06/01/2022 | Yazar: Yasemin Bahar

LGBTİ+’lar akademide en kolay ‘ilginç’ bir araştırma konusu olarak barınıyor. Natrans, endoseks, allo ve hetero (kısaca cishet) araştırmacıların “Bana oradan 3 trans, 2 lezbiyen lazım” beklentisi ile yürüttükleri araştırmalar, genellikle bizim hak ihlallerimizi ortaya koymak veya esenliğimizi arttırmak gibi bir sonuca da varmıyor.

Lubunya, akademide barınamıyor mu? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İngiltere’nin en köklü üniversitelerinden University College London, İngiltere’deki LGBTİ+ hakları örgütü Stonewall ile bağını kesen ilk İngiliz üniversite oldu. Ben de kendi kendime düşündüm durdum: Biz lubunya, akademide barınamıyor muyuz, barınamayacak mıyız, akademinin neresindeyiz?

Sanırım barınamıyoruz. E cevabı bulduğumuza göre yazı da burada bitti, haftaya görüşürüz.

Tamam tamam gitmeyin, biraz daha üzerine düşünelim.

Akademide lubun olarak barınmak… zor abla… Zorlukların kaynağını saymaya başlayacaktım ama ortada koskoca bir sarmal var. YÖK’ten üniversite idari personeline, bir sürü farklı etmen sayesinde, akademide geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ve ikili cinsiyet rejimi pekiştiriliyor. Artan aşırı sağ söylemlerin de etkisiyle, LGBTİ+’lara karşı sistematik ayrımcılıklar da devam ediyor, hatta çeşitleniyor.

Bana öyle geliyor ki LGBTİ+’lar akademide en kolay ‘ilginç’ bir araştırma konusu olarak barınıyor. Natrans, endoseks, allo ve hetero (kısaca cishet) araştırmacıların “Bana oradan 3 trans, 2 lezbiyen lazım” beklentisi ile yürüttükleri araştırmalar, genellikle bizim hak ihlallerimizi ortaya koymak veya esenliğimizi arttırmak gibi bir sonuca da varmıyor. Dolayısıyla bizi nesneleştirdiği ile kalıyor. Karşımıza çıkan öğrenen-öğreten ikililiğinin herhangi bir yerinde özne olarak barınmak pek de kolay olmuyor.

Akademi de diğer tüm sistemler gibi beyaz, cishet, orta yaş, zengin, ‘sağlam/sağlıklı’ erkekler ve X dinin (örn. sunni Müslüman) mensupları için çarkını döndürüyor. Dolayısıyla onların bakış açısıyla, onların tarih algıları ile, onların çıkarları için var olan bir sistem olması kaçınılmaz oluyor. Akademi ve genel olarak eğitim, bize vatana millete hayırlı bir evlat olmayı, varolan toplumsal yapıyı sorgulamamadan bizden beklenen neyse onu yapmamız gerektiğini öğretiyor. Dolayısıyla eğitim, yeni nesillerin değer yapılarını ve hak mücadelelerine bakışını da ciddi anlamda etkiliyor. O yüzden akademi de aslında yıkmak istediğimiz cishetero patriyarkal düzenden ayrı bir yerde konumlanmıyor.

Demek isterdim ki elimizden geldiğince akademiye girelim, alan kaplayalım, akademiden birilerinin sesi yükselecekse bizim seslerimiz yükselsin, hangi konuların ne şekilde araştırılacağını ve öğretileceğini biz belirleyelim. Ama bunu diyebilir miyim emin değilim. Çünkü, öncelikle her LGBTİ+’nın lisans ve lisansüstü eğitim görme ve akademik alanda çalışma imkanı olmayabiliyor. Bu alana girebildiklerinde ve girmeyi seçtiklerinde de daha fazla ayrımcılıkla karşılaşmaya devam ediyorlar. Örneğin ben biliyorum ki Avrupa’daki 15-17 yaş arası interseks gençlerin yarısı liselerinde akran zorbalığına uğradığını söylüyor, ve bu zorbalık yetişkin intersekslerde de akademi dahil tüm istihdam alanlarında devam ediyor. Ve daha LGBTİ+ öğrenci olarak hayatta kalmak bile zorken, o bariyerleri aşıp akademiye girmek, sonra da akademide barınmak iyice imkansızlaşabiliyor. Ki unutmamak lazım ki LGBTİ+lar her zaman sadece LGBTİ+ kimlikleriyle değil, bazen de kadın, engelli ve/veya diğer kimlikleriyle de ayrımcılığa uğruyor. Dolayısıyla bana öyle geliyor ki, sadece bir kere bu dünyaya geliyorken ve yeterince dış baskı varken, herhangi birine veya bir harekete karşı bir sorumluluğumuz olduğundan değil, kendi imkanlarımız ve isteklerimiz bizi bu doğrultuya gönderirse akademiye girebiliriz, ve ayakta kalmanın yollarına bakabiliriz.

