sansüre mi maruz kaldınız?”
4 Aralık 2007’de Nilüfer Zengin, Dursunoğlu’na mikrofon uzatıyor. Bianet’te yayınlanan söyleşide Dursunoğlu yaşananları şöyle anlatıyor:
“Bir, bir buçuk sene önce Star tv'nin yöneticisi Fatih Edipoğlu bana 'Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) senin Huysuz Virjin olarak çıkmanı istemiyor' dedi. Hatta 'Benimle Dans Eder misin?' programının tanıtımları dönerken program durduruldu, böylece ben bu işten haberdar oldum. Sonra da galiba RTÜK başkanı ve diğer yöneticileri kanalları dolaşıp, 'Ekranda kadın kıyafetinde erkek göstermek istemiyoruz' demişler”
Etiketler: medya, kültür sanat, tarihimizden