26/11/2021 | Yazar: Yıldız Tar
Hafta boyunca farklı mecralarda yayınlanan yazıları okuduk ve sizler için seçtik. Haftasonunda ne okusam diyenlere ilaç niyetine beş yazı!
Nasıl başladı, nasıl devam ediyor: Ana akımlaşmadan karşıtlığa toplumsal cinsiyet – Kaos GL / Demet Bolat
Demet Bolat, ana akımlaşmadan karşıtlığa toplumsal cinsiyet kavramının tarihsel seyrini yazdı:
“Toplumsal cinsiyet karşıtlığında kritik olan ve meseleye rengini veren heteronorma uymayan cinsel yönelimlere ve cinsiyet kimliklerine karşı keskin bir toleranssızlık. Bu aslında 80’lerin sonu 90’ların basından bu yana yükselen LGBTİQ+ hareketlerin ve ardından gelen queer teorilerin etkisiyle toplumsal cinsiyet kavramının dönüşümüyle de ilişkili. Toplumsal cinsiyet, yukarıda kısacık değindiğim gibi, dünyevi bir sömürü ve baskı sistemi olarak partiyarkanın taraflarına (kadınlar ve erkekler) işaret eden faydalı bir tarihsel analiz kategorisi iken (Scott, 2013) arzu, cinsellik, heteroseksizm üzerine tartışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte ikili cinsiyet rejimini anlamaya yarayan bir kavrama dönüştü. Kadınlığın ve erkekliğin kuruluşunun heteroseksüellik normundan bağımsız olamadığı, bunların sürekli birbirini çağırdığı tespitiyle toplumsal cinsiyet kavramı, heteronormatif düzenlemeyi analiz etmeye yarayan bir araç haline geldi. Yani kavram, cinsiyet rollerinin toplumsallığını işaret etmenin ötesine taşarak cinsiyetin, cinsel kimliğin ve arzunun heteroseksüelleştirilmesi arasındaki bağa işaret eder oldu. Böylece toplumsal cinsiyet yalnızca kadınlar ve erkekler arasında eşitlik mücadelesinin değil LGBTİQ+’ların özgürlük ve hak mücadelesinin de anahtar kavramlarından biri haline geldi.”
Biz o kadını tanıyoruz, tıpkı o bıçağı tanıdığımız gibi – 5Harfliler / Sibel Yükler
Sibel Yükler, 5Harflilere yazdı:
“Köşede oturanlara tepkiliyiz, çünkü kaçımız, sokakta kaç kadın, trans ya da eşcinsel bir erkek şiddete uğrarken kimselerin gelmediğine, sessizce köşeden izlediğine, kafasını çevirdiğine, bazen zincirleme trafik kazası ya da hafriyat makinesi izler gibi seyre daldığına defalarca tanıklık ettik. Kaçımız, bütün bu sessizliğin arasında bazen elimizde kalemle, bazen kolundan tutarak, bazen sadece yanında durarak şiddeti durdurmaya, gördüğümüz yerde yalnız bırakmamaya çalıştık.
“Komşuların, “Biz karışmayalım” diye sessiz kalışlarını, “Kötü olmayalım” diye faillerle yaptıkları işbirliklerini, trans kadınlar, eşcinsel erkekler sokaklarda taciz edilirken çevredeki cis-hetero erkeklerin iştahla izlediğini, esnafın olay bittikten sonra tepemize dikilişlerini, o çekilen perdeleri, kapanan kapıları, susan dilleri, dağıtılan yargıları kaç kez gördük.”
Türkiye’de transların kısaca dünü ve bugünü: Ülker Sokak, Esat ve Eryaman, Bayram Sokak – Çatlak Zemin / Efruz Kaya
Efruz Kaya, Çatlak Zemin’e yazdı:
“10 Kasım 2021, geçtiğimiz günlerde İstanbul Beyoğlu’nda tıpkı Ülker Sokak ve Eryaman’daki gibi transların bir arada yaşadıkları, çalıştıkları Bayram Sokak’taki evler bir kez daha devlet tarafından mühürlendi. Birçok trans sokağa atıldı. İçlerinde çalışamayacak durumda olan, Bayram Sokak’ta dayanışma ile hayatını sürdüren, tek başına hayatta kalamayacak olan yaşlı translar da var. Yakın zamanda devlet yetkililerinin yapmış oldukları birçok nefret söylemi ile beraber sokaklarda saldırılar arttı. Yakın zamanda kezzaplı saldırıya uğrayan, bıçaklanan, öldürülen maalesef ki birçok trans oldu. Bu koşullar altında, Bayram Sokak’ta daha önce defalarca kez sırf trans oldukları için gözaltına alınan, evleri basılan, şimdi ise devlet tarafından barınma hakları ellerinden alınan translar ev bulabilecek mi bilmiyoruz.”
Uluorta Saklı – Eşcinsel Özgürleşmesinden Önce Avustralyalı Lubunyalar – Velvele / Peter Mcneil, çev.: İlker Hepkaner
İlker Hepkaner, Peter Mcneil’in yazısını Velvele için çevirdi:
“1950’ler Avustralyası’nda kiliseler, polisin talepleri ve Soğuk Savaş döneminin Komünist nüfuzu kaygısı tarafından ateşlenmiş, queer cinselliğe karşı yürütülen bir cadı avı yükselişe geçti. Dejenere Oyuncak Bebek Gibi Giyinmiş… Aziz Kilda Sansasyonu-Adam-Kadın Maskarası, Sapıkların Yuvasına Karşı Polis Savaşı gibi başlıklarla tabloid gazeteler önceki sansasyon meraklısı haberlerine geri döndüler. 1950’lerin meşhur Amerika menşeili vücut geliştirme kültürü dergileri bile sıkı sansür nedeniyle yasaklandı.”
377. fıkra sonrası: Hindistan’da LGBTQ edebiyat kültürü – Kaos GL / Saikat Majumdar, çev.: Özde Çakmak
Özde Çakmak, Saikat Majumda’ın yazısını Kaos GL için çevirdi:
“Ne kadar kaybolmuş, bastırılmış ve geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine bağlı kalmış olsa da, Mahale’nin Kartik’i Hindistan’daki kuir yaşama dair unutulmaz bir portre sundu. Fakat onun için ufukta arzusunun yasadışı sayılmadığı bir yer var mı? Hindistan’da eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılmasının ardından kuir kurgu için – belki de tüm heteronormatif olmayan kültürel üretim için – asıl sorulması gereken soru budur.”
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, yaşam, dünyadan