Peki nedir bu yollar?

1-    Dayanışma, danışma: Alandaki LGBTİ+’larla bilgi ve deneyim birikimlerimizi, başa çıkma stratejilerimizi paylaşmak. İletişim alanları oluşturmak. Gerektiğinde bizden daha birikimli kişilere soru sormaktan çekinmemek.

2-    Esenlik pratikleri: Özetle iyi olma hali diye çevirmişler Türkçe’ye. Bazen içi boşaltılsa da, tükenmişliği engellemek ve kendimizi öncelemek adına bize öneriler sunabilecek bir alan. Aras Örgen’in esenlik kavramından, LGBTİ+’lara özel araştırmalardan, kolektif ve bireysel esenlik pratiklerinden ve daha fazlasından bahseden köşe yazısını okumuşsunuzdur diye düşünüyorum zaten.

3-    Bilgi toplama: Hem güncel durum hem de haklarımız hakkında bilgi sahibi olarak kendimizi korumak. Yapılan çalışmaların, yürütülen projelerin farkında olmak.

4-    Sizin aklınıza gelen diğer yöntemler.

Bu pratiklere rağmen akademide yer edinmek, hatta genel olarak herhangi bir alanda var olmak ve savunuculuk yapmak yorucu olabilir. O yüzden kapitalist ve ableist (sağlamcı) beklentileri bir kenara koyup, istediğimizde -ekonomik vb. imkanlar da el verdikçe- durup dinlenmekte ve kendimizden beklentilerimizi gözden geçirmekte fayda var.

Eminim bu konuda diyecek daha şaşaalı sözler, daha anlamlı gözlemler veya çözümler vardır. Ama benim kendi soruma cevabım şimdilik bu kadar. Belki E. Ege Tektaş’ın Kaos GL Dergisi 182. sayısındaki “Kesişimselliğin Aktivizmde ve Akademide Açtığı İmkanlar” yazısında daha fazlasını bulabilirsiniz.  

Biraz da umutlu bitirmek için, sonsöz niyetine: Zaman içinde sadece bazı ayrıcalıklı kişilerin bakış açısının, bizi uysal ve milliyetçi üretim araçları olarak yetiştirme hedefiyle aktarıldığı bir eğitim sisteminden uzaklaşacağımızı düşünüyorum. “Öğreten-öğrenen” ikililiğini de yıkan; kişilerin istekleri, imkanları, kimlikleri, kültürleri ve ihtiyaçları doğrultusunda donanımlarını ve otonomilerini arttıran bilgi aktarımı alanları hayal ediyorum. Türkiye’de varolan alternatif araştırma/öğrenme çalışmalarını da değerli ve umut verici buluyorum (bknz. DEMOS, bknz. Off University).

Tıklamak isteyebileceğiniz alakalı şeyleri de APA MAPA stili falan yapmadım, buyrun:

·      https://www.theguardian.com/education/2021/dec/21/ucl-becomes-first-university-to-formally-cut-ties-with-stonewall

·      https://kaosgldernegi.org/images/library/cevirisozlugu2020.pdf

·      https://oiieurope.org/library-en/infographics/

·      https://kaosgldergi.com/

·      https://tinyurl.com/anarchistpedagogies

·      https://kaosgl.org/gokkusagi-forumu-kose-yazisi/lubunyalar-esenlik-ve-aktivizm

·      https://genclgbti.files.wordpress.com/2021/03/universitelerde-lgbti-esitliginin-izlenmesi-2020.pdf

·      https://www.unikuir.org/projeler/ankara-ve-istanbul-daki-devlet-universitelerinde-lgbti-haklari-baglaminda-toplumsal-cinsiyet-esitligi-haritalama-ve-izleme-projesi-16-08-2021-16-08-2022

·      https://kaosgl.org/haber/ozel-sektor-ve-kamu-calisani-lgbti-larin-durumu-2021-arastirmasi-basladi

*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, eğitim
2024